Barış hanım merhabalar,
Bir sorum olacaktı izniniz olursa, 2012 ay evrelerini
incelerken birşey dikkatimi çekti, 21 mayısta oluşacak
yeniaydan sonraki yeniay 19 haziran'da ikisi de ikizler'de.
burda bir sorun yok, ama biz hep yeni ay kovaysa dolunayda
karşıtı aslandır diye gördük ve bildik. Bu ikizler'de oluşacak
üstüste 2 yeniay bu düzeni bozuyor, 21 mayıs'taki ikizler yeni
ayından sonra normal yay ikizler dolunayı oluşurken, 19
hazirandaki ikizler yeniayından sonra oluşacak dolunay ise
oğlak yengeç olup düzeni bundan sonra bozuyor. Bu düzen
bozukluğu normalmidir acaba yoksa bir şeylerin habercisimidir,
bir uzman olarak bizi bilgilendirirseniz sevinirim.
iyi çalışmalar...
Yavuz Közoğlu (9.10.2011)
Merhaba,
Sözünü ettiğiniz Yeniay ve
Dolunay'larda sıradışı bir şey yok. Bir yıl içinde 12 ay
vardır ve genellikle 12 Dolunay olur, ama her üç yılda bir
13 tane Dolunay gerçekleşir. 2012 yılında Ağustos ayında iki
tane Dolunay gerçekleşecek. Demek ki bundan önce de bir ayda
2 Yeniay olacak. Aslında buna düzen bozukluğu da denemez.
Güneş takvimi ve ay takvimindeki farklılıklar buna neden
olmaktadır. Bunun astrolojide sıradışı bir durum olarak
yorumlandığını hiç duymadım, ancak popüler kültürde buna
anlamlar yükleyenler olabilir.
Buna rağmen Herman Hesse'nin
dediği gibi:
Her
şey fark edilmeye değer,
Çünkü
her şey yorumlanabilir.
İyi günler,
Barış İlhan
Sayın,
Uğraştığınız
konunun tarihçesi hakkında bilginiz var mı? Benim var.
Astroloji dediğiniz ve sonuna gereksiz bir “loji” eklediğiniz
konunun temeli, Aristo’nun evren kurgulamasında yatıyor. Bu
kurguya göre dünya evrenin merkezinde yer alıyor. Güneş, ay ve
bilinen diğer gezegenler (ki o zamanlar “yıldız” olarak
tanınıyorlar) dünyanın çevresinde dönüyorlar. Daha “sabit”
görünen ve hayali çizgilerle birleştirilerek birtakım isimler
atfedilen diğer yıldızlar (dikkatinizi çekerim, birbirlerinden
ışık yıllarınca uzaktalar) sabit bir düzlemde dikilip duruyor
ve her nedense (tam bir pagan işi bu) belli “güçlere”
sahipler.
Aşağıda,
üşenmeyip size Aristocu evren tasarımının resmini
gönderiyorum.
İnsanların
aydınlanması adına, e-postamı sitenizde yayınlamanızı rica
ediyorum.
En acısı da
ne biliyor musunuz? Size göre Galileo haksız, papalık
haklıydı. İşte bunu bir türlü hazmedemiyorum.
Akıl ve
bilim yoluna en kısa sürede dönebilmeniz umuduyla.
Defne Tümer
(23.9.2011)

Sayın Defne
Tümer,
Uğraştığım konunun tarihçesini
uzun zamandır tetkik ediyorum. Onun yanı sıra bilim tarihi ve
antik felsefe de araştırma konularım arasındadır.
Astrolojinin temeli Aristo'nun
evren kurgulamasında yatmaz. Onun temelleri Aristo'dan 1000-1500
yıl önce atılmıştır. Aristo'nun evren modeli konuyu sistematize
etmek için elverişli bir model sunmuştur. Ne de olsa bilim var
olanı, olup biteni açıklama yöntemidir. Elbet bir yöntem
bulunur.
Gezegenler Aristo'dan çok
önceleri, bir gezegen teorisi geliştiren ilk medeniyet olan
Babilliler tarafından gezen yıldızlar olarak
tanımlanmıştır. Aslında bütün kadim uygarlıklar bunları gezen
yıldızlar olarak tanımlamış, çok erken çağlarda sabit
yıldızlardan farkını kavramışlardır.
Bu konuda aşağıdaki kitapları
okuyabilirsiniz:
D. Brown (2000),
Mesopotamian Planetary Astronomy-Astrology
Evans, James (1998).
The History and Practice of
Ancient Astronomy
Holden, James Herschel (1996).
A History of Horoscopic Astrology
Dünyanın Güneş çevresinde döndüğü fikri de
tarihte ilk olarak Sisamlı
Aristarkus (MÖ 310 – ca. MÖ 230) tarafından öne sürülmüştür.
Takım yıldızlarla ilgili konuşmaya bile gerek yok. Biliyorsunuz
bunlar günümüzde dahi astronominin temel taşlarıdır.
Aristo'nun evreni için
gönderdiğiniz çizim biraz amatörce göründüğü için onun daha
kalitelisini aşağıda yayınlıyorum.


Galileo'ya gelince, bugüne kadar
papazları savunan, Galileo'ya karşı olan bir astrologla
karşılaşmadım. Zaten böyle bir şey olamaz, çünkü Galileo da
zamanının bütün bilim adamları gibi bir astrologdur. Ayrıca
unutmamak gerekir ki Aristotales olmasaydı Galileo da olamazdı.
Bilim tarihi ilk düşünceyi söyleyen kişinin açıkladığı teorinin
kendisinden sonra gelenler tarafından sürekli revize edilmesinin
tarihidir.
Galileo da Kepler gibi bir
"mathematicus"tu, yani bir matematikçi, astronom ve astrologdu.
O çağlarda bilim adamı bunların üçünü de bilen birisiydi.
Galileo'nun çizdiği 24 tane doğum haritası günümüze kadar
ulaşabilmiştir. İki tane gayrimeşru kızı için çıkarttığı
haritalar ve karakter analizleri de durmaktadır. Kendisinin
çizdiği yine kendisine ait doğum haritasının resmini yanda
görebilirsiniz.
Özetle demek isterim ki,
astronomi ve astrolojinin bilim tarihi, ayrıca felsefe
tarihi iki cümleye mahkum edilemeyecek kadar engindir. Onları
gerçekten akademik bir yaklaşımla incelediğinizde kestirip
atılan yorumlar yapamayacağınızı görürsünüz. Belki de çok
yakında Galileo'nun fiziksel olayları parçalara ayırıp açıklayan
model kurma yöntemi tarihteki yerini alarak rafa
kaldırılacaktır. Çünkü günümüzde modern bilimin tıkanıklığına
çare bulmak üzere, bazı bilim adamları çoktan kolları
sıvamışlardır.
Bilim dünyasına hoş geldiniz.
Barış İlhan
Sevgili Barış İlhan,
Web sitenizdeki makaleler için teşekkür etmek istedim. Büyük bir
iştahla okuyoruz. Bu guzel arsivin daha da genislemesini
dilerim. İyi çalısmalar.
Dilara Gözde Araz (23.9.2011)
Sağolun, var olun.
Barış İlhan
Baris Hanim,
Sitenizde yayinlamis oldugunuz "yaz saati"
calismasi icin size ve Oya hanima tesekkur etmek istedim. Yeni
gordum... Belli ki ciddi bir zaman ve emek harcayarak
tamamlamissiniz, elinize yureginize saglik... Ayrica,
Facebookta yayinladim calismanizin duyurusunu. Kendi web
sitemde de yaz saati icin sitenizden yararlanabileceklerini
duyuracagim.
Basarilarinizin devamini dilerim...
Sevgi ve saygilarimla.
Şebnem Ekşib, Astrolog (Hint), (16.9.2011)
Sağolun, var olun.
Barış İlhan
Merhaba Barış Hanım ;
Okuyucu mektupları köşeniz sanıyorum yoğunluğunuzdan
dolayı uzun zamandır hareketsiz .Kitaplarınızın çocğunu daha
evvel ki mailimde de bahsettiğim gibi takip ediyorum ve kendimi
geliştirmeye çalışıyorum .(10.08.2009 da size yazmış olduğum ve
okuyucu mektupları köseşinde yayınladığınız mektup )
Size sormak istediğim; Neptün'ü en akıllıca nasıl
kullanabiliriz .Malumunuz Neptün hep aldatıcı , sislerle önümüzü
kapatır diye bahsediliyor ve adeta öcü gibi de anlatılıyor.Gerçi
siz kitaplarınızda olumlu yanlarını da anlatıyorsunuz .Ben
Neptün'ü seviyorum tabi ki o güzel olumlu yanlarını .Ancak
kitabınızda bahsettiğiniz gibi Neptün'ün olumsuz yanlarına
takılmaka için sürekli realiteye mi ve önümüzdeki gerçeğe mi
odaklanmalıyız .O zamanda sürekli kontrolcü oluyor insan yani
plutonik ve satürnyen o da çok sağlıklı değil.
İkinci sorum ise Lunar Horoskoplar ve Solar
Horoskoplar ile ilgili Türkçe veya Türkçeye çevrilmiş hiç
yayın bulamıyorum.Sizin bu konuda bir çalışmanız olacak mı veya
nasıl bu konularla ilgili bir yayın bulabilirim.
Çok teşekkür ediyor ve sizin Astroloji konusunda etik
tarzınız ve güzel yayınlarınızla bilgi kirliliğine ışık
tutmanızı diliyorum.
Saygılarımla.
Özlem ALP , 2.7.2011
Merhaba Özlem,
Evet, okuyucu
mektupları köşesi bir süredir sessiz. Bunun nedenlerinden birisi
çok yoğun olmam, diğeri de okuyucuların daha ziyade kendi
kişisel sorunlarına dair sorular sormaları. Bunalımlı mesajlar
çok arttı, sanırım genelde bunalımlı bir dönemden geçiyoruz ve
insanlar bunalımdan kurtulabilmek için "imdat" diyorlar. Tabii
ben bunları yanıtlayamıyorum ve yayınlayamıyorum.
Neptün'le ilgili ben
27 Ekim 2011'de Niyagara Şelalerinde bir Kanada konferansında
(SOTA) bütün gün sürecek bir seminer vereceğim ve orada Neptün'ü
en akıllıca kullanma yollarını anlatacağım. Belki onun kısa bir
versiyonunu da burada yaparım. Onu da sitede duyururm. Doğrusu
gelip dinlemeni öneririm.
Solar Return ve
Lunar Return'lerle ilgili şimdilik bir düşüncem yok. Bizim kendi
eğitim programımız için hazırladığımız bir ders kitabı var, ama
o yayınlanıp, piyasaya sürülecek durumda değil.
Ben ya ders almaya
başlamanı ya da bizim seminerleri izlemeni öneririm.
Sevgiler,
Barış İlhan
Merhabalar
Size bir şey
danışmak istiyorum
Kısmet olur ise
Şubat 10 -13 arası evlilik yapmayı istiyorum
Sizce hangi
tarih en uygun
Büyüyen ay fazı
ve Ay boğa da iken diye hatırlıyorum ama …Siz daha iyi bilirsiniz
? 11.02.2011 nasıl sizce?
Kıvılcım 19.1.2011
Evlilik için uygun
zamanın saptanması astrolojinin üç temel alanından birisidir
(seçim astrolojisi) ve kendine göre oldukça detaylı kuralları
vardır. Ay ile ilgili yazdıklarınız bunların en basiti.
Dolayısıyla buna göre davranmanızı önermem.
Ben sözünü ettiğim
konuda danışmanlık yapmıyorum. Ya bunu yapan bir astrolog bulun
ve ondan hizmet alın, ya da hiç bunları düşünmeden ne zaman denk
gelirse evlenin. Benim fikrim budur.
|
Merhaba.
Adım
Serkan İzmirden yazıyorum. Benim burcumun özellikleriyle ilgili bir
sorunum var. Ben 20 şubat doğumluyum sabah saat 09.00-09.30 arasında
doğmuşum. İnternette burcumun özelliklerine baktığımda uymadığım
benimle uyuşmayan çok özellikler olduğunu görüyorum. Beni tanımlayan
özellikleri var ama uyuşmadığım özelliklerde ağırlıkta. Kendimi %100
balık burcu olarak tanımlayamıyorum zira özelliklere baktığımda böyle
olduğunu görüyorum. Kendimi çözemiyorum. Ben İlk gün doğmuş olmamdan
dolayı balık burcunu %100 göstermiyormuyum bundan mı kaynaklanıyor ?
Ben ne yapıcam kendimi arada kalmış gibi hissediyorum. Keşke 2 gün
sonra ya da 2 gün önce doğsaydımda bu ikiliği yaşamamış olsaydım
diyorum. Ben ne düşünmeliyim ? (18 Kasım 2010)
İlk önce
www.astolojidergisi.com dan Burç
Değişim tablosundan doğduğunuz gün Güneş'in ne zaman burç
değiştirdiğine bakın. Daha sonra da aşağıdaki linkteki makaleyi
okuyun.
Bu makale sorularınıza
yanıt verebilir.
İyi günler,
Barış İlhan
Merhaba, ben Suendam, uzun süredir
Astroloji Dergisi'ndeki makaleleri okuyorum.
Steven Forrest, İçinizdeki Gökyüzü adlı kitaptan astoloji dergisinde
yaptığınız Burçlar ve Mevsimler adlı alıntıyı bir paylaşım sitesindeki
sayfama koymuştum, bir arkadaşımın yorumu beni size danışmaya itti.
Söyledikleri şunlar, aynen aktarıyorum:
"Yalnızca bir dipnot
geçmek istedim, yaklaşık olarak her iki bin yılda bir güneş sisteminin
de galaksi içinde hareketinden dolayı burç kuşaklarının yerleri
değişmekte, ya da bazı burç kuşakları görünümlerini kaybetmektedir.
Bunun sebebi, güneş sisteminin de süper küme içerisinde hareket
etmesinden kaynaklanmaktadır. Bu burç takım yıldızlarının M.Ö. 300
gibi bir zamanda tanımlandığını düşünürsek şimdi bu yorumları yapmak o
kadar da doğru olmaz. Bir başka durumsa burç kuşağında 13 burç takım
yıldızı olduğu gerçeğidir. Ancak yılları 13 eşit parçaya bölmek
insanlara saçma geldiğinden Julien takvimi hazırlanırken bu takım
yıldızı es geçilmiştir.
Bir başka durumsa bu takım yıldızlarının yalnızca kuzey yarım
küreden görünmeleridir. Güney yarım kürede bu takım yıldızlarından
başka 8 takım yıldızı görünmekte. Bunların en ünlüsü de güney haçı
takım yıldızıdır. Aslında bu da bir burç kuşağıdır yani. Bir başka
anektot da büyük yıl denilen 11 senelik devinim ve güneş
hareketleridir. Güneşte bir eksen etrafından kendi çevresinde hareket
eder ve salınım yaparak büyük elipsler çizerek gökyüzünde hareket
eder. Bu hareketler insan gözünün algısı dışındadır ancak yüzyıllara
yayılınca ciddi yer değiştirmeler söz konusu.
İşin en özeti, burçlar bizim iyimser kalabilmemiz için sevimli
bahanelerden daha öteye gidememekte."
Bu söylenenlere karşı argüman geliştirecek seviyede astroloji
bilgisine sahip olmadığımdan, beni aydınlatmak için söyleceklerinizi
duymaktan mutluluk duyacağım.
Saygılarla.(8 Nisan 2010)
Sevgili Suendam,
Eğer astroloji ile gerçekten
ilgileniyorsan, işte bu nedenle, bu tür argümanlara yanıt verebilmek
için muhakkak eğitimi alman ve bilgilenmen gerekir.
Sözünü ettiğin yazı benim yazdığım ve
içinde "İçinizdeki Gökyüzü"nden bir paragraf alıntılanmış olan bir
yazıdır. Ve o yazının amacı burçlar kuşağının takımyıldızlara göre
değil, mevsimlere göre oluştuğunu anlatmaktır. Yani arkadaşının
argümanlarına yanıt veren bir yazıdır. Ancak tabii bunu tam olarak
anlayabilmek için Güneş'in hareketini, bunun mevsimleri nasıl
oluşturduğunu öğrenmek gerekir. Ki bu konu da o yazıda kısaca
anlatılıyor. Yazıyı biraz daha dikkatlice okumanı rica ederim.
Arkadaşının söz etmeye çalıştığı ancak
tamamen yanlış anlattığı hareket ise presesyondur. Presesyon burç
kuşaklarının yerini değiştirmez. Zaten burç kuşakları diye bir şey
yoktur. Sadece bir tane burç kuşağı vardır.
"12 burçtan oluşan Zodyak, yani burçlar
kuşağı, mevsimlere göre bölünür.
Yani zodyak İlkbahar Ekinoksunda Koç
burcu ile başlar. Günümüzde, sanıldığının aksine, burçların
takımyıldızlar ile bir ilgileri yoktur. Yaklaşık 2000 yıldır bu
zodyak kullanılmaktadır. İleride de, bir değişiklik olmadığı
takdirde, global ısınma nedeniyle mevsimlerde kayma olsa bile aynı
zodyak kullanılacaktır. Çünkü zodyakın bu bölünüşü sembolik bir
bölünüştür. Bu, gökyüzünü 12'ye bölmenin bir yoludur." (Bu benim
astrolojiye giriş yazımdan.)
Presesyon hakkında bizim sitede
astrologlar için astronomi bölümünü okuyabilirsin.
Şimdilik sadece bu kadar yazabileceğim.
Sevgiler,
Barış İlhan
Tekrardan merhaba,
Yazdığınız cevap maili ve buna bağlı olarak sitede yaptığım
araştırma sonucu sadece arkadaşımın argümanına yanıt verebilmekle
kalmadım, ayrıca kafamdaki çoğu soru işaretini de gidermiş oldum.
Vaktinizi harcıyor olmamdan dolayı affınıza sığınarak ve iyi kötü
bir geribeslem mahiyetinde, yazdığım mesajı buraya kopya ediyorum.
"Astroloji, sanıldığının aksine yıldızlarla ilgili değil,
mevsimlerle ilgili bir disiplindir ve ekliptiğin sembolik olarak
30'ar derecelik 12 kısma ayrıldığı bir ölçüm şablonu olan Zodyak’ı
kullanır. Bu şablon, yani burçlar kuşağı, başlangıcı olarak da
İlkbahar başlangıcı olan 0º Koç noktasını alır. Bu nokta Koç
takımyıldızının başlangıcıyla karıştırılmamalıdır. Yaklaşık 2000 yıl
önce aynı hizada bulunduklarından, bu noktaya o takımyıldızın ismi
verilmiştir. Zodyak’ın mevsimsel burçları uzayın
matematiksel-geometrik olarak bölünüşü ile oluşur, yani
takımyıldızlar ile bir ilgileri yoktur. Yaklaşık 2000 yıldır
kullanılan bu Zodyak, global ısınma nedeniyle mevsimlerde kayma olsa
bile geçerliliğini koruyacaktır; çünkü Zodyak’ın bu bölünüşü
sembolik bir bölünüştür. Bu, gökyüzünü 12’ye bölmenin bir yoludur.
Zodyak takımyıldızları, 88 takımyıldızdan
ekliptik düzlemine denk gelen 12 adet takımyıldızdır. Ekliptik
güneşin bir yıl içinde izlediği yoldur. Zodyak değişik tarih
dönemlerindeki değişimlerle bugünkü 12 takımyıldızlık haline
gelmiştir. Örneğin eski zamanlarda Terazi takımyıldızı kendi başına
görülmüyor, Akrep'in bir parçası olarak sayılıyordu (Terazi
takımyıldızının güneydeki kefesini oluşturan yıldıza Akrep'in Güney
Pençesi deniyordu. -Zuben El Genubi, ing. South Claw- ). Esas olarak
13.takımyıldız olarak Yılancı takımyıldızının bir bölümü de
ekliptik üzerinde bulunmaktadır. Astronomide 13.Burç olarak tanınan
Yılancı, astronomik olarak güneşin 30 Kasım - 17 Aralık tarihleri
arasında bulunduğu takımyıldızdır. Ancak genellikle Güneş’in Akrep
takımyıldızında çok kısa kalması nedeniyle, Akrep dönemini bir aya
tamamlayabilmek için, Yılancı'da geçirdiği süre de Akrep dönemi
olarak değerlendirilir ve tüm kaynaklarda genellikle 12 adet
takımyıldız olarak geçer. Astroloji takımyıldızlara göre
oluşturulmuş Zodyak’ı değil, mevsimlere göre oluşturulmuş Zodyak’ı
temel alır. (Bu bakımdan 13.burç diye adlandırılan Yılancı
takımyıldızıyla bir ilişkisi yoktur.) Dolayısıyla astrolojinin
burçları Zodyak takımyıldızlarıyla aynı şey değildir, sadece
isimlerini onlardan almışlardır.
İlk üç argümana söylenebilecek karşı
argümanlar yukarıdakiler olmakla beraber, en son bahsi geçen
argümandan dolayı ise presesyona değinmek gerekir. Presesyon
denilen, dünyanın dönme eksenindeki bu hafif yalpalama, koni
hareketinin sebebi Güneş ve Ay’ın çekim etkileri ve Dünya’nın
şeklinin kusursuz bir küre değil, üstten bastırılmış eğri büğrü bir
portakal (geoid) şeklinde olmasıdır. Presesyon (yalpalama) hareketi
yüzünden Dünya’nın ekvator düzlemi ile ekliptiğin kesişme (ekinoks)
noktaları Zodyak takımyıldızları arasında saat yönünde kayar. Bu
hareketle Koç (ilkbahar) noktası, Zodyak takımyıldızları arasında
yılda 50'' (çember saniyesi), 72 yılda ise 1° geriye kayar. Aynı
zamanda bu, belirli zaman periyotlarında Dünya ekseninin gösterdiği
yönün değişmesine de neden olur. Bu yalpalama hareketi (birkaç
değil, yalnızca bir tane mevcut olan) burç kuşağının yerini
değiştirmez. Çünkü yukarıda daha önce değinildiği gibi, burç kuşağı
takımyıldızları ile değil, mevsimlerle ilgili bir düzendir. Dünya
ekseninin eğikliğinin açısı değişmediği sürece de mevsimlerin
matematiksel-geometrik sınırlarının değişmeyeceği açıktır.
Kaynak:
http://www.astrolojidergisi.com/astronomi-astrologlar.htm"
Emek ve vaktiniz için teşekkür ederim.
İyi çalışmalar.
Suendam Cangür
Sevgili Suendam,
Bilgilenince, öğrenince bir başka oluyor
değil mi? Ne güzel derlemiş yazmışsın.
Kaynak olarak altına bir de bütün
bunlara sebep olan benim Burçlar ve Mevsimler makalemi yazsaydın tam
olacaktı.
İzninle belki bu derlemeyi dergide
yayınlarım ne dersin?
Sevgiler,
Barış İlhan
Sevgili Barış İlhan,
Arkadaşımın yorum yapmasına sebep olan asıl makalenin kaynağı olarak
(Burçlar ve Mevsimler - Barış İlhan, Steven Forrest - İçimizdeki
Gökyüzü adlı kitaptan alıntı olarak) isminizi zaten belirtmiş
olduğumdan dolayı tekrar yazmamayı seçmiştim. Sanırım biraz ekonomik
davranmışım:) Derlemenin dergide yayımlanmasınan büyük sevinç ve
onur duyarım.
Sevgiler,
Suendam Cangür (12 Nisan 2010)
Merhaba Barış Hanım
Yayınladığınız Astrolojide Açılar - Sue Tompkins eserini son derece
beğendim, çeviri karşısında büyülendim diyebilirim! Oldukça doğru
bilgileri yansıtan, kaliteli bu eseri sunduğunuz için size teşekkür
etmek istedim.
Tebriklerimi sunar, başarılarınızın devamını dilerim.
Kristin Demirci (30.12.2009)
Merhaba Kristin,
Çok teşekkür ederim.
Sevgiler,
Barış İlhan
Öncelikle
merhabalar.siteniz sayesinde astrolojiye hobiden öte bir anlamda
giriş yaptığım için etkili bir giriş yapıp göz kamaştırmak isterdim,
ama elime yüzüme bulaştıracağımı bildiğim için vazgeçiyorum.
2 sorum var.belki de çok temel sorular ama
öğrenme sürecine yeni başladım:)
1.si:
ilkbahar noktası
daha önceden koç ancak şu anda balığa denk geliyor.(doğu sistemi
üzerinde çalışıyorum batı sisteminde farklıysa bilgim yok kusura
bakmayın)bunun nedeni presesyonmudur yoksa çok basit bir şekilde
zodyak 360 derece ancak bir yıl 365 gün olduğundanmıdır?bana kalırsa
her 2 si ama yine de cevabınızı bekliyorum.
2.si: presesyonun kendisiyle ilgili.kuzey
kısmında çekim var ve yalpalama hareketi oluyor da neden güneyi de
çekmior. güneyi de çekmeliydi.kuzey ve güney eşit derece
çekildiğinden yalpalama olmaz direk yörüngeden çıkılır.sorunun
cevabı eksen eğikliği yüzünden kuzeye daha çok etki oluşuyor oyuzden
asimetrik hareket oluo gibi düşündüm ama eminde değilim.
yanıtlarsanız çok
teşekkürler.yanıtlamazsanız da canınız sağolsun:).
iyi günler
Burak Kaya (29.4.2009)
Merhaba Burak,
1. Bunun nedeni presesyon, diğerinin bir
ilgisi yok.
2. Güneş, Ay ve gezegenlerin çekim etkisi
dünyanın ekvator bölümüne etki eder. (Dünya düzgün bir yuvarlak
değil kutuplardan basılı, ekvator bölgesi
şişkin olan bir şekildedir.) Ayrıca kuzey de güney de yalpalama
hareketine dahil. Bir tarafı yalpalıyor da diğer tarafı sabit
duruyor gibi düşünülmemeli (genelde grafiklerde topaç örneği
şeklinde sadece kuzey yön üzerinden gösterildiği için bir
yanlış anlaşılma olabilir). Altta iki yönün de dairesel hareketi
görülüyor. Daha fazla bilgilenmek için sitede Ayşem Aksoy'un
hazırladığı astrologlar için astronomi bölümünü okuyabilirsin.

İyi günler,
Barış İlhan
Merhaba iyi akşamlar, size bir konuda danışmak
istiyorum ve ayrıca en kısa zamanda randevu almak. iletişim
bilgilerinizi internette dolaşırken buldum. şu an sinirden midemde
inanılmaz bir yanma var. ben dün ünlü bir bayan astrologa vedic
astroloji haritamı çıkarttım. analizim elime ulaştı. ve hayatımda
inanılmaz derece de kötü senaryolar olacakmış. neler neler hem de..
sakat çocuklar, boşanmalar.. ben şu an ağlamaktan feci bir haldeyim.
sizden ricam astroloji ciddi anlamda böyle kehanetler öngörür mü?
bana vereceğiniz kısacık bir cevap bile beni çok mutlu eder.
şimdiden çok teşekkür ederim.
Demet (12.3.2009)
Merhaba Demet,
Hiç bir yorum
yapamayacağım. O astrolog kimdir, konusunu biliyor mudur? Vedik
astrolojinin etik kuralları var mıdır? O kurallara göre nasıl
hareket edilir bilmiyorum? Ben şimdiye kadar gerçekleşmeyen çok
kehanet gördüm. Onun için maalesef bir şey söyleyemeyeceğim. Ben
sadece benim bu tür kehanetlerle ilgilenmediğimi söyleyebilirim.
İyi akşamlar,
Barış İlhan
Barış hanım,
Doğum tarihimi tam
bilmiyorum. tespiti olabilir mi? Ediliyorsa ne kadar bir hassaslıkla
yapılabilir. Bilgi verirseniz sevinirim.
Kolay Gelsin Kemal Gürbüz
Merhaba,
Astrolojide doğum
zamanının tesbit edilmesine Rektifikasyon denir. Bu konuda uzmanlaşmış
astrologlar bunu güvenilir şekilde yapabiliyorlar. Benim Amerika'da
bildiğim bir kaç astrolog var. Bunu hesaplayan bazı bilgisayar
programları da var, ama ben bunda uzmanlaşmış bir kişiyi tercih
ederim. Tabii bunun maliyeti fazla olabilir. Yine de onları tercih
ederim. Yıllardır buna kafayı takmış biçimde çalışıyorlar ve cidden
uzmanlaşmışlar. Türkiye'de maalesef böyle birisini bilmiyorum. Belki
vardır, ama benim genellikle duyduklarım size bir iki soru sorup bunu
ya bilgisayardan, ya da bir kaç şeye bakarak söyleyenler. Ben buna
güvenemem. Kendim bunu hesaplamak için uzun saatler harcıyorum. Oradan
biliyorum ki bu iş gerçekten uzmanlık istiyor. Şahsen ben bu şekilde
hesaplatsam bile, yine de buna tam olarak güvenemiyeceğimi
düşünüyorum. O doğum haritasını kullanırım, ama her zaman aklımda
bunun hesaplanmış olduğu gerçeğini tutarım. Belki şöyle söylesem daha
iyi olur. Bir kaç saat içindeki bir zamanı uzmanına hesaplatıyorsanız
güvenin, 24 saat içindeki zamana daha az güvenin, bunun ötesine daha
da az güvenin.
İyi günler,
Barış İlhan
SEVGİLİ BARIŞ HNM;
ÖNCELİKLE SİZİ GERÇEKTEN TARZINIZDAN DOLAYI TEBRİK
EDİYORUM. SİZİN -OKURLARDAN YAZILAR- BAŞLIKLI BÖLÜMÜNÜZÜ OKUDUM.
ORADA HAKLI OLARAK OKUYUCULARINIZDAN İMLA KURALLARINA UYGUN YAZMALARINI
RİCA ETMİŞSİNİZ. İNANIN BU KONUDA SİZİ TAKDİR EDİYORUM.ÇÜNKÜ GÜZEL
TÜRKÇEMİZİ DOĞRU YAZMA ALIŞKANLIĞI HALKIMIZDA ÇOK ZAYIF
MAALESEF. ORADA ALMANYA'DA YAŞAYAN
ARAŞTIRMACI YAZAR OLDUĞUNU BELİRTEN BİR BEYEFENDİNİN HAKARET DOLU
YAZISINI DA YORUMSUZ OLARAK YAYINLAMIŞSINIZ. ASLINDA BEN SİZİN ONA HAK ETTİĞİ CEVABI VERMENİZİ ÇOK
İSTERDİM.AMA SİZ EFENDİ OLMAYI TERCİH ETMİŞSİNİZ.. BEYEFENDİ ORADA SİZE HİTABEN TÜRKİYE'DE YAŞADIĞINIZ GÖZ
ÖNÜNDE TUTULURSA DİYEREK HAKARETTE BULUNMAK İSTEMİŞ. İNANIN BU BENİM ÇOK AĞRIMA GİTTİ. BİR İNSANI YAŞADIĞI YER İLE YARGILAMAK ONUN NE KADAR
İNSAN DIŞI OLDUĞUNU GÖSTERİR. ÜSTELİK BU KİŞİ ARAŞTIRMACI YAZAR OLDUĞUNU İDDİA EDEN
BİRİSİ İSE DURUM ÇOK DAHA VAHİM. BİR DE AVRUPA'DA YAŞAYIP DA İNSANA
SAYGIYI HALA ÖĞRENEMEMİŞ İSE ÇOK ÇOK DAHA VAHİM BİR DURUMU VAR BENCE. BEYEFENDİ ACABA HİÇ Mİ ŞÖYLE BİR LAF DUYMAMIŞ
ARAŞTIRMALARINDA. EŞEĞE NE KADAR ALTIN SEMER VURSAN DA YİNE O EŞEKTİR. BARİŞ HNM LÜTFEN BU YAZIMI YAYINLAMANIZI RİCA EDİYORUM. VE BÖYLE HAKARET EDENLERE LÜTFEN AĞZININ PAYINI VERİN. GERÇEKTEN O LAF ÇOK AĞRIMA GİTTİ. İNSAN ÖNCE SAYGIYI ÖĞRENMELİ SONRA NE OLMAK İSTİYORSA
OLSUN SİZİ SEVİYORUZ.VE TARZINIZI USLUBUNUZU TAKDİRLE İZLİYORUZ
EFENDİM SAĞLICAKLA KALIN BAŞARILAR DİLERİM
Mimoza (12.8.2009)
Merhaba Sayın Barış İlhan
;
Sizi kişilerin
horoskoplarıyla kendilerini bulma ve hayata karşı biliçli bir şekilde
tutunmalarını sağlama konusunda astrolojiyle tanıştırma şekliniz ve
yayınlarınız konusunda çok takdir ediyorum .34 yaşında avukatım ve
27 yaşından beri de astroloji ile tanışma ve kendini tanıma yolunda
ilerleyen bir insanım .İlhan Yayınevinin pek çok kitabına sahibim ve
hepsi ayrı bir ışık tutuyor insana siz bize biz de okuyunca etrafımıza
ışık yaymaya çalışıyoruz tavsiye ediyoruz . ( Astrolojide Yetikinlerin
Bulüğ Çağı , Astroloji Dersleri , Bulmak İstediğin İnsan Ol , Değişen
Gökyüzü , Astroloji Psikoloji ve Dört Element ) Sitenizi de yakından
takip etmekteyim.Şimdiye kadar iki astrolog ile çalışma şansına sahip
oldum horoskopumu yorumlatmak açısından daha sonra da kendim okumaya
ve öğrenmeye başladım bambaşka bir derya bu konu . Ancak sizinle ve
sitenizle onlarla tanıştıktan sonra haberdar olabildim .
Astrologlarımdan
birini terk ettim ; bir süre sonra 7. evimdeki geri giden Neptün'ümü
kendisi de Balık Burcu olması sebebiyle güvenmeye başladığımdan
itibaren , kendine maddi olarak yontmaya başladıktan sonra ne acı
değil mi ... astroloğunuz sizi çok iyi tanıyor zayıf yanlarınızı da
tanıyor ve işler etikten çıkıyor ...
Diğeri ise hala görüştüğüm , gözümü
açan ve realist olan genç hanım .. çok şükür ki objektif gözüm oluyor
genelde bu dikenli yaşam yolumda
...ancak çok medyatik birkişi değil ...
Sizden çok ciddi bir
ricam var benim astrologum çok medyatik olmadığı için (onla beraber
de bu konuyu konuştuk tabi ki ) medyada astrolojiyi şarlatanca sadece
ekonomik çıkar için insanları kullanmaya çalışarak para kazanan hap
veya kehanet tarzında umut tacirleri ile mücadele etmeye katkıda
bulunmanızdır.
Hele bir hanım var ki
( ilgilenirseniz web adresini ve ismini bildirebilirim) eweb
sayfasından astrolojiyi farklı şekilde tanıtarak şarlatanca para
kazanmaktadır .Güya gezegen tılsımları yapmakta Türkiye ve Dünya'da da
bu sıfatla da tek olmaktayım demekte bu saçmalıklarla para
kazanmaktadır.
Eğitiminin ne olduğu
bile bellisiz.Sizler bilinçli ve bilgili astrologlar olarak bu tür
kişilere karşı çözümler bulmalısınız diye düşünüyorum .Ne bileyim hani
bağlı olduğunuz derneklerin filan bu şarlatanları yasaklaması , ya da
gerçekten astroloji eğitimi almamış kişilerin bu işi yapamaması gibi
.Çünkü ; her meslekte olduğu gibi astroloji de de sizler gibi etik ve
gerçek astrologlar para kazanabilmelidir .Ülkemiz de her alanda olduğu
gibi bu alanda da ne kadar sağlanabilirse tabi ki.... yaşamımda hep
haksızlıklara karşı mücadele eden bir insan olduğum için bu tarz
şeyleri hazmedemiyorum.Ama tek başına bir şey yapılamıyor bu tür
konularda ...
Farkındalık yolumda
yayınlarınız ile yaşam yoluma ışık tuttuğunuz için de çooooooooook
teşekkür ediyorum .
İyi çalışmalar , sevgi
ve saygıyla kalın....
Özlem (10.8.2009)
Sevgili Özlem,
Teşekkür ederim.
Ben 1997 yılında yayınevini kurup ilk kitabımı
yayınladığımda Türkiye'de zaten fal ifadeleri dışında bir astroloji
söylemi yoktu. O gün bugündür, kişinin kendini bulma çabalarına
yardımcı olmak üzere sürekli yayın yapıyorum. Artık insanlar kafede
sohbet ederken bile benim yerleştirdiğim ifadeleri kullanır oldular.
Kolay değil 12 yıl. Bazı şeylerin değişmesi gerçekten uzun zaman
alıyor.
Öte yandan ben sözünü ettiğiniz
şarlatanlıkların insanlık var olduğu sürece devam edeceğini
düşünüyorum. Gerçekten konuyu bilen astrolog sayısı arttıkça,
onların da ağızlarını açarken daha dikkatli olmak durumunda
kalacaklarını düşünüyorum.
Bu süreçte benim kendi işlerimi,
eğitimimi, kitaplarımı bir kenara bırakıp, medyada sırf onlarla
mücadele etmek için zaman ve enerji sarf etmeye hiç niyetim yok.
Kısa bir televizyon programına çıkmak bile insanın bir gününü
alıyor. Benim için o bir gün çok değerli. Sürekli medyada olabilmek
için derslerim, yazılarım, kitaplarım ve sevdiklerimi askıya almam
gerekiyor ki bu hiç mümkün değil.
Ayrıca ben yine dünyanın çok büyük
olduğunu ve bu dünyada herkese bir yer olduğunu düşünüyorum. Hedefim
asla benim yanlış gördüğüm birilerini yok etmek olamaz. Doğa zamanla
içindeki zararlı unsurları eler. Ve nelerin zararlı, nelerin
yararlı olduğunu biz insanlar küçücük aklımızla hayal bile edemeyiz.
Aydınlığın anlaşılabilmesi için karanlık lazım, barışı takdir
edebilmek için savaş lazım. Dünyanın dengesi karşıtlıkların
dengesine bağlı. Tabii bunlar benim görüşlerim.
Sözünü ettiğiniz konuda ben zaten
elimden gelen herşeyi yaptığıma inanıyorum. Bunun dışında yapılacak
şeyleri düşünenlerin işi de kendi düşündüklerini gerçekleştirmek.
Umarım siz de astroloji dersi almaya, bu konuda kendinizi
yetkinleştirmeye ve zamanı gelince medyada güzel bir şekilde yer
almaya başlarsınız.
Sevgiler,
Barış İlhan
Merhabalar Barış
Hanım Ben Yirmi bir yaşında bir üniversite öğrencisiyim, Astroloji
ile yaklaşık beş senedir internet üzerinden ilgileniyorum fakat bu
uğraş bende köşeme çekilip zamanımı ve kafamı tükettiğim bir
alışkanlık, bir takıntı haline geldi ve benim için iki yol olduğunun
kanaatine vardım; ya eğitimini alacağım ya da sizin gibi bir
astroloğa haritamı yorumlatacağım.
Fakat en azından şu sıralar ikisini
de yapamayacağım için size natal harita yorumu hakkında danışmak
istedim;
Natal haritamdaki yerleşimleri ve
pozisyonları biliyorum, genel+yüzeysel bir bilgim ve kelimelere
dökemediğim sezgilerim var diyebilirim, ''Astrolojinin anahtar
sözcükleri'' kitabını da okudum fakat örneğin ;
(3 evdeki Yengeç'teki Ciron) ile:
(8./9. evdeki Uranüs,Satürn,Neptün Kavuşumu) karşıtına; (Alçalan
akrebin yöneticisi: 12 evdeki Mars:4'koç'un) yaptığı t kare açıyı
nasıl yorumlayabilirim? Haritamda bunun gibi bana çok zor ve karmaşık
gelen komplekslikler var ve bunları nasıl bütünleyebilirim?
Umarım Yıldızların hatırına bana
yardımcı olursunuz. Okuduğunuz için teşekkürler.
Yıldız (9.7.2009)
Merhaba,
Maalesef bu harita yorumuna giriyor.
Ben burada bu tür sorulara yanıt veremiyorum. Bu daha ziyade doktorun
muayenehanesine gitmeden telefonla belimin altı ağrıyor, benim neyim
var acaba demeye benziyor. Siz en iyisi doğum haritanızı yorumlatın
lütfen.
Sevgiler,
Barış İlhan
Merhaba,
Ben Sedef astrolojiyi çok
seviyorum ve bir soru sormak istiyorum,haftalık,günlük burç
yorumlarında hangi gökyüzü tarihleri ele alınarak yorum
yapılıyor,gökyüzüyse burçların giriş çıkışlarımı,türkiye
haritasınınmı?
bilgilendirirseniz
sevinirim,şimdiden teşekkürler... (6.7.2009)
Sevgili Sedef,
Bu soruyu haftalık, günlük
burç yorumlayanlara sormanı rica edeceğim.
Barış İlhan
5 nisan 1964 saat:22:45
Ankara doğumluyum.Haritamdaki sabit yıdızların bana ne gibi kötü
etkileri oluyor yazarsan çok sevinirim. Şimdiden teşekkürler. Sibel
(27.6.2009)
Sibel sabit yıldızların kötü
etkileri olduğunu nereden öğrendiysen yine oradan kötü etkilerini
öğrenir misin lütfen? Biz astrolojide hiç bir sembolü böyle
değerlendirmiyoruz.
Barış İlhan
Sevgili Barış
Hanım,
Aslında size uzun sorular listesi
hazırlamayı öyle çok isterdim ki...
3 yıldır uğraş verdiğim astroloji ve
kişisel gelişimle alakalı konulardan şu sıralar uzak kalmak beni çok
üzüyor.. dilerdim ki hayatımda sadece bu konularla ugraşacak
şartları bulup, yaşamımı böyle devam ettireyim..ancak mümkün
olmadığı gibi bunun içsel huzursuzlugunu da yaşıyorum..
Sizden elbette buradan harita yorumu
istemleri mantıksız istekler oldugunu biliyorum..Bu şekilde
algılanmasını da istemem şuan isteyeceğim şeyin..
Sizden sadece 36 yaşımı
tamamlayacagım,22 haziran, yani yarın olan doğum günüm için ufak bir
hediye alabilirmiyim diye yazıyorum..ki bu hediye,yıllardır kendıme
sorup bulamadığım bir sorunun yanıtı..
Kısa da cevaplarsanız muhim değil
sevinirim..ancak bunun anlamını sizin gibi gercek bir astroloji
uzmanından, belki hissettikleri dahilinde çözebilirim dedim..
Doğum haritamla çözülemeyen bir
şeyler var hissettiğim ve size yazmak için bir çekim
hissettim..Elbette geniş bilgiler gerekli diyeceksiniz,ancak Üstelık
bunca zaman takip etmekle birlikte,kendımı size yazmaya yeterlı
bulamadıgımdan yazmamışken,sadece dogum günüm beni iteledi bu soruyu
sormaya..
Burcum Yengeç, yükselenim Akrep ve Ay
burcum Balık.. Evet sanırım anlarsınız ne sormak istediğimi..bunun
anlamı nedir?
Fikriniz varsa mutlu olurum..Yoksa
lütfen yayınlamayın bu yazdıklarımı..hazır oldugumda sorular sormak
için tekrar yazarım umarım size..Çok teşekkürler..bana ve ilgisi
olan herkese emekle verdiğiniz bilgiler için..
Çok keyif alıyorum okumaktan..
Görüşmek dileğiyle..
Sevgi ve Saygılar (21.6.2009)
Doğum günün kutlu olsun Emel.
İstediğin zaman yaz sorularını, yeterki harita
yorumuyla ilgili olmasın.
Söylediğin üçlü bir büyük üçgen. Sana şimdi bunun
özelliklerini yazacağım. Diğeri biraz harita yorumuna giriyor. Haritanın
bütününü görmem gerek.
Büyük üçgen kişiye kendine güven hissi
verir. Bu etkiyle hep iyimser beklentilerle dolarız. Kişi içinde
bulunduğu koşulları kolaylıkla kabullenmeye meyillidir. Yaratıcı gücü
genişlemiştir. Kendi içsel iyimserliği ve inancı onun hayatında doğal
bir koruyucudur. Eski astroloji okulları bu açıyı sadece pozitif ve şans
getiren etkisiyle tanımlıyorlardı. Ancak günümüz astrolojisi bu açının
iyi yönetilemediğinde bazı zararları olabileceğini gözlemlemiştir.
Büyük üçgen bizi hep kolay yola odaklı
olmaya sevk edebilir. Baskıyı, gerilimi ve stresi azaltır. Bizi zor
koşullarla mücadele edebilmemiz için motive etmez. Hayatında zevk alacak
çıkarımlar bulamazsa son derece durağanlaşıp işlevsizleşebilir. Bu kişi
kendini özgürce ifade edebileceği zevkler peşindedir. Haritada üçgen
açılar fazlaysa bu eğilim kişiyi fazlasıyla zevk düşkünü ve hayatının
temel sorumluluklarından kaçan birisi haline getirebilir. Mücadele
dinamizmini öldürücü bir etkisi vardır.
Büyük üçgenlerin iyi yönetilmesi doğum
haritasının genelinde yer alan diğer açılara çok bağlıdır. Bir kişinin
bu açının yararlarından faydalanabilmesi için harita genelinde zorlayıcı
ve dinamizm veren diğer açılara örneğin kare veye karşıt açılara
ihtiyacı vardır. Ancak bu şekilde içsel gelişim ve denge sağlanabilir.
Yoksa çok fazla durağanlığa doğru gidebilecek bir potansiyel söz
konusudur.
Su Elementi Üçgeni: (Büyük üçgeni
oluşturan gezegenler su burçlarında) Büyük Üçgenin pasif, alıcı ve
koruyucu yanı vurgulanır. Bu kişi için duygusal tatmin ve iç dünyayla
temasta olabilmek çok önemlidir. Bu kişiyle yakınlaşmak ve onu yakından
tanımak çok zordur. Çünkü kendisini dış dünyadan kopuk hisseder. Ancak
bu durum ileri düzeyde kişinin kendisini dış dünyanın gerçekliğiyle
tanımlamasını zorlaştırıp, sadece bilinçaltıyla irtibatta kalarak iyice
soyutlanmasına sebep olabilir. Bu durumda büyük üçgen oldukça sorun
yaratır. Bu kişi sosyal servislerde çok başarılı olabilir, bu tip
faaliyetler kendisi için ve hizmet ettiği kişiler için oldukça
iyileştirici olabilir. Çünkü bu kişinin doğal olarak empati ve
iyileştirme yeteneği vardır. Ayrıca yaratıcılığını kolaylıkla güzel
sanatlar alanında veya hayatın gizli mistik sırlarını anlamak için
kullanabilir. (Bu bilgiler Astroloji Dersleri kitabından alınmıştır.)
Sevgiler,
Barış İlhan
Merhaba Barış Hanım;öncelikle
yayınevinizin Türkçeleştirerek çıkardığı, 'Astrolojide Açılar!' kitabını bizim
gibi astrolojiseverlere kazandırdığınız için teşekkür ederim. Ciddi anlamda
kaliteli bilgilerle dolu çok güzel bir kitap.
Meksika'da keşfettiğiniz Maya ve İnkaları incelemeniz sonlandığında, soruma
cevap alabilirsem çok mutlu olacağım. Astrolojide açılar kitabında, Quintile açı
için orb +2 -2 kullanılmış. Majör açılarda orb 8*ye kadar çıkabilirken, artık
majör açılar kadar önem arz eden , quintile'de bu kadar az orb kullanmak ne
kadar doğru? Siz kaç orb kullanıyorsunuz? Bilginizi paylaşmanıza minnettar
kalacağım.Kovadaki güneşimle, yaydaki uranüs arasında 74,5 derece var. Eğer
güneş ve uranüs quintile açım varsa, kendimde gördüğüm uranüsyen bir çok
özelliği anlamama yardımcı olacak bu açı.Harita bir bütündür bunu da unutmuyorum
tabiki.
Size saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Nihan Özen (5.7.2009)
Merhaba Nihan,
Kitaptan yararlandığına sevindim.
Açıların orbları önem arz etmelerine göre saptanmaz. Ayrıca önem arz etmek de
göreli bir kavram. Örneğin çok az açı olan bir haritada, dakikası dakikasına
kesin bir tali açı çok önemli olabilir. Ama bir büyük kare, bir büyük üçgen,
köşe noktalarında çok gezegen olan bir haritada sıra bir tali açıya gelmez bile.
Quintile'ın temel açılar kadar yoğun kullanıldığını kastediyorsan, bu doğru
değil. Tali açılar arasında en yoğun kullanılan 150'lik açıdır. Ben bunun
dışındaki tali açılarda 1 derece orb kullanırım. Ancak UAC'de bu açıların
orbları hakkında farklı görüşler ileri süren bir astrolog dinlemiştim. Ona göre
daha geniş orb kullanılabilir. Bir görüşe göre de tali açılarda 12'yi harmonik
sayısıyla bölüp orbu saptayabilirsin. Bu durumda quintile'ın orb 2 derece 20
dakika çıkıyor. Yani senin Güneş'inle Uranüs orbu buna çok yakın. Ancak bir
insanın Uranyen olması haritada başka nedenlerle de olabilir.
Sevgiler,
Barış İlhan
|