Açısız Gezegenler
Bir gezegenin açısız olması, gezegenin diğer gezegenlerle arasında kabul edilebilir orbda Ptolemik açılardan (kavuşum, kare, altmışlık, üçgen, karşıt) birinin olmaması olarak kabul edilir. Ancak bazı astrologlar bu açılara 150’lik açıyı da dahil etmişlerdir.
Bu noktada orb aralığını tanımlamalıyız. Çünkü açısız bir gezegen için önemli noktalardan biri orbun ne alınması gerektiğidir. Karen Hamaker-Zondag (KHZ)’a göre Güneş ve Ay’ın kavuşum, kare, üçgen ve karşıt açılarının orbu 8 derece, 60 derecelik açıların orbu 6 derece, 150 derecelik açıların orbu ise 3 derece alınabilir. Diğer gezegenler için ise orb, kavuşum, kare, üçgen ve karşıt açılar için 6 derece, 60 derecelik açılar için 4 derece, 150 derecelik açılar için ise 3 derece alınmalıdır.
Açısız Gezegen Neden Önemlidir?
Natal haritada açısız gezegenin etkisini belirlemeden önce, bir açının neden önemli olduğu ile başlamak gerekir. Açılar sayesinde gezegenler diğer gezegenlerin etki alanına girerler ve bu etkileşim sayesinde deneyim kazanırlar. Açı, bir gezegeni potansiyelini sınaması için teşvik eder. Bu teşvik ve edindiği deneyim sayesinde gezegen kapasitesini tam olarak ortaya koyabilir. Açı her iki gezegene de yeni bir yön sağlar.
Eğer bir gezegen açısız ise açısı olan gezegenler gibi hayatın bütün alanlarına yayılmaz, daha dar bir alana odaklanır. Kendi ana prensipleri ile bağlantısına odaklanır ve deneyim alanını buraya taşır. Diğer gezegenler açıları sayesinde bir gezegenin kendi yolunu bulmasına yardımcı olurlar. Açı olmayınca gezegen bu yardımdan yoksun kalır. Açısız gezegen kendini diğer gezegenlerin temsil ettiği özelliklerle birleştiremez/ bağlayamaz. Bu nedenle de açısız gezegen özündeki özellikleri harmanlanmış olarak değil, çok net gösterir. Bu olumlu ya da olumsuz yönde olabilir.
Görüldüğü üzere, açısız bir gezegen haritanın kalanı ile bağlantısını kaybetmiştir. Gezegen kendi kendine hareket eder. Diğer gezegenlerden olumsuz etkilenmez, ama onlar tarafından desteklenmez de. Bu nedenle açısız bir gezegene sahip olan biri için bu bir avantaj da olabilir, bir yük de. Bu haritanın bütünü incelenerek karar verilecek bir konudur. Fakat pek çok durumda, açısız bir gezegen, kendi doğal ortamında isole edilerek bırakıldığı ve hayatın içinde diğer gezegenlerle etkileşip bütünleşemediği için problem oluşturur.
Tüm bu nedenlerle açısız gezegen haritada dikkate alınması gereken önemli noktalardan biridir. Açısız gezegen kişinin bu gezegenin etkisini farkettiği fakat bunu kişiliğinin diğer yönleri ile birleştiremediği anlamına gelir. Bazen bu nedenle psikolojik problemler çıkabilir ve kişi profesyonel desteğe ihtiyaç duyabilir.
Öte yandan yukarıda da belirtildiği gibi bazı insanlar için açısız gezegen bir avantaj olabilir. Mesela sanatçılar veya artistler için bu bir avantaj olabilir. Bu insanlar çok özel hayatlar yaşamaktalar ve bu özellikleri yaptıkları işin bir parçası olabilir.
Dr Dean’ın açısız gezegeni olan haritalar üzerinde 2 yıl yaptığı çalışmalarda bir kaç konuyu netleştirdi:
1. Açısız gezegenlerin enerjisini kontrol etmek, açısı olan gezegenlerin enerjisini kontrol etmekten daha zordur.
2. Bir gezegenin etkisi kişinin psikolojisinde ya tam olarak gözükür, ya da hiç gözükmez, yani yarı yarıya veya arada bir kendini göstermez. Ya hep ya hiç bu durumu çok iyi özetler.
3. Tüm bu nedenlerle açısız gezegenin etkisini tanımlamak çok zordur.
Doris Hebel ise bu tip gezegenleri, önemli, özel, süreklilik ve istikrar göstermeyen, öngörüde etkisi belirlenemeyen gezegenler olarak tanımlıyor.
Eugene Moore, açısız gezegenin Uranüs’e benzer bir görüntü çizdiğini belirtiyor. Açısız gezegen, kişinin bir köşede tek başına durmasını ifade eder diyor. Gezegenin hareket tarzı, açısı, belirsiz, değişken ve dengesizdir. Gezegen, istikrarsız bir görüntü çizse de dehayı da temsil edebilir. Mesela Moore açısız Güneş, yüksek oranda bağımsız, dış etkilerden uzak kalan, kendi başına bir insanı ifade edebilir diyor. Ayetullah Hümeyni’ nin doğum haritası doğru ise açısız bir Güneş’i var. Moore’un bu tanımı bu kişiye uymaktadır. Moore’un açısız gezegenlerle ilgili belirsiz, değişken ve dengesiz tanımını, Dr.Dean gel-git’li olarak değiştiriyor.
İzole bir gezegen her şeyi kendi yapmak zorundadır. Kişi gezegenin varlığını içinde hissedebilir, ama farketmesi, kabul edip bu etkiyi yer yüzüne çıkarması zordur. Hayatında ciddi bir dönüm noktası olmadıkça o etki hep içinde gizli kalacaktır. Gezegen diğer gezegenlerle açı yapmadığı için etkisini ortaya koymayacak ve kişi tarafından farkedilmeyecektir. Ancak kişinin yaşı ilerledikçe ve bu açısız gezegen diğer gezegenlerin transiti ve progresyonu ile açı yaptıkça, veya tam tersi kendi transiti ve progresyonu diğer gezegenlerle açı yaptıkça bu gezegenin varlığını keşfedecek ve bu etki ile başetmeyi deneyimleyecektir.
Karmik yaklaşıma göre ise kişinin açısız gezegeninin olmasının nedeni, kişinin sadece bu gezegenin enerjisine yoğunlaşması gerekliliğidir, başka bir gezegenin enerjisinin konuya karışmaması gerekmektedir.
Açısız gezegen kişiye açık bir mesaj taşımaktadır. Gezegen gözardı edilmemeli ve ifade ettiği şey dinlenmelidir.
Açısız Güneş:
Eugene Moore’a göre açısız Güneş’i olan biri ıssız adada tek başına kalmış biri gibidir. KHZ ise açısız Güneş’i, kişinin kendini bulmakta, kendini keşfetmekte zorlanışı, hayattan gerçekten istediğini bilememesi şeklinde tanımlıyor. Açısız olunca Güneş’in otokontrolü ve çevreyi yönetme içgüdüsü daha vurgulanmış olur. Açısız Güneşi olan biri kendini dış dünyaya daha az açar. Kendini dış dünya ile bütünleyemez. Dış dünyayının onu motive eden, egosunu dengeleyen etkisinden uzak kalır. Ama buna karşılık kendinin önemli olduğu, kendini yüksek bir pozisyonda tutması gerektiğini daha fazla hisseder. Çevresi bunu desteklesin veya desteklemesin, kendini beğenme ve kendini takdir etme bu kişi için çok önemlidir. Bu nedenle egosunu tatmin için dışarıdan gelecek desteğe ve güvene ihtiyacı yoktur. Kendi içsel dengesi ve varlığı önemlidir, dışarısı ile dengeli ve uyumlu olması gerekmez. Hatta kendini dış dünyadan tamamen soyutlayıp, kendi için oluşturduğu dünyasında rahat rahat yaşar.
Kendi içsel varlığı, kişiliğinin ve karakterinin diğer yönleri ile uyumlu birliktelik içinde değildir. Güneş ile açısı olan gezegenler kendi özelliklerini daha net ortaya koyarlar. Kendi etkileri ile kişinin Güneş’ini ve egosunu doğru, yapısı ve pozitif kullanmasını sağlarlar. Güneş ile açıları olmaz ise yine de kendi fonksiyonlarını ortaya koyarlar ama bu kişinin genel yapısı ve hayat amacı ile bağlantılı bir fonksiyon olmaz. Bu kişiler diğer gezegenlerin ifade ettiği konular ve fonksiyonlara daha az dikkat ederler. Çünkü öncelikli enerjilerini Güneş’lerine yönlendirmişlerdir.
Açısız Güneş aynı zamanda kişinin egosunu kullanmak için aile dinamiklerinin dışında bir yol bulduğunu da gösterebilir. Mesela babası geleneksel ebeveyn tanımına uymayabilir, babası arkadaş gibi olabilir veya babası hayatında hiç olmayabilir. Bu durumda kişinin gözünün önünde bir baba figürü yoktur. Ya kendi kendinin babası veya kendi kendinin otoritesidir. Açısız Güneş, aynı zamanda kişinin uzun bir süre hayat yönünü aramasını, araştırmasını da işaret edebilir.
Açısız Ay:
Ay, gezegenler içinde, fonksiyonunu tam olarak yerine getirmek için diğer gezegenlerin etkisine en çok ihtiyaç duyan gezegendir. Enerjisini bu sayede tam olarak ortaya koyabilir. Ay’ın özelliklerini renklendiren ve çeşitlendiren diğer gezegenlerin etkileridir. Ay’ın açıları kişinin yakın çevresine adaptasyonunu kolaylaştırır, yönlendirir. Eğer Ay’ın açısı yoksa, kişi doğal olmayan bir şekilde çevresi ile bağlantısını keser, özellikle duygusal seviyede. Kişi çevresi ile bağlantıya geçemediği için kendini uzun süre bir ortamda saklayamaz, kendini rahatsız, huzursuz, evde değilmiş gibi hisseder. Gelgitler yaşayabilir. Bir ortamda bazen çok rahat, bazen çok rahatsız hissedebilir kendini. Kişi bütün enerjisini Ay’ın temsil ettiği yönlere odakladığı için karakterinin diğer yönlerini geliştirmede çok istekli olmayabilir. Ay’ın açıları bize objektiflik sunar ve gerçek ihtiyaçlarımızın ne olduğunu tanımlamamızı sağlar. Açısız bir Ay ile kişi bu tanımları yapmakta zorlanabilir.
Dean’in çalışmaları açısız Ay’ın kişiye herhangi başka bir kombinasyondan daha travmatik kişilik getirdiğini göstermiştir. Ay kendini güvende hissetmek ister, çevrenin desteğine ve teşviğine ihtiyaç duyar. Açısız Ay kendini desteksiz, güvensiz, istikrarsız, kısacası travmatik hisseder. KHZ bunu “talep edilmeyen talep” olarak tanımlıyor. Yani kişi farkında olmadan çevresinden taleplerde bulunur, çevresi onu talepkar biri olarak görürken o kendini böyle tanımlamaz ve çevresinden hiçbir şey talep etmemiş biri olarak değerlendirir.
Kişinin duyguları ve bilinçaltı dışarıdan gelen etkileşimlerle gelişir, büyür. Bu etkileşimden yoksun olan Ay dış etkilerden bağımsız, bulunduğu evin özelliklerini ortaya koyar.
Açısız Merkür:
Ay gibi, açısız Merkür de diğer gezegenlerle yaptığı açılar sayesinde kendini daha net ortaya koyabilir. Gerçek ve açık bir objektifliği temsil eden Merkür, doğal etkilerle hareket edebilir. Ama diğer gezegenlerin etkisi ile fonksiyonlarını daha etkili olarak ortaya koyabilir. Diğer gezegenler Merkür’e öğrenme deneyimi sunar. Fakat açısız gezegen bu öğrenme şansından yoksundur. Akıl güçlü ve kabiliyetlidir, ama etkiden yoksun tek yönlü bir öğrenme sürecinin içindedir. Birey entellektüel aklını ve öğrenme isteğini tek bir alana, Merkür’ün bulunduğu alana yoğunlaştırır. Kişiliğin diğer yönleri Merkür’ün mantığından ve yönlendirmesinden yoksun olarak hareket ederler.
Merkür’ün güçlü bir etki altında kalacağı açısı olması yerine açısız olmasının faydası nedir diye bakarsak, akıl ve mantık pek çok alana dağılmadan sadece tek bir alana odaklanır ve enerjisinin çok üstünde performans gösterir. Ancak tek alana odaklanan Merkür, esnekliğini ve değişikliğe adapte kabiliyetini sınırlandırmış olur. Birey bir konuyu tüm yönleri ile ele almaya alışkın değildir. Dean’in çalışmasına göre kişinin iletişim yeteneği azalır. Kişinin hayal gücü izole edilmiş ve kişiliğinin diğer yönlerine entegre olmamıştır.
Açısız Venüs:
Diğer insanlarla duygusal ilişkilerde gelgit olabilir. Kişi rastgele ilişki yaşama isteği taşıyabilir. Tembellik söz konusu olabilir. Eğlenmeyi sever. Arkadaşlarına nasıl davranacağı konusunda denge kuramayabilir. Ya çok ilgili, ya da hiç ilgi göstermeyen biri olabilir. Kendini sevgisiz, yalnız ve istenmeyen biri olarak hissedebilir.
Perspektif Venüs için önemli bir konu. Açısız Venüs, diğer gezegenlerden kontrastlar alamadığı için perspektifi daha az önemser. Yine aynı şekilde sosyal adaptasyon daha zor olur. Ve tek yöne odaklanma obsesif ve tek yönlü bir düşünce sistemi çıkarır ortaya. Kişi çok pasiftir. Bir yandan kendine yeten, sosyal olarak dengeli bir hayat yaşarken diğer yandan şehvete düşkün bir görüntü çizebilir.
Açısız olduğunda Venüs tepki vermeden önce düşünmeyen, hareketlerini yönlendirmeyen bir görüntü çizer. Diğerlerin istekleri ve ihtiyaçlarına karşı daha az hassastır. Açısız Venüs, spontan davranışlarına sınır koymaz, modifiye etmez. Kişi beklentilerini karşılamakta tek yönlü davranır. Fakat davranışlarını yönlendirecek, modifiye edecek ve kritik edecek dış etkilere açık değildir. Açısız Venüs çok aktif ve faal olmasına rağmen hislerini saklayabilir. Kişi bir yandan sosyal etkileşim sonucu gelen baskılardan kurtulmak isterken, diğer yandan özellikle Venüs’ün bulunduğu evin konumuyla ilgili konularda kişisel hayatında bir tatmine ulaşır. Bu alanda kendi içinde bir denge kurabilir ve dış etilere açık bir Venüs’ün çok zor elde edebileceği içsel harmoniye kavuşur.
Açısız Mars:
Psikolojik olarak, Mars’ın doğal eğilimi dış etkilerden mümkün olduğunca arınmış bir şekilde kendi isteklerinin peşinde koşmaktır. Dikbaşlı Mars diğer gezegenlerin oluşturdukları kontrastan etkilenerek kendini yönlendirilmiş hissetmekten hoşlanmaz. Güçlü açılara sahip Mars serbestliğinin sınırlandığını ve kuşatıldığını hisseder. Bu nedenle açısız Mars kendi doğal fonksiyonlarını daha rahat ortaya koyar. Kişi hayatının/kişiliğinin diğer yönlerinin etkisi ve desteği olmadan kendi kişiliğini ve ihtiyaçlarını ortaya koyma yeteneğine sahiptir. Dean’in çalışmasına göre açısız Mars çok net görülen ve farklı bir etki yaratmaktadır. Açısız olması Mars’ın enerjisini yok etmez. Tam tersine oldukça enerjik ve aktif olarak durmaksızın kendi doğal özelliklerini ortaya koyar. Bu fonksiyonlar, doğal, dış etkilerden uzak, modifiye edilmeyen ve sürekli bir fonksiyondur. Gezegenin bulunduğu ev ve burç, bu enerjinin ve bu aktivitenin deneyim alanını gösterir.
Açısız gezegen, açılı bir gezegene oranla daha ben merkezcidir. Kişi kendi ilgi alanları üzerine yoğunlaşır. Açılı Mars daha geniş bir alanda tecrübe edinme ve hayatın baskısının ve stresinin daha kolay üstesinden gelme şansına sahiptir. Açısı olmadığında, Mars kişiliğin diğer yanlarının faydalarının rehberliğinden yoksun, tek bir alana odaklanır. Açısız Mars, diğer gezegenlerin yapıcı sınırlandırmalarından yoksun olduğu için enerjisini yönlendirilmemiş ve sınırlandırılmamış alanlara kaydırır. Mars’ın tüm yüksek tansiyonlu özellikleri, kırgınlık, kızgınlık, saldırganlık kontrolsüz bir şekilde zaman zaman ortaya çıkabilir. Mars’ın ham, rafine edilmemiş enerjisi burada daha az modifiye olma şansına sahiptir. Bireyin kişiliğinin diğer özellikleri kanalı ile modifiye edilmemiş bir enerji, bir süre sonra kontrol edilemeyen, bastırılamayan enerji haline dönüşebilir. Açısız Mars’ın negatif yönü, alınan aksiyonların kişiliğin diğer yönleri ile kontrol altına alınamaması, perspektifini kaybetmesi, farkındalık boyutunu kaybetmesi nedenleri ile zaman zaman rasyonel olamamasıdır.
Açısız Jupiter:
Jupiter izole bir hayat yerine sosyal bir katılımı temsil eder. Jupiter rahatlığın, genişliğin gezegenidir. Açısız olduğunda daha az sosyaldir. Dizginlerinde kurtulmuş gibi hareket eder. Diğer gezegenlerle yaptığı açılar Jupiter’e karar verme yeteneğini geliştirme konusunda yardım eder, çünkü kişi açılar sayesinde diğer gezegenlerinde etkisi ile farklı deneyimler kazanır. Açısız olduğunda kişiliğin diğer yönleri Jupiter’in deneyimi ve enerjisi ile gelişemez. Kişi hayatın ağırlığını hisseder. Jupiter’in ev konumuna göre olağanüstü gayret ve cesaret gösterebilir.
Açılı bir gezegenin aksine kişi, var olduğu tüm alanlarda yüksek oranda idealist, hilesiz, mütevazidir. Açısız Jupiter kendini sosyal değerler ve dini inançlar konusunda daha bağlantısız hisseder. Kişi inanç sistemlerini, dünyanın kabul gören geleneklerini, kültürel baskıları daha az takip eder. Bu nedenle çevresi tarafından geleneklere karşı biri olarak algılanabilir. Kendi içsel enerjisi ona kendine dönmesini, hayatın gerçekleri ve anlamı konusunda daha derin araştırma yapmasını söyler. Ancak vizyonu tek yönlüdür.
Jupiter’in ev konumu da ve diğer özelliklerde ayrıca bir bütün olarak incelenmelidir. Mesela gelişme ve ilerleme isteği olan hırslı birinin haritasındaki açısız jupiter bu kişinin toplumun ahlaki değerlerine ve gelenek-göreneklere dikkat etmeden isteklerini kendi bildiği gibi gerçekleştireceğini gösterebilir. Veya olumlu bir haritaya sahip birinin açısız Jupiter’i, çevresinde arzulu, istekli bir dünya yaratmaya çalışan heyecanlı birini ifade edecektir.
Açısız Satürn:
Bağımsız ve kendi başına buyruk Mars gibi, Satürn de açısız olmasından en az etkilenen gezegenlerden biridir. Açısız Satürn’ün eğilimi yalnız olmasıdır. Satürn hayat deneyimleri ile yapısını test eder ve geliştirir, açısız olunca, hayat deneyimlerine daha az açıktır, dış etkiler sonucu gücünü ve zayıflığını test etme şansı azalır. Satürn’ün diğer gezegenlerle açısı bu gezegenlere sorumluluk ve disiplin getirir. Gezegen daha ayağı yere basan ve daha gerçekçi fonksiyonları olan bir forma kavuşur. Açısız hali, normalde görev bilinci gelişmiş Satürn’ü daha farklı, kendi ile ilgili konulardaki süreçlerde daha vurdumduymaz yapar. Satürn’ün temsil ettiği yapılar ve tanımlar hayatın belli alanlarında karşımıza çıkar, diğer alanlarla bağlantıları yoktur. Bu nedenlerle kişinin hayatının pek çok alanında kontrolü, denetimi ve yönlendirmesi yoktur. Kişisel disiplin ve organizasyon ihtiyacı öne çıkan eksikliklerdir.
Eğilmezlik ve kristalize olmak, açısız Satürn için daha az problematik alanlar olmasına rağmen, açılı Satürn’ün kontrolü ve disiplini sayesinde elde edilen faydalardan yoksul olduğu için, dış dünyanın nadir görülen indirekt etkilerine bile açıktır. Hayatına çeki düzen verme, disipline etme az rastlanan yönlerdir. Kişi kendine kurallar, sınırlamalar koymaz, hayatı akışı gibi yaşar. Sabır ve uzun süreli planlamalar daha az gündeme gelir. Zamanlama ise tamamen devre dışı kalır. Satürn hayatın bir yönüne odaklanır, diğer fonksiyonlarını ortaya koyamaz. Bu nedenle Satürn’ün bulunduğu evin temsil ettiği konularda aşırı kontrol ve yönetme eğilimi varken, hayatın diğer yönleri ihmal edilebilir. Kişi farklı konulara yönelme ve adapta olma zorluklarına karşı dikkatli olmak durumundadır.
KHZ’den bir örnek. Açısız Satürn’ü olan bir çocuk, ailesinin istediği gibi bir hayat sürmektedir. Aile işinde yönetici olarak çalışmaktadır. Ancak bir kızla tanışır. Kız özgür, bağımsız, ailesinin tasvip etmeyeceği biridir. Ya kızla gidecek ve kendi için o güne kadar kurduğu hayatı geride bırakacaktır, ya da ailesinin istediği şekilde kızı terk edecek ve aile işinde yönetici olarak çalışmaya ve ailesinin istediği hayatı yaşamaya devam edecektir. Bu birey de açısız gezegeni olan diğer insanlar gibi neden bu benim başıma geldi diye düşünmektedir.
Ağır Hareket Eden Gezegenler:
Yavaş hareket eden tüm gezegenler, kendi ifade ettikleri özellikleri, yoğun, değişmez formlarda ortaya koyarlar. Ve bu gezegenler, fonksiyonlarını yerine koymak için açılar ile diğer gezegenlerden etkilenmeye ihtiyaç duyarlar. Açısız olduklarında da idare edilebilmeleri için yoğun bir çaba harcanması gerekir. Aksi takdirde öngörülemez ve beklenmedik bir davranış sergilerler. Bazıları, bilinmeyen nedenlerle, ağır hareket eden açısız bir gezegenin enerjisini kullanırken, insan üstü bir performans gösterebilir. Bunu sınırsız kozmik bir güce sahip olmak şeklinde de tanımlayabiliriz.
Açısız Uranüs:
Açısız olduğunda Uranüs bağımsız, kendine yeten, dış sosyal etkilere kapalıdır. Açısız bir gezegenin özellikleri Uranüs doğasında kişisel bir gezegen olmadığı için vurgulanmıştır. Dış etkilerden uzak, sinirli, gerilimli bir yapı oluşur ve şiddetini arttırır ve rahatsız bir süreç yaratır. Kişi kısa süreli enerji patlamalarını deneyimler. Ancak bu kişinin hayatının diğer yönlerini etkilemez, kendi kendine hareket eder. Diğer bir deyişle, kişinin kaos ve düzensizlikle baş etme kapasitesi düşer. Fakat Uranüs’ün görevi kişisel gelişim için anlamlı bölünmeler ve aralar yaratmak iken, açısız olduğunda bu gelişimsel etkileşim azalır ve süreç uzar. Kişi kendini Uranüs’ün bulunduğu evin alanlarında, olumlu ya da olumsuz, tek başına ve benzersiz hisseder.
Açısız Neptün:
Bu zor rastlanan bir durumdur. Çünkü Neptün 1943’den itibaren yaklaşık 50 yıl Pluto ile açı yapmıştır. Neptün’ün doğasında kendini yalnız, terkedilmiş ve inzivada hissetme eğilimi vardır. Kendi iç dünyasına çekilme ve içsel gelişimine odaklanma eğilimi vardır. Açılarla dış dünyadan gelen deneyimleri iç dünyasına taşıma ve bu gelişim sürecinde kullanma olanağı bulur. Bu sayede dış dünyaya bakmaya ve konuşmaya zorlanır. Açısız Neptün, diğer gezegenlere oranla çok pasif olarak varolur. Kendi hislerini dış dünyada edindiği deneyimlerle geliştirmenin yollarını arayacağına, kendi iç dünyasına çekilir. Kendi hayal dünyasında yarattığı güzellikler ve görüntüler ile mutlu bir şekilde iç dünyasına kapanır. Neptün’ün aktif fantazi üretme kabiliyeti, aktif dış çevre faktörleri tarafından desteklenmediği için güçlü ve içseldir. Ancak tüm bu fantastik, hayal dünyası somut konulara dayanmaz. Sipürütüel görüşünün gelişmesi konusunda diğer gezegenlerin direkt etkilerinden ve desteğinden yoksundur. Kişi dış dünyada görmediği ve yaşamadığı için mucizelere ve içsel enerjiye inanmakta zorluk çeker.
Açısız Pluto:
Pluto izole bir gezegendir. Pluto kişinin hayatındaki psikolojik değişimleri gösterir. En azından doğum haritasında yer altında kalan derin konuları temsil eder. Açısız ise, Pluto’nun izole ve diğer etkilerden uzak özelliği daha bir vurgulanmış olarak karşımıza çıkar. Birey, kişiliğinin diğer içsel yönlerinden etkilenen güçlü ve derinlerde kalmış bir güce sahip olabilir. Pluto ile bu yakıcı güç daha kuvvetli bir şekilde yeryüzüne çıkar. Pluto bu gücün etkisini azaltacak ve dengeleyecek ve kişinin derinlerde kalan enerjiyi kontrol etmesini öğretecek dış etkilere ihtiyaç duyar. Dış etkiler, yani diğer gezegenlerle var olan açılar, bu içsel enerjinin değişmesine, yön bulmasına ve değiştirme, iyileştirme gücü ile yeryüzüne çıkmasına yardımcı olacaktır. Açısız gezegende bu dönüşüm enerjisi sınırlandırılmış olabilir. Özellikle duygusal alanlarda birey, kişisel hakimiyetini geliştirecek test mekanizmalarından yoksundur. Pluto’nun gölgede kalan yönü daha gölgededir. Diğer gezegenler Pluto’nun yeryüzüne ve aydınlığa çıkmasına yardım edemezler. Diğer yandan açısız Pluto diğer gezegenlerden güç kazanamaz. Diğer gezegenlerin enerjisi Pluto tarafından, temsil ettiği evin konuları için daha az farkedilir. Bu durum açısız Pluto’nun sahibinin daha karanlıkta kalmasına, hayatı deneyimleyememesine ve kendini dönüştürecek gücü, enerjiyi bulamamasına neden olur.
Açısız Gezegen ve Güvensizlik: Açısız bir gezegeni olan birey kendini sık sık güvensiz hisseder. Birey sürekli bir arayış ve neden arama durumunda olduğu için özellikle açısız gezegenin bulunduğu evin konularında açlık, özlem ve ihtiyaçlarının karşılanmadığı duygusu içindedir. Bu bireyin içinde hissettiği bir şey olduğu için dış etkiler ve dışarıdan yapılan şeyler bireyin bu hissini değiştiremez.
KHZ bir örnek veriyor. Kendisine astrolojik danışmanlığa bir çift gelmiş ve ilişkilerinin astrolojik analizini istemiş. 30 yıllık evlilikleri varmış ama kadın bir kriz dönemindeymiş. Kadın kocasını sevip sevmediğinden, hiç sevip sevmediğini ve gerçek sevginin ne olduğunu bilip bilmediğinden emin değilmiş. Kocası ise bunu kişisel algılamıyormuş. Karısını sevdiğinden, karısınında kendisini sevdiğinden eminmiş ama neden bu durumda olduklarını açıklayamıyormuş. Analizler sırasında kadının açısız bir Venüs’ü olduğu anlaşılmış. Kadın evliliğinde mutlu olduğunu, hayatının devamında kocası olmadan bir hayat düşünemediğini belirtmiş. Ama içinde bir yerlerde gerçek sevgi nedir, ben acaba hayatımda bir şeyleri mi kaçırıyorum, yoksa gerçek sevgiyi bulmadım mı gibi duygular taşıyormuş. Oysa bu dışarıdan gelen bir şey veya dışarıda olan bir olay sonucu kişinin hissettiği bir şey değil. Kişinin kendi içinde taşıdığı bir duygu.
Açısız bir gezegenle ya hep ya hiç: Açısız bir gezegen bir an kendini çok net bir şekilde ortaya koyarken bir başka an kaybolur. Bir gezegen ne zaman kaybolur? Tam onun enerjisine ihtiyaç duyduğumuz zaman gezegen kaybolur ve artık ona ihtiyaç duymadığımız zaman ortaya çıkar. Örneğin bir atlet düşünün, açısız Mars’ı var. Çok başarılı bir atlet olabilir, pek çok yarış kazanmış olabilir. Ama en önemli yarışta, kendini enerjisiz, güçsüz hissedebilir ve yarışı kazanamayabilir. Öte yandan herkesin ondan umudunu kestiği, hiçbir şey kazanamaz artık dendiği bir anda harikalar yaratıp yarışı kazanabilir. “Ya hep-ya hiç” durumu açısız gezegenlerde çok sık rastlanan bir durumdur. Genelde gezegen “ya hiç” modundadır, çok seyrek “ya hep” moduna geçer. Ama kişi bu özelliğini keşfettiğinde kendini disiplin altına alıp, açısız gezegeninin bu yıkıcı etkisinden uzak durabilir.
Yine KHZ’den bir örnek. Kendisine danışmanlığa bir bayan gelmiş. Bu bayanın açısız Güneş’i varmış. Kendisine çalıştığı şirkette bir yöneticilik pozisyonu önerilmiş. Ama o bu önerinin hata olduğunu ve kendisinin liderlik yeteneği olmadığını savunuyormuş. Haritası incelendiğinde açısız bir Güneş’i olduğu anlaşılmış. Biraz daha incelendiğinde çalıştığı şirketin ufak bir şirket olduğu, ciddi bir kriz geçirdiği, bu bayanın kontrolü alarak ani ve spontan kararlar verdiği, diğer çalışanları bu kararlar ile yönlendirdiği ve bunun sonucunda şirketin ciddi ve sorunlu bir dönemi atlattığı anlaşılmış. Burada açısız gezegenin bir kaç özelliği vurgulanıyor. Açısız bir gezegenin enerjisinin nasıl beklenmedik bir şekilde ortaya çıktığı ve kişinin açısız Güneş’ine nasıl güvenmediği.
Açısız Gezegen ve Yod: Açısız gezegenin etkisine benzeyen, haritadaki bir diğer özellik ise yod dur. Açısız gezegeni biz içimizde hissederiz. Etkisini tanımlamakta zorlanırız, korkarız, kaçarız, kendimizi güvensiz hissederiz vs. Ama bunlar hep bizim içimizde olan duygulardır. Yod da ise üç gezegen açıları ile birbirlerini etkilemektedirler ama hepsinin enerjisi, amacı, geçmişi farklıdır. Ancak kişiye hissettirdikleri ve etkileri birbirine benzer.
Açısız gezegenlerde, yod gibi kişinin hayatında etkisini yol ayrımlarında ortaya çıkarır. Mesela açısız gezegeni olan biri işe başladığında, işe başladığı şirket bir yol ağzında olabilir, değişim, kriz yaşayabilir.
Düet: Haritadaki iki gezegenin sadece birbirleri ile açı yapması diğer gezegenlerle açı yapmaması demektir. Yükselen ve MC ile yapılan açılar kapsama dahil edilmez. Bu durumda gezegenler sadece birbirlerinden etkilenmekte, haritanın kalanı ile bağlantıları olmamaktadır. Bu gezegenlerde açısız kabul edilerek etkileri incelenebilir.
Açısız gezegen veya düetle başa çıkmak yod ile başa çıkmaktan daha kolaydır. Çünkü burada ilgilenmemiz gereken bir veya iki gezegen vardır.
Karşılıklı Ağırlama: Eğer açısız bir gezegen haritada bir başka gezegenle karşılıklı ağırlama özelliğine sahipse, bu gezegenin enerjisinden etkilenecek diye düşünülebilir ve sanki bu gezegenle açısı varmış gibi değerlendirilir. Mesela Kova’daki Ay ve Yengeç’teki Uranüs, eğer Ay açısız ise, Ay’a Uranyen bir etki katar.
Ev konumu: Açısız gezegeni etkileyecek tek şey belki de ev konumu olabilir. Kare ya da karşıt açı olması durumunda gezegen gerilim altına girer, oysa bu gerilimler hayatın şanslarıdır, kişiyi değişim için dürterler. Açısız bir gezegen, açısı olan bir gezegenin yaptığı kişi üzerindeki bu etkiyi yapamaz.. Açısı olan gezegen, gerilimler altında yaratıcı, üretken, sorunları aşan bir tavır sergilerken, açısız gezegen hayatın bir alanına odaklanmış, kişisel gelişimi bu alana bağlamıştır. Bu alanın etkisi evin konumundan da etkilenecektir. Açısız gezegenleri aynı zamanda evlerin yönetici gezegenleri ile de etkileşime girerler.
Aynı şekilde açısız gezegenin yönettiği ev ve bu evin temsil ettiği alanlar da bu etki altındadır. Aynı açısız gezegende tanımladığımız gibi, kişi açısız gezegenin yönettiği evin temsil ettiği alanlarda, aynı farkına varmama, çelişki, ya hep ya hiç, problemler, farkedilip aşılması gereken sorunlarla karşı karşıyadır. Bu nedenle açısız gezegen incelenirken açısız gezegenin yönettiği ev de incelenmelidir.
Haritanın köşelerini oluşturan evler, açısız gezegenler için diğerlerinden daha zordur. Bunun nedeni, bu evlerdeki açısız gezegenin etkisini kişinin hayatının kişisel alanlarında test etmek zorunda olmasıdır. 1. ev kişinin dünyadaki yerini bulduğu yerdir. 4. ev kişinin evde veya aile ile ilgili kişisel problemlerini gösterir. 7. ev evlilikteki ve ikili ilişkilerdeki zorlukları getirir. 10. ev kişinin kariyer yaşamındaki problemlerini temsil eder. 2., 5., 8. ve 11. evler, değerler, para ve aşk ile ilgili dersleri kapsar. 3., 6., 9. ve 12. evler ise iş, sağlık, sipürütüel konuları, duygular ile teması ve bu alanlardaki dersleri ifade eder.
Öngörü Zorluğu: Açısız bir gezegenin tek bir konuya odaklanması üzerinde özellikle durulup incelenilmesi gereken bir konudur. Açısız gezegenin diğer gezegenlerle ilişkisi olmadığı için gezegenin etkisi öngörülemez. Genellikle bir gezegenin etkisini nasıl göstereceği açılarına bakılarak öngörülür. Fakat eğer gezegenin açısı yoksa, astrolog öngörülerini neye göre yapacaktır.
Diğer Gezegenler: Açısız gezegenin etkisi incelenirken sadece açısız gezegenin etkisi değil, bu gezegenin etki etmemesi sonucu diğer gezegenlerin nasıl etkileneceği ve kişilik üzerindeki yansımasının ne olacağı da önemlidir. Açısız olduğunda diğer gezegenler bu gezegenlerle etkileşim altında değildir ve bu nedenle onun etkisinden uzaktır. Bu nedenle sadece açısız gezegen değil, kalan gezegenlerin de durumu incelenmelidir. Bu analiz de dar bir bakış açısı yerine astroloğa daha geniş bir bakış açısı sunmaktadır.
Derleyen: Neslihan Ayanoğlu
Kaynaklar :
Dynamics of Aspect Analysis / Bill Tierney
Unaspected Planets / Judy Collins / The Arizona Astrologer
The Yod Book and Unaspected Planets / Karen Hamaker Zondag
Astrological – Understanding “Unaspected” Planets / Don McBroom
www.astrology-world.com/articles / Summary of the Sun
Depth Analysis of teh Natal Chart : Unaspected Planets / Eleanor Buckwalter
Not all Aspects are Aspects / Maurice Mc Cann
The Solitary Wanderer / M.J.Makransky
Aspects and Personality / Karen Hamaker Zondag