Güneş Sistemi’ndeki gezegenler arasında ilginç bir ayırım vardır. Güneş’ten sonraki Merkür, Venüs, Dünya, Mars (bunlara Karasal Gezegenler adı verilir) ile Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüton (bunlara Dev Gezegenler adı verilir) arasındaki bölgede Asteroid Kuşağı adını verdiğimiz bir bölge bulunur. Bu bölgede bir gezegen olacak kadar büyük bir gökcismi yoktur; kuşağın toplam kütlesi, Ay’ınkinden küçüktür.
Güneş Sistemi’ndeki gezegenlerin dağılımına baktığımızda, bir düzen olduğu fark edilir. Her gezegenin yörüngesi, bir içtekinden %75 geniştir. Bu düzene göre, Asteroid Kuşağı’nın yerinde de bir gezegen olması gerekirdi. Peki, Bu gezegene ne oldu? Bu konuda kesin bir kanıt olmamakla birlikte, bazı gezegenbilimcilere göre, bir zamanlar burada oluşmakta olan bir gezegen Jüpiter’in çok güçlü kütle çekiminin etkisiyle parçalandı. Ya da, buradaki gezegenimsiler hiçbir zaman bir araya gelerek bir gezegen oluşturamadılar.

Kuşakta bulunan asteroidlerin toplam kütlesinin az olması, Jüpiter’in ya da birbirlerinin kütleçekimlerinin etkisiyle yörüngelerinden çıktklarıı düşüncesini destekliyor. Yörüngeden ayrılan cisimler, ya Güneş’in çevresinde başka bir yörüngeye oturuyorlar ya da Güneş ya da dev gezegenler tarafından yutuluyorlar. Zaman zaman, karasal gezegenlerle de çarpışabiliyorlar. Gökbilimciler, Dünya’dan görülebilecek asteroidlerin sayısını 100.000 olarak tahmin ediyorlar.Asteroidlerin en büyüğü olan Ceres’in çapı 914 km’dir. Bu kuşak dışında da Güneş Sistemi’nde başka asteroidler vardır.

Hazırlayan: İlker Em