AY DÖNGÜSÜ – SEKİZ KADEMELİ DÖNÜŞÜM DÖNGÜSÜ

Maria Kay Simms

Yaşamımızda değişmeyen tek şey değişimdir. Hiçbir şey statik değildir. En küçük hücreden en karmaşık organizmaya varıncaya dek,  yaşam–gelişim–bozulma–ölüm–yaşam şeklindeki döngü sürekli tekrarlar. Gezegensel sembolizmde, sürekli olarak büyüyen – küçülen döngüye sahip olan Ay değişim ile birlikte anılmaktadır.

Ay’ın hallerinden dördü gayet iyi bilinmekte olup, bunlar pek çok takvimde ay fazları olarak geçmektedir. Bunlar yeni ay, ilk dördün, dolunay ve son dördün’dür. Az önce belirtilenler kadar tanınmış olmamakla birlikte, büyük astrolog ve düşünür Dane Rudhyar 1967 de yayımladığı  “Ay Döngüleri” adlı kitabında diğer Ay hallerine de değinmektedir. Bunlar Hilal, Kambur (Gibbous) ay, Solan kambur (Disseminating) ay ve Balzamik ay’dır . Bunların hepsinin bir araya gelmesiyle yaşamlarımıza yansıyan sekiz kademeli bir değişim döngüsü oluşmaktadır. Ay transitlerinin çok hızlı olmasına ve insanların sadece dolunay ve yeni ay dönemlerine önem vermesine rağmen, belli bir ölçüde, günlük faaliyetlerimizi de ay fazları ile ilişkilendirebiliriz.

Rudhyar’ın doğum (natal) ve ilerletilmiş (progres) ay fazlarına dair tanımlamalarının hem kendi yaşamıma hem de danışmanlığını yaptığım kişilerinkine oldukça uyduğunu gördüm. Neil F. Michelsen’in tabloları 8 faza dair tarihleri vermekte olup, sizin bu tarihleri kontrol etmenizi ve nasıl işlediğini görmenizi kolaylaştırmaktadır. Neil benden tablodaki her faza dair bir açıklama yazmamı istedi, bu çerçevede de sizlerle 8 sayısının sembolizmini paylaşmak istiyorum.

Sekiz : Dönüşüm, Yeniden Doğum, Güç

Sekiz sayısının dönüşüm ve yeniden doğum ile ilişkilendirilmesi oldukça eski bir tarihe dayanmaktadır. Astrolojide, doğum haritasında adı geçen 8.evin ölümü ve yeniden doğuşu temsil ettiğini söyleriz. Kiliselerde vaftiz ile ilgili yazılar -ki yeniden doğuşun sembolüdür- sekizgen gibi bir şekille gösterilir. Hristiyanlık öncesinde, yeni doğanların başından arındırma suyunu döken, tanrı olarak bilinen eski Mısır tanrısı Thoth’un sembolü sekiz sayısıydı. Tanrıyla yapılan sözleşmenin bir göstergesi olarak, sünnet töreni geleneksel olarak yaşamın sekizinci gününde yapılmaktadır.

Rudhyar; antik Hindu, Çin ve Hristiyanlık’ta sekiz sayısının Gnostik sembolizminde hareket eden iki unsur arasındaki dinamik bir etkileşime bağ kurduğuna işaret etmektedir. Bununla birlikte buna yönelik belirgin bir referans da vermemektedir. Sayı bilimcileri sekiz sayısının bir  “güç” sayısı olduğunu düşünmektedir. Aynı düşünceye astrologlar da sahiptir. Ay fazlarının dayandığı sekiz kademeli durumu düşünelim, burada belirtilen zorlu durumlar – kavuşum, kare, karşıt, yarım kare ve 150 derecelik- fiziki gösterimlere ilişkin en güçlü fazlar olarak dikkate alınmaktadır. Bu çerçevede Sekiz sayısının antik sembolizminin kaynakçasına yönelik yeni bir materyali bana iletirseniz çok memnun olurum.

İlişki Döngüsü

Ay fazlarını irdelemeye başladığımız zaman, sadece sizin haritanızda yer alan Ay hakkında konuşmadığımızı dikkate almak önemlidir. Ay’ın Güneş’le olan ilişkisini konuşuyoruz. Ay döngüsü, bir ilişki döngüsü anlamına gelmektedir. Rudhyar; “ilişki, gücü oluşturur, ilişki olmaksızın ortaya çıkacak bir güç yoktur” demektedir.

Rudhyar; ilişkideki temel kriz noktasının, çemberin 8 ve 12 bölümleri arasında oluşan karenin kutupları arasında olduğunu söylemektedir. Bununla birlikte, her bir çeyreğin başındaki noktaların en büyük ivmenin olduğu en kritik açılımlar olabileceğine de işaret etmektedir.

Sekiz Kademeli Solar (Güneşsel) Döngü

Antik Pagan’ın sekiz tatili, Büyük Şabatlar: İmbolc, Beltane, Lughnasad ve Şamhain olup, bunların yıl içindeki mevsimlerin dönüşüm zamanına denk düşmesi ilginçtir. Söz konusu 4 tane, 4 kademeli kesişimi ile her bir mevsimin başlangıcını işaret eden ekinoksların ve gün dönümülerinin arasındaki çeyreklerin kesişimine (yarım kare) denk düşmektedir. Güneşin ilkbahar ekinoksuna göre olan sekiz kademeli serisine dayanan güneşsel tatiller doğanın döngüsünü kutlamaktadır. Burada belirtilenler Rudhyar’ın ay fazları ile ilgili yorumlarıyla oldukça benzer olmasına karşın, kitabında buna dair bir gönderme ya da ilişkilendirme bulamadım. Sembolizmle ilişki kurmamaktadır, bununla birlikte, bir döngüyü anlamak diğerini anlamaya katkı sağlamaktadır. Bu nedenle, yazımda şabatlara yönelik bazı yorumları her bir ay fazı kısmında dahil edeceğim.

Sekiz mevsimsel şabat döngüsü -ya da yıl çevrimi- güneş ile dünya arasındaki karşılıklı etkileşim ilişkisidir. Dünya, güneşin enerjisine göre değişimi oluşturmaktadır. Tohumlar güneş ışınlarına bağlı olarak çimlenmekte, filizlenmekte, büyümekte, olgunlaşmakta, solmakta, ölmektedir. Bunu takiben döngü tekrar başlamaktadır. Ay döngüsü, güneş ile ay arasındaki karşılıklı etkileşimdir. Ay, sürekli değişen çehresiyle güneşin ışıklarını yansıtır. Burada, bununla birlikte bu ilişkideki doğru ortağın Dünya olduğunu fark etmek önemlidir. Belirtilen ay fazlarının, sadece dünyanın aldığı konuma bağlı olarak oluştuğunu biliyoruz. Fazlar ayın kendisi hakkında herhangi bir şey söylemez, bununla birlikte, ay, dünya ve güneş arasındaki ilişkiyi belirtir.

Ay’ın böylece dünyadaki biz insanlara ilişkiler hakkında bilgi verdiğini söylemekteyiz, ancak ne tip ilişkiler olduğu sorusu gündemdedir. Yaşamımızdaki pek çok olayın ve buna eşlik eden gelişmelerin diğerleriyle olan etkileşimlere dayanmasına rağmen, Ay bizim diğerleriyle olan ilişkimize dair bilgi vermez. Burada belirtilen doğru ilişki ifadesi, bizim kendimizle olan ilişkimizdir, diğer bir ifadeyle dışımızla içimizdeki enerjinin-ruhun ilişkisidir.

Evrene dair hususları daha iyi anlayabilmek ya da idrak edebilmek için dualistik -ikili kavram- yaklaşımları gerekli gibi  gözükmektedir. Bu amaca yönelik, sembolik olarak Güneşe tanrısal enerji, ruh rolünü, Dünya’ya da madde-biçim rolünü verelim. Bunları “iyi” ya da “kötü” diye nitelemiyoruz, ayrıca her ikisini de eşit önemde kabul etmekteyiz. Madde-biçim olmadan enerji-ruh amaçsız-anlamsızdır. Enerji olmaksızın madde hareketsizdir ve yaşam belirtileri vermez.

Şimdi, tüm bunların doğum haritalarımızı ve yaşamlarımızda olanları anlamak açısından ne ifade ettiği sorusu öne çıkmaktadır. Güneş’in; “Ben ışığım ve canlılık kaynağıyım. Benim enerjimi al, beraberce yaşamı ve var oluşun nedenini oluşturalım” dediğini hayalimizde canlandıralım. Dünyevi şekildeki maddemiz buna şöyle yanıt verebilir; “Ama çok parlaksın, gözlerime zarar vermeksizin sana direkt olarak bakamıyorum. Bütün enerjini almaya çalışacak olursam, yanıp kül olurum. Bana ışığını makul dozlarda ver ki, bundan faydalanabileyim ve sana da dinlenebilme zamanı verebileyim”.

Bu çerçevede Ay ne demektedir acaba? Muhtemelen; “Sana hizmet etmeme olanak tanı. Güneş’in ışıklarını daha yumuşak bir şekilde almanı sağlayacak şekilde ışığı yansıtarak sana aracılık edeyim. Ben kolaylıkla izlenebilirim, bana doğrudan bakabilirsin, böylece sana ışıktaki birbirini izleyen aşamaları göstereceğim, aynı zamanda içinde yer alan yaşamsal enerjini anlamana yardımcı olacağım. Yaşamındaki mevsimleri göstermeme olanak tanı” demektedir.

Ay ve dünya çok uzun zamandan bu yana kadınsı özellikler ve tanrıçalık ile ilintilendirilmişken, güneş erkeksi özelliklerle ve tanrılık ile ilişkilendirilmiştir. (Bu evrensel bir fikir değildir. Bazı mitolojilerde, güneşin tanrıçalığı ya da aydaki adamın varlığı gibi ifadelere rastlanılmaktadır.) Aracılık anlamında daha makul olan tanrıçalık kavramı yeni bir şey değildir. Bununla birlikte eski dönem Hristiyanlığında bu ilahilik reddedilmektedir.

Ay’ın bir aracı olarak Güneş’ten gelen mesajları yansıtması ya da onu objektif kılması, akılcı bir kavramdır. Günümüzde astrolojide Merkür’ü (erkeksi bir gezegendir) zeka, rasyonel-mantıksal- akıl kavramlarının sahibi olarak biliyoruz.  Bununla birlikte, bunlar aklın sadece bir yönüdür. En mantıksal, bilimsel uygulamalar dahi bir içe doğuşla, yani sezgisel bir yaklaşımla başlar. İşte bu Ay’ın alanıdır! Ay’a yönelik bizim ilk görüşlerimiz onun besleyiciliği, değişkenliği üzerinedir. Bununla birlikte, az önce ifade ettiğimiz, aklın sezgisel yönü sembolizmini mutlaka dikkate almalıyız. Genellikle Ay’ın aklın sezgisel yönüne yönelik durumuna oldukça az değer/önem veririz, hatta bunu biraz aşağılayarak bilinç dışı  veya bilinçaltı olarak niteleriz.

Erkeksiliği harekete geçme-etkenlik ilkesiyle, kadınsılığı ise yanıt verme-edilgenlik ile ilişkilendirmişizdir. Bu çerçevede, bilinçli hareketlerimizin sonucunda sezgisel dürtülerimiz harekete geçiyorsa, harekete geçen kimdir ve de kim yanıt vermektedir? Bu çerçevede aklın hangi yönü daha kuvvetlidir?

Geçmiş dönemlerde pek önemsenmeyen, sezgisel niteliklerin değeri ve kadınsı yaklaşım prensipleri günümüzde tekrar değerlendirilmektedir. Ay döngüsü ile sembolize edilen ilişki kendi benliğimiz içindeki ilişki olup, her ne olursa olsun erkeksi ve kadınsı özelliklerimizi sürdürmeye devam ederiz. Güneş’in (habercisi olan Merkür’ün de) sembolik olarak temel yaşamsal enerjiyi temsil ettiğini ve yaşamımız süresince amaçlarımıza ulaşmak için beraberce hareket etmek zorunda olduğumuzu düşünebiliriz. Bu bağlamda, Ay’ımızın Güneş’imizle olan ilişkisine yaşamımızdaki mevsimlerde uyumu getirebilecek sezgisel bilgelik açısından bakabiliriz.  Hiçbir zaman küçümsemeden ve onu iyi anlayabilmek amacıyla, Ay’ın gücüne dikkat etmeliyiz. Ay’ınız, Güneş’inizin parlak canlılığını değişen aşamalarla size yansıtır.

Doğum gününüzden önceki en yakın olan Ay fazına tablodan bakın. Bu sizin doğumunuzla ilgili Ay fazınızdır. Aynı zamanda, Güneş’iniz tarafından getirilen yaşamsal amacınız açısından anlam ifade eden bir sembolizmdir. Burada özet açıklamalar verilmektedir ve genelleştirilmektedir. Kendi doğum haritanızda Güneş’inizin konumunun ve diğer unsurların dikkate alınması gerekir.

İlerletilmiş Ay fazları, yaşamınızdaki temel dönüşüm döngüleri açısından iç görü – farkındalık vermelidir. İlerletilmiş Ay fazı ilerletilmiş Ay’ın ilerletilmiş Güneş’e dair konumudur. İlerletme için, genellikle, efemerisde yaşamın her bir yılı için bir gün ileriye doğru sayılır. Bunu aynı zamanda tablo üzerinde de ortaya koyabilirsiniz. Bir yeni aydan diğer bir yeni aya tam bir ilerletilmiş ay döngüsü yaklaşık olarak 29 yıl alır. Bu her bir fazın 3,5 senede tamamlanması anlamındadır. Sekiz fazdan oluşan bu dönüşüm döngüsüne dair kısa açıklamalar aşağıda verilmektedir.

Yeni Ay (New Moon)

Ay’ın karanlık halidir. Güneşle kavuşumundan dolayı geceleyin gökyüzünde görülmesi mümkün değildir. Mevsimler döngüsünde Noel kutlamasına veya kış gündönümü zamanına tekabül eder. Işığın tekrar doğuşunu temsil eder. Bu aşamada, senenin en uzun gecesinde tanrıça diğer dünyaya güneşe bir çocuk doğurmak-vermek üzere gider. Bu yeni ışığın yeniden doğumu, kutlama ve umut anlamındadır. Bu mitoloji pek çok dinsel gelenekte sürdürüle gelmiştir. Örneğin, Hristiyanlık’ta İsa’nın doğumu kış gündönümüne denk gelmektedir. Güneş tanrıçasının güneşi yeniden canlandırması ve yeni ışığı getirmesi, günümüzde Santa Lucia’nın çelenkinde yer alan mumlar olarak bilinmektedir.

Yeni ay, yeni bireysel projelerin doğuşu, içgüdüsel olarak hissedilen yaratıcı girişimlerin başlangıcı anlamındadır. Bunları hisseden birisi, daha önceden detaylı olarak düşünmese de, başlangıç ivmesini değerlendirerek iyi bir performans sergileyebilir.

İlerletilmiş yeni ay fazındaysanız yaşamınızın önemli yeni bir döngüsünün başında, yeni ve yaratıcı bir enerjinin ortaya salınacağı dönemdesinizdir. Bununla birlikte, bu durum henüz tam olarak oluşmamış ve nasıl gelişeceği belirgin olmayabilir. Genellikle bir olay ve olaylar bu yeni döngünün başlangıcını işaret edecektir. Bununla birlikte, daha sonra durumu değerlendirinceye kadar söz konusu olayların öneminin farkına varmayabilirsiniz. Bu, yeni amaçlara yönelik farkındalığın tedricen arttığı bir zaman demektir. Geçmişe kesin bir çizgi çekilmesi değildir. Ancak, eski alışılmış kalıpların hayatiyetini kaybettiği, yaratıcı başlangıçlar için yeni bir anlayış hissettiğiniz bir dönemdir.

Hilal (Crescent)

Aylık ay döngüsünde, geceleyin gökyüzünde gümüşi ay ışığının ilk belirdiği zamandır. Yeni doğmuş ışık kendini göstermektedir. Senelik mevsimsel tatil zamanlarında, “Imbolc” veya “Candlemas” (2 Şubat) olarak bilinir. Yeni doğan güneş tanrısı annesinden meme emen küçük bir çocuk görünümündedir. Yeni doğanlar beslenmeli, bakılmalıdır. Kış ve ölümün süpürülüp temizlendiğini gösteren bahar döneminin olduğu düşünülmelidir. Enerji, yeni başlangıçları kutsayacak ve güçlendirecektir.

Hilal fazı döneminde doğanlar, harekete geçmek için güçlü bir dürtü hissederler. Sanki sonsuza kadar yoğun mücadelelerin içinde olacaklardır. Şu ya da bu şekilde, geçmişin geleneksel alışkanlıklarını kırmaya çalışırsınız. Bir sınıftan öbür sınıfa olan bir değişimin içinde olduğunuzu veya muhtemelen aile beklentilerine uymayan girişimlerde bulunduğunuzu ya da konumunuzu geliştirmeye çalıştığınızı görebilirsiniz. Şu ya da bu şekilde, eski-yeni çatışmasında “yeni”yi temsil ettiğinizi görürsünüz.

İlerletilmiş hilal fazı konumu, yeni ay zamanında ortaya konan yeni başlangıçların berraklaşması ve şekil bulması zamanıdır. Bunları ileriye taşımak için uğraşmanız gerekir. Bu nedenle de geçmişten gelen bazı şeyleri kırmanız gerekebilir.

İlk Dördün (First Quarter)

Karanlık ve aydınlık arasında bir denge oluşturan yarım ay geceleyin gökyüzünde görülür durumdadır. Yıllık güneş döngüsünde bu, bahar ekinoksuna veya Paskalya zamanına, yani gün ve gecenin eşit uzunlukta olduğu  döneme denk düşer. Eşitlik noktasında yaşam daha ilerlemeden, kışın zincirleri kırılmış olup günler giderek uzadıkça ışığın hüküm sürmesi gündeme gelmektedir. Sembolik olarak kendi değişimini güçlendirmek amacıyla kısıtlayıcı unsurları kırmak, çoğu kez bu tatilin ritüelleri içinde yer alır. Tanrı ve tanrıça oyun oynayan gençlerdir. Tatil şenlikleri kendi içimizdeki çocuğu doğrular ve yeni doğuşu parlak şekilde boyanmış yumurtalarla kutlar.

Ay döngüsünün bu fazı, eylem-aksiyon krizi olarak anılmaktadır. Bu ay fazında doğduysanız, yaşamınızın bir krizden diğerine şeklinde olduğunu hissedebilirsiniz. Gürültü, hareket ve eyleme çekilmektesiniz, çünkü gelişmeyi amaçlarken nihai amacınızın biraz bulanık olmasına rağmen sürekli bir uğraş içinde olmayı hissetmektesinizdir. Engellerin yeni bir şeyler yaratmak için var olduğunu idrak eder, eski şekil ve yapıları ortadan kaldırmak zorunda olduğunuzu hissedersiniz. Güçlü bir iradeniz vardır ve muhtemelen yönetim becerilerinizi geliştirirsiniz.

İlerletilmiş ilk dördün fazı, yaşamınızda oluşturmaya çalıştığınız yeni yöne dair eylem krizleri anlamındadır. Bu dönem, bir şeylerin oluşmasını sağlama, amaçlarınızın peşinden saldırganca gitme zamanıdır. Geçmişten gelen ve sizi tutan, engelleyen bir şeyler varsa, bu konunun çözümlenmesi ve söz konusu engelleyiciden uzaklaşılması zamanıdır.

Kambur Ay  (Gibbous)

Gökyüzündeki ayın ışığı artmaktadır, ancak henüz dolunay olmamıştır. Mevsimsel döngüde “Beltane” veya “May Eve” zamanı olup, yaşamın doğurganlığını şereflendiren kutsal evlilikler anlamına gelmektedir. Evlenmemiş tanrıça, kendisini ve meyve verebilirliğini keşfedeceği, bunun peşinden gideceği yaşlardadır. Kutlamalar Mayıs Direği etrafında ağ örmeyi, şans ve geleceğe dair iyi dilekler için beltane ateşlerini yakmayı kapsar.

Ay’ın kambur fazında doğduysanız, kendinizi keşfetmeye daha çok önem vermelisiniz.  Yaşamınızı değerli hissettirecek bir kişisel isteğinizi anlayacak kapasiteyi geliştirmektesiniz. Kendinize ‘nereye gidiyorum, nasıl bir gelişim gösteriyorum, bana anlam ifade edecek neler yapıyorum’ gibi soruları sorup bunları sürekli değerlendirirsiniz. Hiçbir şey bahşedilmiş değildir. Bazı şeyleri daha iyi yapma yollarını keşfetmeniz, bazı şeyleri daha berraklaştırmanız sizin için önemlidir.  Kendinizi bir dava-amaç- için uğraşırken bulabilirsiniz.

İlerletilmiş kambur ay fazında, yaşamınızın yeni doğrultusundaki yöntemleri mükemmel kılmaya zorlanabilirsiniz. Bunu çıraklık dönemi olarak adlandırabilirsiniz. Yeni doğrultunuz oluşturulmuştur, ancak henüz tam olarak oturtulmamıştır. Gelişiminizi analiz etmek ve değerlendirmek zorunda olduğunuz, buna bağlı olarak ‘asıl başarı’ için teknikler geliştirmek zorunda olduğunuz bir gelişim dönemine işaret eder.

Dolunay (Full Moon)

Ay, Zodyak kuşağında güneşin tam zıttı bir konumda parlamakta, ışıkları onun tamlığını yansıtmaktadır. Mevsimsel döngü çerçevesinde ele alındığında bu zaman, yaz ortası veya yaz gündönümüdür. En uzun günde ışık zaferle parlarken, aslında aynı zamanda karanlığa doğru gidişini başlatmış olmaktadır. Bu zamandan itibaren, ışık giderek azalacaktır. Bu Kral güneşin yaz kraliçesini aşkının doruğunda kutsamasıdır. Aynı zamanda ölüm demektir. Güneşin tahılın hasadı için enerjisini göndermesi, öte yandan yeni bir yaşam biçimi için ölünmesi anlamındadır. Tamamlanma, bolluk, yapma mevsimi demektir. Bununla birlikte, aynı zamanda, henüz gerçek olmayan ancak yaklaşan sonun ve diğer tarafın farkına varma zamanıdır.

Dolunayın güneşin karşısında yer alması çerçevesinde, dolunayda doğanlar zorlu ilişki sorunları yaşarlar. Bu kişiler başkalarıyla olan ilişkilerinde önemli krizleri deneyimlerler. Bunun temel nedeni uzunca bir süreyi, kendi benlikleri içindeki bütünleşmeyi tamamlamadan ve bunun farkına varmadan geçirmeleridir. Kendi amaçlarına dair açıklık ve objektiflik konularını ilişkiler üzerinden deneyimlemek  muhtemelen diğer fazlardan ziyade “dolunay” fazında yer alır. Bu süreç en üstün olan amacın keşfidir. Tamamlanma, hatta bolluk yeterli değildir. Yaşamının nedenine dair aydınlanmaya ulaşmak zorundadır.

İlerletilmiş dolunay, yaklaşık 14-15 sene önce başlamış ilerletilmiş yeni ayınızın doruğa ulaştığı veya tamamlandığı anlamındadır. Yüce, coşkun bir zaman dilimidir. İnşa etmiş olduğunuz yeni yapılar çalışmaktadır. Şimdi ne vardır? Yaz gündönümünde ışık zaferle parlarken, bu aynı zamanda giderek azalacağı anlamına mı gelir? Daha sonrasında büyüme mümkün müdür? Biraz korkunç değil mi? Bu zamanda aydınlanma için yapılana ara vermek önemlidir. Bu, yaptığınızın amacını ve anlamını sorgulamayı sağlar. Ayrıca, söz konusu olgunun içinden veya dışından kaynaklanan herhangi bir muhalif unsuru birleştirmeyi ya da işin içine katmayı temin eder. Herhangi bir aydınlanma olmadığı takdirde, yaptıklarınızla ilgili yaşam enerjiniz ve isteğiniz zaman içinde azalacak olup, oluşturduğunuz yapılar gittiğiniz yönün açık olmamasından dolayı zamanla harap olmaya başlayacaktır. Bununla birlikte, oluşturduklarınız sizin için doğru anlam ifade ediyorsa,  gelen fazda dünyaya vereceğiniz çok şeye sahipsinizdir.

Solan Kambur Ay (Disseminating)

Yuvarlak ay bir yanından bir miktar düzleşmiştir, ancak gökyüzünde parlaklığını korumaya devam etmektedir. Bu faz, Ağustos başında Lughnasad güneş festivali zamanına denk düşer. Bu dönemde yaşamın sürekliliğini temin eden hasat (doğanın doğurganlığı) sonucunda alınan mahsuller kutsanmaktadır. Mahsuller hasada hemen hemen hazırdır. Bununla birlikte değişim ve hava koşullarına duyarlılık gibi tam belli olmayan bazı unsurlar da mevcuttur. Hasat sonuçlarını almaya, bilgeliği arttırmaya, refaha dair yönelen enerji ile birlikte, bekleme ve olgunlaşma dönemidir. Mahsul hasada tabi oldukça Güneş Kral ölmekte, diğer taraftan Toprak (Dünya) Ana yeni yaşamın ortaya konmasına yönelik yaşam enerjisini beslemeye devam etmektedir.

Dolunayda aydınlanmaya ulaşılır, solan kambur fazındaysa yayılır. Bu ay fazında doğduysanız, size anlamlı gelen fikirler üzerinde iletişim kurmaktan hoşlanırsınız. Siz doğal bir iletişimci, öğretmen olarak doğmuşsunuzdur. Yaşamınızda sizin için önemli olan bir neden uğruna mücadele verirsiniz. Yaşamınızın temel amacı, kendi bilgeliğinizi, inançlarınızı, ilgi alanlarınızı paylaşmaktır.

İlerletilmiş solan kambur fazda, ilerletilmiş dolunay döneminizde ulaşmış olduğunuz aşamanın meyvelerini  dünya ile paylaşma zamanıdır. Bundan daha da önemlisi, sizin aydınlanmanıza dair bilgeliğinizin paylaşılmasıdır. Öğrenmiş olduklarınızı öğretme zamanıdır.

Son Dördün (Last Quarter)

Bir kez daha ay yarı aydınlık yarı karanlık durumdadır. Bu sonbahar ekinoksundaki güneş döngüsü gibidir. Günler ve geceler eşittir. Bununla birlikte, bu denge noktasında, ışık giderek karanlığa dönüşme aşamasındadır. Hasadın sonuçlarını alma ve şükran duyma zamanıdır. Aynı zamanda yaşamın sonuna doğru gelmekten dolayı kederlenme söz konusudur. Tanrıça yaşanan duruma yas tutarken, kutlamalarda hasat dönemi sonucunda tekrar doğum ve bolluğa yönelik duruma vurgu yapılır.

Son dördün, bilinçteki krizler zamanıdır. Bu ay fazında doğanlar, kabul edilmiş olan yollarıyla olan “uyumsuzlukları”nı kendi içlerinde derinliğine bilenlerdir.  Başkalarıyla kıyaslandığında, bu insanlar kendi içlerinde yeşerenden daha farklı bir dış görüntü ortaya koyar gibidirler. Yüzeyde yerleşmiş yapılara ve kalıplara bağlıyken, başkalarına karşı esnek olmayabilirsiniz. Bunun temel nedeni içinizden çıkacak yeniden uyarlanmaya henüz hazır durumda olmayışınızdandır. Gösterdiğiniz ilerleme buna dair hazır olduğunuzu işaret ettiğinde, “yeni bir siz” aniden yüzeyde belirir.  Bu durum içinizdeki değişimin farkında olmayan başkalarını şaşırtır.

İlerletilmiş son dördünde, bilinçlilik üzerine bazı krizler yaşayacaksınız. Bu krizler, sizin mevcut ilerletilmiş ay döngünüzde yer alan önde gelen eylemlerden uzaklaşmanızı ve gelecek ilerletilmiş yeni ayınızda gündeme gelecek yeni doğrultunuz için hazırlıklar yapmanızı sağlayacaktır.

Balzamik Ay (Balsamic)

Geceleyin gökyüzünde sadece ince bir ışık parçası görülmektedir. Hilal şeklindeki ayın giderek küçülmesidir. Balzamik ay, güneş döngüsünde, daha popüler adıyla cadılar bayramı olarak da bilinen Samhain kutlamalarına denk düşer. Görünen ve görünmeyen dünya arasındaki perdenin ince olduğu, ruhların fiziksel konumlarını bırakmaya başladığı, ruhun yeniden bedenlenmeye yöneldiği zamanlar anlamındadır. Karanlık artmaktadır. Tanrıça, bilge kadın veya Crone (dünyevi bir cadılar bayramı cadısı) olarak hüküm sürmektedir. Tanrı yer altına girmiştir, çünkü kendi yeniden doğumunun tohumu olmayı amaçlamaktadır. Kış yaklaşmıştır. Bununla birlikte, ölüm veya sonrasının yaşamın devam etmesi veya yaşam döngüsü için doğal ve gerekli olduğu anlaşılmaktadır.

Balzamik ay fazında doğan birisi olarak,  çoğunluğun dışında birisi olarak görülebilirsiniz. Şöyle ki birisi, bunu “farklı bir davulcunun sesi bu” diye tanımlamaktadır. Kendinize dair bir kehanette bulunabilirsiniz. Özel bir kaderiniz olduğuna eminsinizdir. Nereye gittiğiniz ya da ne olduğu konusunda çok berrak değilsinizdir, bununla beraber akışla beraber olmaya hazırsınızdır.

İlerletilmiş Balzamik Ay fazı döneminde, ayın karanlık tarafına dair pek çok deneyim yaşayabilirsiniz. Bununla birlikte, hiçbir şey tamamlanmadıysa bir nadas dönemi aramamalısınız. Yeni döngünüze ulaşmayı başarmak üzere, tahminen çeşitli defalarda girişimlerde bulunacaksınız.  Bunların bir kısmı gitmeniz gereken yolun dışında kalacak, bununla birlikte bir kısmı ya da bir tanesi yeni döngüye dair başarılı girişimi kanıtlayacaktır. Bitmiş olana dair yas tutmayın, o amacını yerine getirdi. Her bitişin yeni başlangıçları oluşturduğuna dair inancınızı koruyun. Tekerlek dönmeye devam ediyor.

Türkçesi: Şeref Akkaş

Close