BURÇLARIN ZODYAKLA ANATOMİK EŞLEŞMESİ, PLANETLERİN ORGANİK VE PSİKOLOJİK FONKSİYONLARI:

TERAZİ

Düşümde, son gördüğüm sabah düşümde,

Bir tepenin üzerinde duruyordum.

Elimde TERAZİ vardı,

Dünyayı tartıyordum.

 Friedrich Nietzshe

360 derecelik Zodyak çemberinin 0 derece “Koç” noktasından başlayan sağlık yolculuğumuz 180 derece “Terazi” noktasına vardı. “Dante” gibi tam ortasındayız Zodyak’ın. Burası “Ben” bilincinin “Biz” bilinciyle temasa geçtiği çok hassas bir dönüm noktası. Artık “Varoluş” gerçekleşmiş sıra “Birliktelik” lere gelmiştir. Terazi bu önemli kavşakta önce yalpalayarak yürür sonra denge geliştirir. Zodyak’ın “Sentez Ustası” ve “Barış Güvercini” olan Terazi, günlük yaşamımızda sıkça başvurduğumuz “Aristo Mantığı” nı aşarak bizi “Paradoksal” düşünmeye davet eder. Bu burcun en hassas ölçüm aleti olan Terazi ve objektif gözlem yeteneğini ödünç alıp bu kez biz onu ölçüp-biçip-tartalım. Ne dersiniz?

TERAZİ BURCU DERECELERİ:

1 .Renal pelvis: Böbrek pelvisi (Böbrek toplayıcı kanallarının açıldıkları kese)

2 .Renal cortex: Böbrek korteksi (kabuğu)

3 .Adrenals (Abscess): Böbreküstü bezi, Apseler

4 .Kidney surface (Goitre): Böbrek yüzeyi, Guatr

5 .Renal pyramids: Böbrek medullasının konik kitleleri.

6 .Pubis: Kasık bölgesi

7 .Nerve supply to kidney and renal pelvis (Jaundice): Böbrekleri Böbrek pelvisine bağlayan sinirler. Sarılık

8 .Nerve supply to kidney and renal pelvis: Böbrekleri Böbrek pelvisine bağlayan sinirler.

9 .Nerve supply to kidney and renal pelvis: 8.maddenin aynısı

10.Nerve supply to kidney and renal pelvis: ” ” “

11.Nerve supply to kidney and renal pelvis: ” ” “

12.Left renal system: Sol Böbrek sistemi

13.Right renal system: Sağ Böbrek sistemi

14.Left inguinal lymph nodes: Sol kasık lenf düğümleri.

15.Right inguinal lymph nodes (Suicide, Stroke): Sağ kasık lenf düğümleri, İntihar, İnme (Felç), Çarpma.

16.Renal arteries: Böbrek arterleri (Atardamarları)

17.Suprarenal arteries: Böbreküstü arterleri.

18.Fatty capsule of kidneys (Chronic glomerulonephritis): Böbrek kapsülü (bağ dokusu), Kronik Böbrek iltihabı.

19.Calyx major: Büyük Kalkis (Böbrek pelvisinin kase biçimli oluşumu)

20.Calyx minor: Küçük Kalkis

21.Renal hilum: Böbrek hilusu.((Damar ve sinirlerin geçtiği yüzey bölüm)

22.Renal veins: Böbrek toplardamarları

23.Suprarenal veins: Böbreküstü toplardamarları

24.Blood vessels of renal cortex: Böbrek kabuğuna ait kan damarları.

25.Blood vessels of renal cortex: ” ” ” ” “

26.Vascular system of skin: Cilt damar sistemi

27.Vascular system of skin (Tuberculosis): Cilt damar sistemi, Tüberküloz

28.Bladder (Hair): Mesane (İdrar kesesi), Saç

29.Right ureter: Sağ ureter (İdrarı böbreklerden mesaneye götüren boru, sidiksağan)

30.Left ureter: Sol ureter.

Kaynak:*Medical Astrology (Jane Ridder-Patric)”

Venüs Terazi ve Boğa burçlarının yönetici gezegenidir. Bu konuda da bazı astrologlar Venüs’ün Terazi burcunu, Dünyanın da Boğa burcunu yönettiğini ileri sürmektedirler. DÜNYA bizim üzerinde yaşadığımız yerdir, ama sonuçta o da Güneş Sistemine dahil bir gezegendir. Doğum haritası yorumlarında genellikle Dünya merkez alınmakta (Geocentric) tercihan da güneş merkez alınarak (Heliocentric) değerlendirme yapılmaktadır. Dünya doğum haritalarımızda nasıl yer alır sorusuna Alan Oken şöyle yanıt veriyor; Güneş’inizin 180 derece karşısındaki pozisyonda Dünya yer alır.Satürn dünyaya çok hakim bir planet olduğundan bu iki gezegenin etkileri birbirine çok benzer diye ilave ediyor. Boğa’nın sahip olduğu özellikleri anımsarsak son derece dünyevi olduğunu görmekte zorlanmayız. Toprak grubudur -sabittir- duyusaldır. Venüs’ün temsil ettiği temalara sahiplenici bir yaklaşım sergilerken, Terazi daha çok zihinsel boyutta, sanatta, birlikteliklerde ve paylaşılan değerler üzerinde yoğunlaşır.

BAŞLICA ORGANİK FONKSİYONLAR:

Böbrekler: 3 bölümden oluşur; 1) Kabuk(cortex), 2) Öz (Medulla), 3) Havuzcuk (Pelvis) Böbrekler Kapsül adını alan sert bir bağ doku ile kaplıdır. Böbrek dokusuna sinirler, atardamarlar ve toplardamarlar üreterlerin girdikleri noktadan girer ve bu nokta, Bilum adını alır. Böbrekte en küçük yapısal ve işlevsel birime Nefron adı verilir. Nefronun ilk parçasına Malpighi cisimciği denir. Nefrondaki başlıca yapılar; a)Glomerulus (kılcal kan damarlarından oluşur), b)Browman kapsülü (Glomerulusu sarar), c)Proksimal kanal (Geri emilmenin meydana geldiği kıvrımlı kanallar), d) Henle kulpu, e) Distal kanal (Bu ikisi de geri emilme işlemlerini sürdürür) Nefronun 3 temel görevi vardır; 1)Süzülme (Filitrasyon), 2)Salgılama (Sekresyon), 3)Emilim (Absorbasyon)

Böbreklerin görevleri; Kanın asit baz dengesini değişmez tutmak, vücudun su ve elektrolit dengesini sağlamak ve azotlu artık maddelerin dışarı atılmasına yardımcı olmaktır. Ayrıca böbrek dokusu da “Renin” adını alan bir enzim salgılar. Renin, karaciğerde oluşan antiotensinogen maddesinin angiotensine çevrilmesinde etkilidir.

Böbreklerin; Süzülme-Salgılama-Emilim fonksiyonların psikolojik karşılığı “Denge”dir. Denge; Varoluşun sürmesine, dengenin bozulması ise varoluşa bir tehdide eşittir. “Homeostatis ya da “Denge”durumu; Biyolojik-Psikolojik-Sosyal denge olmak üzere üç türdür ve Koç-Terazi ekseni içinde yer alır.

Böbrek üstü bezi: Bir kabuk (Korteks) bir de iç bölümü (medulla ) vardır. Medulla; Adrenalin ve Noradrenalin hormonlarını salgılar. Bu iki hormona verilen ortaklaşa isim “Katekolaminler”dir. (Savaş ya da kaç tepkisine yol açarlar) Korteks ise, “kortikostreoid” hormonları salgılar. Bunlar; Aldesteron ve Hidrokortizon olup Kolesterolden yapılmış steroid maddelerdir. Böbreküstü bezlerinin kabuk bölümünün çalışması, Hipofiz bezi hormonlarına bağlıdır. Hipofiz çıkartılırsa böbreküstü korteksi çalışmaz. Hipofizin salgısından A.C.T.H. (Adrenokortikotropik hormon) olmadıkça, böbreküstü bezi kortikostreoidleri salgılayamaz. Bu maddeye, Kortikotropin adı da verilir.

Katekolaminler’in biyolojik fonksiyonunu, Koç-Terazi ekseni içinde değerlendirecek olursak; Savaş tepkisi Koç (Mars), Kaç tepkisi de Terazi (Venüs)’e tıpatıp uyar. Bunu Aksiyon (Koç), Relaks (Terazi) şeklinde de değerlendirebiliriz. Amaç “UYUM” dur. Uyum durağan olmayan, sürekli devinim durumunda bulunan karşıt güçlerin denge ve düzeniyle sağlanır. Bu dengelerdeki geçici bozulmalar organizmayı (sistemi) harekete yönlendirir. Sürekli dengede olma bir anlamda hareketsizlik (eylemsizlik-inertia) dır. Hareketsizlik “atrofi” denilen “yok olma-dumura uğrama-ölüm” durumuna yol açar. Canlı organizmadaki bu hareketlilik/hareketsizlik sürecinin kendisi de bir denge içindedir. Doğa bunu otonom sinir sisteminin iki mekanizması ile mümkün kılmış, bunları bir anlamda “otomatik pilot”a bağlamıştır. Bunlardan biri organizmayı hareket halinde tutan “Sempatik sistem” (Koç-Mars) ikincisi de organizmanın dinlenmesini ya da kendini yenilemesini sağlayan “Parasempatik sistem” (Terazi-Venüs) dür.

Böbrek hastalıkları: Böbrek iltihabı (Nefrit- Akut, kronik ve nefrotik sendrom olarak ayrılır.), Böbrek taşı (Nephrolithiasis), Hipernefrom (Habis Böbrek tümörü), Polikistik böbrek (Böbreklerde çok büyük kist oluşumu), Piyelit (Böbrek pelvisinin iltihabı) Piyelonefrit (Böbrek ve Böbrek pelvisinin iltihabı), Bright hastalığı vb. Ayrıca “Addison hastalığı” ve “Cushing Sendromu” Böbreküstü bezi rahatsızlıklarıdır.

Terazi burcunun en belirgin psikolojik özelliklerinden olan Endişe, Erteleme, Dolaylı ifade, Kararsızlık, Zihinsel karışıklık, Bastırılmış öfke ve kızgınlığın dışa vurumu kendini Böbrek ve İdrar yolu rahatsızlıklarıyla ifade eder. Böbrek Taşları; çözülmemiş sorunlar, biriktirilmiş öfke ve kızgınlıklar yumrularıdır. Piyore; Kararsızlık ve yargı zayıflığı, Addison hastalığı; Duygusal açıdan çok kötü ya da yetersiz beslenme, Kendine karşı öfke duyma. Cushing Hastalığın da ise; Zihinsel dengesizlik, Kendini güçsüz hissetme ön plandadır.

İdrar yolları: Boşaltım sistemi; 2 böbrek, 2 üreter, 1 sidik kesesi (mesane ve bir üretra) dan oluşur. Böbrekler sidiği oluştururlar ve boşaltımda ana organlardır. Üreterler sidiği sidik kesesine taşırlar sidik kesesi depolar ve üretra dışarıya çıkarır.

İdrar yolu rahatsızlıkları: Oligüri; İdrar azlığı, Anürji; İdrar çıkaramama, Sistit; İdrar torbası iltihabı, İdrar yolu iltihabı, İdrar tutamama ve Prostat (İdrar yollarının çalışmasını engellemesi yönünden idrar yolları hastalıkları arasında sayılabilir)

Hücrelerdeki protein yakımı sonucu kanda nitrojen artıkları tortulaşır. Bu artıklar son derece tehlikelidir ve eğer böbrekler ve idrar yoluyla atılamazsa öldürücü olabilir. İdrar yolu enfeksiyonları ve İdrar yolu iltihabının altında çoğunlukla bastırılmış öfke, kızgınlık ve suçlama duyguları vardır. İdrar Tutamama da ise; uzun süre kontrol altında tutulan duyguların birikimi ve taşması vardır.

Substantia Nigra: Prf.Dr.Nörolog Tony Nader, Beynin iç ve koronel yapılarının kozmik karşılıkları olduğunu ve bunlardan “Substantia Nigra”nın Venüs’e karşılık geldiğini belirtmektedir. Substantia Nigra, Beyin sapı içinde “Siyah cisimcik” denen bir bölümdür. Bu bölümde yerleşik beyin hücreleri ölmeye başladığında Dopamin eksiliği yaratırlar. Bu maddenin eksikliği beynin kas hareketlerini düzenleme yeteneğini aksattığından Parkinson hastalığına aynı beyin kimyasalının fazlalığı ise Şizofreni ye yol açmaktadır.

Paratiroid bezi-Hipotalamus-Toplardamar sistemi: Boğa burcunda açıklandı. Bu bilgilere ilave olarak Venüs’ün özellikle cilt damar sisteminde etkili olduğu ve iyi açılarla desteklendiğinde ipeksimi bir ten verdiğini söyleyebiliriz.

Koç –Terazi ekseninde yer alan organik hastalıkları şematik olarak Koç bölümünde verdik. Bu bölümde Koç-Terazi ekseninin dengesizliğinde ortaya çıkabilecek psikiyatrik tabloya kısaca bir göz atacak olursak; Anksiyete Bozuklukları, Panik-Atak, Stres Bozuklukları (Posttravmatik ve Akut Stres Bozukluğu), Kronik Yorgunluk sendromu (Nevrasteni) yer alır. Anksiyete bozukluğunda plazma katekolaminlerin (özellikle adrenalin) düzeylerinde artış saptanmıştır. Panik-Ataklarda; gene noradrenijik ve serotenerjik bozukluklar ile Serebral bozukluklar ön plandadır. Stres bozukluklarında ise beynin “Hipokamus” adlı bölgesinin küçüldüğü gözlemlenmiş ayrıca beyindeki hipotalamus-hipofiz ile böbreküstü bezleri bağlantı düzeninin bozulduğu, adrenerjik sistem ve serotonerjik sistemlerde düzensizlikler olduğu saptanmıştır. Öncü burçlar ve temsil ettiği evler insan psişesi ve fizyolojisi üzerinde özel bir öneme sahiptir. Koç-Terazi/Yengeç-Oğlak ekseni veya 1.ev-7.ev/4.ev-10 ev ekseninde yer alan gezegenler çok dikkat çekicidir. Bu tabloya 6-8-12.evlerde yerleşen ve sert açılar yapan planetler de dahildir. Bu durumda karşımıza çok daha ağır psikiyatrik bozukluklar çıkabilir.

BAŞLICA PSİKOLOJİK FONKSİYONLAR:

Denge:İki zıt kutup bir bütünü oluşturur. İkilik olmaksızın birliğin temeli olmaz. Terazi her şeyin zıddıyla birlikte varolduğunu içgüdüsel olarak bilir. Görünürde birbirini dışlıyor gibi dursa da temelde “TEZAT” lar aynı tezgahta dokunan ak iplikle kara iplik gibi birbirine sıkı sıkıya sarılmıştır. İki tarafta bir birini reddettiği sürece aralarındaki savaş sürer. Hakimiyet bir taraftan diğer tarafa gider gelir. Ancak taraflar birbirinin varlığını kabul edip, önem ve değer verdiği ve bunun bir “YARADILIŞ YASASI” olduğunu kavradığı zaman “DENGE” sağlanır. Evet, “İşin sırrı dengededir” teori tamamdır ama pratikte Terazi çuvallar. Her şeyi dengelemeye çalışmaktan kendi dengesini kaybeder. Tezatlar kafasını karıştırır, sinir sistemini alt-üst eder. Neyse ki imdadına J.A.Bertrand koşar; “Aslında denge sallantının kendisindedir.Terazi bunu ileri yaşlarda anlar. Gündüzle geceyi uzlaştırma sevdasından vazgeçer. İbresini fırlatıp atar. Ağırlık kaybeder. Dünya ona daha hafif gelir. İşe o zaman Zodyak’ın tam ortasında, tenle ruhun, gündüzle gecenin gelgitinde Terazi her şeyi sallar”

Eşitlik: Terazi, Gece ile Gündüzün eşitlendiği Sonbahar ekinoksunda yer alır. Güneş, 23 Eylül’de Terazi burcuna girdiğinde eşitlik de onun kanına girer. En önemli ihtiyacı paylaşmaktır. Sezgisel olarak her doğrunun aynı ağırlıkta, ama karşıt bir doğruyla dengelendiğini bilir. Taraflara tarafsızca yaklaşmayı ilke edinir. Bazen iki tarafı da dinledikten sonra Nasrettin Hoca misali ikisine de hak verir. Ona göre her gerçek iki yarım gerçekten oluşmaktadır.

Güzellik-Estetik-Zarafet-Kibarlık: Terazi veya Venüs’ün kuvvetle dokunduğu insanlar sadece göze değil aynı zamanda kafa ve kalbe de hitap eden anlamlı güzelliklere sahiptirler. Zarafet ve Kibarlık doğasında vardır. Yöneticisi Venüs Zodyak’ın en parlak gezegenidir. Mitoloji de ise “Güzellik ve Aşk Tanrıçası” ile “Işık İlahesidir”dir. Venüs hakimiyetindeki insanların yüz ifadeleri aydınlık, teni ipeksi, sesi tınılı, bakışları ışıltılı, gülüşü baştan çıkarıcıdır. Bazılarında bu tabloya gamzeler de eşlik eder. Çoğunlukla büyüleyici tiplerdir ama Venüs’ün büyüsü aktır. (Yıllanmış kaliteli bir şarabın damağınızda bıraktığı tada eşlik eden hafif bir baş dönmesi gibi…) Zodyak’ın asıl büyücüsü Pluto’dur. Akrep’in kara büyüsünün neye benzediğini önümüzdeki bölümde göreceğiz.

Cazibe-Aşk-Zevk-i Sefa(Afrodit Sembolü): Teraziler veya Venüs’ün hakimiyetindeki insanlar cazibe fukarası değildirler. Genellikle çekim gücü yüksek tılsımlı tiplerdir. Ama bu daha ziyade pasif bir çekimdir. Işıkla-Pervane aşkı gibi. Terazinin yaşam iksiri seks değil aşktır. (Venüs=Aşık Arketipi) Mitolojik “Afrodit” sembolü günümüze buram buram şehvet kokan bir seks objesi olarak aktarılmış olsa da cinsellik ne Terazi’nin ne de Venüs’ün takıntısı değildir. Terazi zihinsel olarak fethedilmeden bedensel olarak fethedilemez. Venüs, seksapelini daha çok Boğa-Akrep ekseninde sergiler. Tüm burçların karanlık yönlerinde olduğu gibi, Terazi’nin gölgesi de normal Terazi strateji ve kaynaklarının çarpıtılmasından başka bir şey değildir. O zaman Venüs’ün temsil ettiği temalara “Ye-İç-Eğlen-Gül-Oyna” tarzı yüzeysellikler, aşırılıklar ve şımarıklıklar hakim olur.

Artistik Yetenekler (Sanatçı ruhu): Terazi dünyaya Sanatçı ruhuyla gelir. Artistik yetenekler, gelişmiş estetik zevkler, zarif ve ritmik tavırlarla çevresini güzelleştirir. Sanatı meslek olarak seçmeyenlerin bile sanat tüm yaşamlarına damgasını vurur. Beden dilini iyi kullanırlar. Venüs’e uyumlu Ay açıları da eşlik ediyorsa çok iyi dans edip, şarkı söyleyebilirler.

Birliktelik (Biz Bilinci): Bu noktada Terazi de Koç kadar masumdur. Koç nasıl ki “Ben” bilincinin acemisiyse Terazi de “Biz” bilincinin acemisidir. Koç “Varoluş” Terazi de “Birliktelik” misyonunun öncüleridir. İnsan hiç tanımadığı bir enerjiyle ilk defa karşılaşırsa bunu nasıl kullanır? Acemice. Aynı aksta düet yapan bu ikilinin enerjileri birbirine 180 derece dik yansırsa ne olur? Karşı tarafın enerjisi diğer tarafa kırılarak geçtiğinden zayıflar. (Aynı zamanda ayna teşkil eder) Bu da ikiliyi önce bocalamaya sonrada denge arayışına iter. O halde ne Koç’u “Kurbanlık Koyun” ne de Terazi’yi “Günah Keçisi” ilan edip bu aksı iptal edemeyiz.  Bilim ve teknikte dev adımlarla ilerleyen insanoğlu ilişkiler konusunda hala ilkelliğini saklı tutmaktadır. İlişkiler hala kanayan yaramızdır. İçimizdeki Koç-Terazi eksenini sağlıklı çalıştırmayı öğrenerek insan ilişkilerini insanlığa yaraşır bir hale getirebiliriz. Terazi’nin temsil ettiği 7.ev yakın birliktelikleri Evlilik-dostluk-Ortaklıklar -Taahhütler ve Açık düşmanları temsil eder. Terazi’nin bu ağır konuların ustası olabilmesi için bir hayli ter dökmesi ve karanlık yönleriyle yüzleşmesi gerekecektir. Ama O öncü bir burçtur ve tüm bunların üstesinden gelebilecek İnisiyatife sahiptir. Sadece Zodyak’ın değil aynı zamanda Simya sürecinin de tam ortasında yer alır. (Başak kapıda karşılar, Terazi ağırlar,Akrep de uğurlar) Bakır Venüs’ün metalidir. Isı ve elektriği en iyi ileten verimli bir metaldir. Terazi bu iletkenliği ve verimliliği ilişkilere taşıdığında “BİZ” bilinci ışıldar.

Dürüstlük ve İyi niyet: Teraziler dürüst bir karaktere ve adil bir vicdana sahiptirler. Doğum haritalarında çok ağır bir etki yoksa başkalarını hayrete düşürecek kadar saf ve iyi niyetlidirler. Venüs yararlı bir gezegen olduğu için şifreleri arasında art niyet yoktur. Ama evrende her şeye olduğu gibi art niyete de yer vardır ve Terazi’ye iltimas geçme gibi bir niyeti yoktur. Bu nedenle Terazi karşısına çıkan uyarı levhalarını dikkatle okumalıdır. Hava grubu bir burç olduğu için entelektüel ve zekidir fakat ironik bir biçimde kandırılmaya ve aldatılmaya yatkındır “Kişi kendi gibi bilir karşısındakini” sözü onlar için biçilmiş kaftandır. Eskilerin, Terazilerin kulağına küpe olacak nitelikte bir sözü daha vardır; “Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla örülüdür” Terazi kendini korumak adına en başta iyi niyetini dengelemeyi öğrenmelidir.

Sevgi bağları (Evlilik-Dostluk-Arkadaşlık): Terazi ilişkiler ekseninde yer aldığı için doğal olarak ilişkiler bu burcun kendisini geliştirdiği alandır. Bu da ilişkilerde karmaşa ve uğraşı demektir. Terazi ne kadar çok şeye sahip olursa olsun eğer yaşamında sevgiyi paylaşacağı bir eşi yoksa kendini çok yalnız ve mutsuz hisseder. Terazi bir şeyin yarısıdır. Ve aradığı huzura öbür yarıyı bir yere yerleştirdiği zaman ulaşabilir. Her zaman karşı kefede kendisini dengeleyen bir ağırlığa ihtiyaç duyar. İşte bu yüzden her tür beraberliğe, özellikle evliliğe büyük önem verir. Aslında taahhütte bulunmaktan aklı çıkar ama Partneri de yaşamının vazgeçilmezidir. Bu ikilemi nasıl çözer? (Hem ağlarım hem giderim misali) Partnerinden sonraki sırayı dostluklar ve arkadaşlıklar alır. Terazi onlarsızda yapamaz. Açıkçası Terazi yalnızlığı sevmez.

Hak-Hukuk-Adalet: Terazi’nin bam telidir. “Ama bu haksızlık – Ama bu hiç de adil değil – Hukuk asla çiğnenmemeli” sözleri repertuarında sıkça yer alır. Dr.Wayne W.Dyer’in bu konudaki düşünceleri oldukça ilginç; “Ağaçkakanlar solucan yer. Bu, solucanlara haksızlıktır. Örümcekler sinek yer. Bu da sineklere haksızlıktır. Pumalar kurt öldürür, Kurtlar da porsuk. Porsuklar fareleri öldürür, Fareler de böcekleri. Böcekler…. Dünyanın adaleti olmadığını anlamak için doğaya bakmak yeter. Dünya, her şeyin adil olduğu mükemmel bir düzene sahip olsaydı, hiçbir canlı bir gün bile yaşayamazdı. Kuşların solucan yemesi yasak olurdu ve herkesin kişisel isteklerinin karşılanması gerekirdi.” Bu değerler insanların bir arada düzen içinde yaşayabilmeleri için sosyal yaşamın vazgeçilmezleridir. Eksikliği ciddi boyutta sorunlara yol açar. Önemli olan bu kavramlarla psikolojik olarak paralize olmak değil, bu yüksek değerler karşısında takındığımız tavırdır. Bu konuda şikayet eden mi yoksa iş yapan biri miyiz ?Terazi Adalet tuzağına düşmemek için bu noktada kendini sorgulamak durumundadır.

Paradoksal yönleri: İkilemler, Terazi hava sahasının korsanlarıdır. Klasik Astroloji Terazi’yi “Kadife eldivenli demir yumruk” olarak tarif eder. Bu çok doğru bir tespittir. Aristo mantığıyla Terazi’yi tanıyamazsınız, onu ancak paradoksal bakış açısıyla çözebilirsiniz. Hem bir ipek gibi yumuşacık hem de bir kaya gibi serttir. Hem sıcaktır hem soğuktur. Hem yakındır hem uzaktır. Hem çalışkandır hem tembeldir. “Kül Kedisi” iken bir anda “Sindrella” ya dönüşerek kafanızı karıştırsa da amacı (İkizler teması veya Merkür baskın olmadığı sürece) sizi şaşırtmak değildir. Zaten kendisi ezeli ve ebedi bir ŞAŞKIN dır. İkilemlere karşı toleransı yüksektir ve çok ağır bir etki almadıkça ikilemlerini büyük bir zarafetle dengeler. En büyük tehlike benlik sınırlarıdır. Bir Oğlak gibi duvardan sınır örmez. Onun sınırları cam gibi ince ve saydam olduğundan sizi yanıltabilir ve ancak camdan içeri geçip her yeriniz kesildiğinde sınırı ihlal ettiğinizi anlarsınız.

Diplomasi ve Uzlaşma: “Harp ve Sulh” Koç-Terazi ekseninin ana temasıdır. Terazi bu eksenin Sulh yakasında yer aldığı için yaradılış olarak diplomasi ve uzlaşmaya yatkındır. Bu kavramlar gerek insan ilişkilerinde gerekse uluslararası boyutta kilit öneme sahiptir. O bize her şeyin Ak ya da Kara dan ibaret olmadığını ara tonlarında bulunduğu ve kullanılması gerektiğini hatırlatır. İyi de bir Arabulucudur. “Esneklik” ve “Ilımlılık” en büyük meziyetidir ama sorgulamadan ve irdelemeden sırf “Aman bir tatsızlık çıkmasın!” endişesi ve statükoyu koruma telaşıyla davrandığında yüzeysellik batağına saplanır. Aşırı vakalarda pasifizme demirleyebilir.

Endişe ve Erteleme: Terazi’nin en nevrotik tavrıdır. Bunu bir yaşam biçimi haline getirdiğinde hayatı ıskalar. Onu, “Keşke” sözcüğü ile geçmişe,”Umarım” sözcüğü ile geleceğe, “Acaba” sözcüğüyle de bugüne tutsak eden prangalarından kurtulmalıdır. “An” ı yaşamayı ve keyif almayı öğrenmelidir. Tüm bunların üstesinden gelebilmek için “risk” almalıdır. Karşı komşusu Koç’un kapısını çalmalıdır. Koç’u evde bulabilirse tabi…

Huzur ve Sakinlik: Terazi Huzur peşinde koşan bir “Huzursuz” ve sakin olmaya çalışan bir “Pasif-Agresif” tir. Mesele bundan ibarettir.

Onaylanma ihtiyacı-Sevilme ve Beğenilme zaafı: Tüm bunlar insanın ruhunu okşayan güzel duygulardır ama bir istek olmaktan çıkıp ihtiyaç haline geldiğinde zaafa dönüşür. Terazi kendinden emin olmakta zorlandığı için etrafına bu tür hatalı sinyaller yayar ve sıkça hayal kırıklıkları yaşar. Ne yaparsa yapsın herkesi memnun edemeyeceğini öğrenmesi ve bu sevdadan vazgeçmesi gerekir. Kendini başkalarının değer ölçülerine ve onayına bıraktığı zaman onu “Göklere çıkaranlarla” uçar, ”Yerin dibine sokanlarla” sürünür. Bu psikolojik çıkmaz sokaktan kendi değerini ve önemini kendi belirlediği, başkalarının inisiyatifine bırakmadığı zaman kurtulabilir ancak.

Kararsızlık: Kararsızlığın panzehiri tercihtir, seçimdir. Terazi en ufak bir karar verme durumunda bile büyük bir kriz yaşar. Hele acil durumlarda, zorlama ve baskı altında kaldığında komaya girer. “HAYIR” diyememe sendromundan muzdariptir. Açık ve net bir şekilde Evet demeyi de beceremez. Can kurtaran simidi gibi “BELKİ” sözcüğüne asılır. Belki yarı evet yarı hayır demektir. Bir süre oyalanıp zaman kazanır. Bunun bedeli yanlış anlaşılmaktır. Dolaylı tavrın temelinde ise eşit ölçülerde Ben enerjisinin zayıflığı – Biz enerjisinin acemiliği yatmaktadır. Koç’un tavrı direktir fakat Mars Terazi’de yer alıyorsa aynı problemi getirebilir.

Hüzne evet Acıya hayır tavrı:Terazi hüzne bayılır. Sonbaharın havası ve sarı-kırmızı tonları onu büyüler. Romantik ve Nostaljik duygularını besler. Ama ne acı çekmekten ne de acı çektirmekten hoşlanmaz. Acıyı nerede görse kaçar. Bunu içgüdüsel olarak yapar. Çünkü acıyla nasıl baş edeceğini bilemez. Acı onu derine çektiği için ürküp geri çekilir. Derine inerse dibe vuracağından çok korkar bu nedenle de lodos balığı gibi kıyıya vurur. Yöneticisi Venüs de ona bu konuda yardımcı olamaz çünkü ACI onun temsil ettiği konulara yabancıdır. Bileşiminde yüksek dozda Akrep varsa acının ustası olabilir yoksa Terazi, orta yaş eşiğine geldiğinde ard arda sahne alan Satürn-Pluto-Uranüs-Neptün gibi üstatların eşlik ettiği sınavda acıyı acımasızca öğrenir.

Tartışma ve yorum : Terazi’nin savaş ve mücadele gücü zayıftır. Bu zayıf noktasını tartışma ve yorum ustalığıyla kapatmaya çalışır. Geniş bakış açısı ve güçlü savunma mekanizması rakiplerini zorlar. Bu savunmaya en büyük tehdit diğer öncü burçlardır. Koç (Hücum-atak) Yengeç (Duygusal kıskaç) Oğlak (Soğuk strateji) Aralarında 90 derece kare açı vardır. Enerji alışverişi serttir. Bu nedenle tüm öncü burçlar birbirinden çekinirler, çünkü birinin zayıf noktası diğerinin en güçlü noktasıdır.

Gözlem yeteneği: Terazi’nin harika bir gözlem yeteneği vardır. Olaylara aşırı tepkide bulunmaz.İhtiyatlıdır. Önce her şeyi büyük bir özenle kaydeder. Dışarıdan bakıldığında hiçbir şeyin farkına varmayan alık ve tepkisiz bir portre çizse de zamanı geldiğinde depoladığı tüm verileri kullanarak o herkesi afallatır. Burada oluşabilecek en büyük hatalı alan, gözleme dalıp eyleme geçmeyi ihmal etmesidir. Genel tavrı da budur.

Uyum ve Ahenk: Terazi’nin nihai hedefidir. Maharıshı Ayur-Veda uzmanı Dr.Hari Sharma’ya göre; “Bedene müzikal bir gözle baktığımızda, onun tek nota çalan bir enstrüman olmadığını görürüz. Beden, aynı zamanda çalan ve birbiriyle etkileşen farklı binlerce enstrümanın (biyokimyasal maddelerin) sayılamayacak kadar çok değişkenlik ve kombinasyon sergilediği bir senfonidir. Tıpkı tek tek notaların, tüm diğer notalarla bir armoni içerisinde olması gibi, sağlıklı bir bedendeki her kimyasal reaksiyon da tüm diğer reaksiyonlarla uyum içerisindedir.”

Daha büyük ölçekte değerlendirecek olursak “Zodyak Senfoni Orkestrası”nda tüm planetler yer alır. Orkestra şefi Güneş ise Kompozitör Venüs’tür. Hep birlikte besteledikleri senfoni gökyüzünden yeryüzüne dalgalar halinde yayılır. Temel olarak12 burç ve planetlerin enerjisi hepimizin içinde mevcuttur fakat hepimizin senfonisi ayrıdır. Farkı yaratan şey ölçü, vurgu, etkileşim biçimi ve alanıdır. Doğduğumuz ana (Doğum yeri-Tarihi-Saati) özel, Burç-Planet-Ev ve Açıları harmanladığımız da kendi senfonimizi besteleriz. Denemeye var mısınız? Öyleyse İster notaları ister renkleri kullanın.Temel malzeme bizden, eseri yaratmak da sizden.

Bestelediğiniz senfoni veya yaptığınız resmin keyfini çıkarmayı sakın ihmal etmeyin.

Zira önümüzdeki Pluto/ Akrep Burcu yolculuğunda hepimiz “S.O.S.” verebiliriz….

Sağlıcakla Kalın.

Nazan Öngiden

Faydalandığım kaynaklar:

Medical Astrology (Jane Ridder-Patric)

Planets and Their Keywords (Reinhold Ebertin)

The Planets and Human Behaviour (Jeff Mayo)

Tıp ve Sağlık Ansiklopedisi (J.A.C Brown/Çev.Prf.Dr.Aykut Kazancıgil)

Tıp Sözlüğü (Prf.Dr.Pars Tuğlacı)

Çağdaş Tıp Sözlüğü (Prf.Dr.Ayşegül Demirhan Erdemir)

Hatalı Alanlarınız (Dr.Wayne W.Dyer)

Stresle Başa Çıkma (Türk Psikologlar Derneği/Editör:Nesli Şahin)

Zorlanan İnsan (Prf.Dr.Özcan Köknel)

Hastalıklardan Kurtuluş (Dr.Hari Sharma)

Kuantum İyileşme (Dr.Deepak Chopra)

İçinizdeki Gökyüzü (Steven Forrest)

Gökyüzü Ortaklıkları (Steven & Jodie Forrest)

Ev Doktoru (Dr.Kurt Pollak)

Renklerle Tedavi (Mary Enderson)

Tüm Hastalıkların Zihinsel nedenleri (Louise L.Hay)

Terazinin Hüznü (J.A.Bertrand)

Medical Channel Dergisi (Ekim 2001)

Close