DÖNÜŞÜM ZAMANLARI:SATÜRN-ÖTESİ PLANETLERİN TRANSİTLERİ

Verena Bachman

Ruhsal Planetler olarak adlandırabileceğimiz Uranüs, Neptun ve Pluto’nun (bilinçdışına, kolektif bilinçdışına ilişkin veya Satürn’ü aşan veya kişiselliği aşan planetler) transitleri pek çok astrologda şüpheyle karışık bir olumsuzluk beklentisi yaratırlar. Bireyi derinden etkileyerek yaşamsal önem taşıyan sonuçlara götüren olayların tetiklenişini çoğu kez rasyonel bir yaklaşımla açıklamakta zorlanırız. Bu transitler çoğu kez yaşam akışımızı kişisel ötesi bir enerji ile doldururlar. Sanki yabancı bir el dış dünyadan bize uzanır, kader tehditkarca ağlarını örer. Bu şekilde hayatımıza giren, yaşamak zorunda kaldığımız her türlü olay, açıklamakta, anlamakta zorlandığımız her türden deneyim aslında bundan sonraki yaşamımızın temeli olmaya aday değişim fırsatlarını barındırırlar. Yaklaşmakta olan Uranüs, Neptun ve Pluto transitlerinden haberdar olmak bizi bir yandan korkutsa da diğer yandan çok faydalı olabilir. Bugünün dünyasında yaşadığımız pek çok değişimin söz konusu planetlerin enerjilerini ve temalarını anlamamız açısından çok faydalı olduğu bir gerçektir. İçinde yaşanılan zamanın kalitesi tıpkı akan bir nehir gibidir; onu durdurmak olasılığı yoktur. Yapmamız gereken akıntıya karşı kürek çekmek pahasına illa ki gitmek istediğimiz yöne doğru delice uğraş vermek yerine içinde yaşanan zamanın kalitesini ve buna bağlı gerekleri anlamak olmalıdır. Böylece bir yandan da öylesine akıntıya kapılıp sürüklenmekten kurtuluruz. Her şeyden önce zaman içinde yolculuk fantezisine karşın insanoğlu için henüz bu zaman nehrinden dışarıya atlamak mümkün görünmüyor. Ve yaşam deneyimleri de gösteriyor ki akıntıya karşı yüzmek olağandışı bir güç gerektiriyor ve sonunda elde edilen (eğer mümkün olmuşsa) asla kalıcı ve birey için gerçekten anlamlı olmuyor. Bu makalede bu üç planetin transitlerinin yeni bir duyguyla yaşanabilmesine yardımcı olabilecek konulara değineceğiz.

Neleri göz önünde bulundurmalıyız?

Kişiselliği aşan planetlerin transit etkileri yıllar süren zaman dilimlerini kapsarlar. Etkiler tam açının oluşmasından 5 derece evvel başlayarak 2 derece sonrasına kadar uzayabilirler. Bir tür nekahet devresi diyebileceğimiz son dönemde de transit tema hızlı hareket eden her hangi bir başka planetin tetiklemesiyle tekrar akut bir hal alabilir. Gizli olan enerji hızlı hareket eden diğer planet üzerinden günlük hayatımıza, kişisel yaşamımıza taşınır ve sonuçta biz asıl transitin temasının çözülmesi gereken yanıyla yüzleşiriz. Örneğin hareket halindeki Ay genellikle söz konusu planeti kavuşum, karşıt veya kare durumlarında haftada bir kez aktive edecektir. Ayrıca diğer kişisel planetler de bu esnada gerilimli açılarla transit temaya dahil oluyorlarsa sembolize ettikleri alanda önemli gelişmelere sebep olurlar. Eğer Yeni Ay konumu varsa veya kişisel bir planetin durağan hali ağır hareket eden bir planetin transitine değiyorsa özellikle uzun süreli olacak bir etkiyi hesap etmek gerekir: sanki kozmik bir parmak bize ödevimizi cesaretle kavramamızı ısrarla işaret edip durmaktadır.

Diğer planetlerde olduğu gibi Satürn-ötesi planet transitleri de doğum haritasındaki enerji modeline göre hareket edeceklerdir. Bu doğum haritasında önemli bir konuma sahip olan bir Satürn-ötesi planetin transiti bireyin aşina olduğu bir temaya tekrar dikkat çekecektir. O, bizi söz konusu hayat ödevinin çözülmesine ilişkin yöntemimizi geliştirmemiz yolunda zorlayacaktır (ağır hareket eden Satürn-ötesi planetlerin kişisel planetlere olan transit açıları karmik temalar veya hayat yoluna ilişkin ödevler olarak görülebilirler). Önemli yaşamsal modeller bu süreç içinde hissedilir ve yaşanır olurlar, ve bu modellerin değiştirilmesi olası hale gelir. Yaşanmakta olan transit deneyimlerin doğası, bireyin planetin prensibini kendi hayatına nasıl taşımış olduğuna bağlı olarak farklılıklar gösterir. O zamana kadar bastırılmış veya bloke edilmiş temalar şimdi bilinç yüzeyine çıkmak için güçlü bir etki yaparken daha doğru ve uyumlu çalıştığımız faktörler yaşantımıza yeni yöntemler ve onları dile getirebileceğimiz yeni kanallar sunarlar. Bu noktada, problematik deneyimleri genel olarak yalnızca çözümlenmemiş veya bastırılmış temaların işareti olarak algılamanın doğru olmadığını söylemeliyiz.- karmik veya spiritüel astroloji bu türden deneyimleri aynı zamanda bilinçlenmeye (farkındalığa) giden yoldaki sınavlar ve hatta teşvikler olarak görür.

Eğer transit planet doğum haritasında fazla öne çıkan bir konumda değilse (kişisel planetlere, köşe noktalarına veya Ay düğümlerine açı yapmıyorsa) veya açısız bir planetse aktuel transit bireyin yaşamına oldukça yabancısı olduğu bir temayı getirecektir. O ana kadar ikinci dereceden roller oynamış veya hiç söz konusu olmamış olan tema dikkatimizi talep edecektir. Genellikle bu durumda transit, insanı bir şekilde huzursuz eder – görünüşte hayatımıza temelden yabancı bazı nitelikler getirir. Burada söz konusu olan transit süresince o planetin sembolize ettiği enerjiyi tanımak için onunla yüz yüze gelmektir.

Her transit açının deneylenme niteliği farklıdır. Üçgen ve altmışlık açılar her şeyden evvel gelişme potansiyelleri taşırken, aynı zamanda söz konusu temanın bir gözlemci konumuyla başka insanların yaşantıları vasıtasıyla deneyimlenmesi mümkün olur. 30 derecelik ve 150 derecelik açılar daha çok tahrik eder, hareket etmeye zorlarlar – konuyu bir kenara itmekte zorlanırız. Kavuşum, kare ve karşıt açılar sıkıştıran ve dolayısıyla kaçınılamaz olarak deneyimlenirler – kuşkusuz bu yüzden aktiv olmaya ve bilinçli olarak konunun üzerine gitmeye değer, her koşulda eninde sonunda olması gereken olur. Zira kişiselliği aşan planetler için temanın hangi formda oluşacağı farketmez: O kendi yerini talep etmektedir ve eğer biz ona yer vermeye hazır değilsek, o kendisi gelip yerine oturacaktır.

Satürn-ötesi planet doğum haritasının neresinde etkiliyse (ev ve açıları) o alanın enerji ve temalarını getirecektir. Kişiselliği aşan karakteri dolayısı ile konu çoğunlukla yaşamın rasyonel olmayan ve mantıksal yoldan açıklamakta güçlük çektiğimiz alanlarına ilişkin olacaktır. Ayrıca transitin bilinçli ve yaratıcı doğasına dikkat edilmelidir: Bu dönemde transit planetin enerji ve kalitesini yaşama adapte etmek için bilinçli olarak yer ve zamanı önceden planlamak işe yarayacaktır. Bir diğer açıdan bakıldığında kişiselliği aşan planetler kolektif alana açılan kanallardır ve bizi söz konusu enerjiyi hissetmek konusunda çok daha duyarlı hale getirirler. Böylece bizi aşırılıktan ve fazlaca yüklenmekten koruyacak yolları aramamızı da sağlamış olurlar. Aksi halde kişilik açısından ciddi bozukluklara yol açabilecek sonuçlara varan fikirler, yeni düşünceler (Uranüs), duygular (Neptün) ve korku, güç talebi ve kuvvetli güdüler (Pluto) bombardımanına maruz kalırız. Sonuç olarak aktiv bir uğraşı ile kendini yoğun kolektif güçlerin istilasından koruma arasında bir denge kurmak gerekmektedir.

Şimdi sıra tüm bu anlatılanların Uranüs, Neptün ve Pluto temaları açısından desteklenmesine geldi.

Devamı

Çeviren : Neşe Kuran

Kaynak: Astrologie Heute

VERENA BACHMANN İsviçre’de Schule für Erwachsene (SFER) okulu başkanı. Pedagoji mezunu. 1978’den beri yoğun bir şekilde astroloji ile uğraşıyor. Humanistik Psikoloji (özellikle psikosentez ve geştalt) konularında uzmandır. 1982’den bu yana danışmanlık yapıyor. Kurslar ve uluslararası seminerlerde öğretiyor. Pek çok makalesi yayınlanan Bachmann PLUTO isimli bir kitabın yazarları arasındadır. 1994’ten bu yana spiritüel gelişim konusundaki grup çalışmalarına başkanlık etmektedir.

Close