GÜNEŞ -VENÜS AKREP’TE – 23 Ekim 2022

Güneş ve Venüs 23 Ekim 2022 itibariyle Akrep burcuna geçiyor; Venüs 16 Kasım 2022’ye, Güneş ise 22 Kasım 2022’ye kadar burada ilerleyecek. Akrep dönemi, doğanın öldüğü bir mevsime denk gelir. Düşen yapraklar toprakta çürürken aynı zamanda toprağı besleyerek ‘yeni bir yaşamı da’ içinde barındırır. Bu çürüme ve ölüm dönemi, yaşamın doğal döngüsünün bir parçasıdır ve ‘yeniden doğmak’ için gereken zemini hazırlar. Akrep de sembolik anlamda, doğanın geçirdiği bu dönüşüm sürecine benzer olarak, ruhsal anlamda yaşamın karanlık/aydınlık döngülerinden geçer. Burada ölümle kastedilen, kişinin zamanı gelince yaşamındaki doğal bir bitişe veya kayba teslim olmasıdır. Bu, duygusal veya ruhsal olarak bir konuyu/durumu bırakmak, kayıpları kabullenip yas tutmak ya da insanları kendi yollarına bırakmak anlamına gelebilir. Tüm doğanın teslim oluşu gibi, Akrep de “Büyük bir Güce” teslim olduğunda ruhsal güç kazanır.

Akrep sabit bir burç olarak kararlıdır. Dolayısıyla istekleri temsil eden Güneş’in ve iştahımızı/zevklerimizi temsil eden Venüs’ün burada, yoğun, değişmez ve saplantılı bir ifadesi vardır. Yeraltıyla ve karanlıkla bağlantılı olan Akrep’te, bu istekler, arzular veya kişinin bir şeye/birisine olan sevgisi ‘görünmez’ olabilir fakat bu yoğun enerji alttan alta değişmek istemez aksine başkalarını değiştirmek ya da insanları/koşulları ‘aynı’ tutmak üzere kontrol etmek ister. İnsanlarla güç savaşına girer fakat ‘gerçekte’ yaşama karşı bir güç savaşına girmiştir. ‘Sen değiş’ der ve kendisini psikolojik güvenceye almak adına her şey kontrol altında tutulur. Açıktan savaşmadığından, taktik/strateji yapar, manipüle eder, başkalarının zaaflarını tespit edip kendisine bağımlı kılar ve bir çok anlamda zorlayıcı davranır. Ne olursa olsun kaybetmemelidir. (Yani kendisi orada ‘ölmemelidir!’) Bu güç savaşları, kaçınılmaz olarak ‘pandoranın kutusunu’ açar. Bunun anlamı içsel ve dışsal olarak yaşanan bir dizi krizlerdir. Yüzleşmek istemediği tüm korkular– en temel olanı kaybetme korkusudur – ve kıskançlık, kin, intikam ve haset gibi ‘kötü’ diye bastırılan duygular su yüzüne çıkar. Akrep bu duyguları kendinde kabullenemediğinden başkalarına yansıtır ve bunda aşırı uçlara gitme eğilimindedir (Ya hep ya hiç tavrı). Bir şey ya tamamen iyidir ya tamamen kötüdür; birisi ya şeytandır ya melektir. Oysa ki dışarıda savaştığı bu karanlığın köklerini kendi içinde bulması, onları açığa çıkararak ıslah etmesi ve kişiliğiyle bütünleştirmesi gereken kişi ‘kendisidir.’ Akrep, güçlü olmak isterken, bu yaşadığı krizler sonucu, savunmasız ve aciz kalır çünkü kendisinden daha büyük bir “Güç” (Yaşam/Evren/Tanrı) iş başındadır. Akrep, kendi çöplüğünden ‘cevher’ çıkarmak, arıtmak, her türlü insanı/konuyu ıslah etmek, kimsenin bulaşmak istemediği konularla ilgilenmek, görünenin ardındaki gerçeklere ulaşmak, araştırmak, sırları açığa çıkarmak, dedektiflik, krizleri idare edebilmek (manipülasyonun olumlu kullanımı), başkalarının krizlerine eşlik etmek, ikna gücü ve insanların psikolojik motivasyonlarının saptamak (Psikoterapi) gibi konularda yeteneklidir.

Güneş ve Venüs kavuşum yaparak Akrep burcuna giriyor; bu iki gezegen Akrep’e girmeden önce 22 Ekim’de 29 derece Terazi’deyken kavuşumlarını kesinleştirdiler. (Venüs Güneş’in kalbindeydi – ‘Cazimi’). Venüs Terazi’de ‘yöneticiydi’ fakat kavuşum problemli kabul edilen ‘Anaretik -Yıkıcı’ bir derecede gerçekleşti, ardından ise Venüs ‘zararlı’ pozisyonda olduğu Akrep’e geçerek güç kaybetti. Venüs, 25 Ekim’de Akrep’te gerçekleşecek Güneş tutulmasında da etkili olacak. İştah (Yaşamda nelere çekildiğimiz/neleri çektiğimiz), sevgi alışverişi, uyum, paylaşım, maddi/manevi değerler, ilişkiler ve en önemlisi ‘dişil prensip’ (kadınlar) gibi Venüs’ün ifadelerinin oldukça vurgulandığı bir dönemden geçebiliriz. Akrep temasına uygun olarak bu deneyimlerin özelliği yoğun ve dönüştürücü olabilir; özellikle değer verdiğimiz şeylerin dönüştüğü bir süreçten geçebiliriz. Bir yandan önceden değerli olanın değer kaybettiği, geride kaldığı bir dönem söz konusu olabilir, diğer yandan da önceden değersiz veya atıl kalan unsurlar/insanlar yaşamımızda yeniden yerini alabilir. Maddi/manevi kayıpları kabullenme ve bu kayıpların ardından enerjimizi yenileyerek, gücümüzü toplayarak ilerleme eğiliminde olabiliriz.

Akrep’teki Güneş-Venüs kavuşumunun düzenleyicisi Mars İkizler’de ilerliyor ve 30 Ekim 2022 – 13 Ocak 2023 arası gerileyecek ve uzunca bir süre ‘çözülmenin ve illüzyonun’ gezegeni Neptün’e kare açı yapmaya da devam edecek. İkizler’deki Mars’ın Akrep’teki tutulmanın da yöneticisi olduğunu düşünürsek, eylemlerimiz hedefe kilitlenmekten çok, yönelimi kaybetme veya sürekli yön değiştirme eğiliminde. Kararsızlık, tereddüt, kafa karışıklığı ve dağınıklık söz konusu. Amaçlarımıza nasıl ulaşacağımız veya işleri nasıl halledeceğimiz konusunda kendi kendimize problem/karmaşa yaratabileceğimiz gibi, koşullar ve insanlar da bizi yanlış yönlendirebilir. Yanlış zamanda yanlış hamleler yapabilir, asıl konuları kaçırıp yanlış alanlarda mücadele verebilir ve sonuç olarak kendimizi öngöremediğimiz durumların içinde bulabiliriz. Ayrıca Akrep temasıyla bağlantılı olarak, Mars’ın İkizler’de gerilediği dönem, özellikle bir süredir kafamızı karıştıran veya sürekli maddi/manevi kriz yaratan konuları kökten çözebilmek üzere hareket edeceğimiz bir döneme de işaret edebilir. Hayal/varsayım/sahte–hakikat/gerçek ayrımını kesin bir şekilde yapabilmemizi sağlayacak deneyimler söz konusu olabilir. Kararsızlık veya tembellikle amaçlardan sapmak veya gerçeklerden kaçma eğilimi söz konusu olsa da, tutulmayla yaşamımızda tetiklenen (zamanı gelen) konular görmezden gelemeyeceğimiz, yani kaçamayacağımız şekilde vurgulanabileceğinden, soruna/krize odaklanmaktansa, çözüme odaklanmak işlerimizi kolaylaştırabilir…

Astroloji Dergisi/Gözde Kara

Kaynaklar:

*Astroloji Dersleri, Barış İlhan

*The Astrology Sourcebook, Shirley Soffer

Close