“Ben riskli bir özgürlüğü huzurlu bir köleliğe tercih ederim” – Thomas Jefferson
1 Ağustos 2023’te saat 21:32’de 9° Kova’da bir Dolunay gerçekleşiyor. Sabit bir hava burcu olan Kova’daki bu Dolunay, hayatımızda özellikle zihinsel anlamda daha objektif, tarafsız, eşitlikçi ve insancıl olmamız gerektiğine işaret ediyor. Yeni ve farklı fikirlere açık olmak, Dolunay’ın işaret ettiği ayarlamaları daha kolaylıkla yapmamıza yardım edebilir. Duygusal ve zihinsel anlamda özgür olmak ve bireyliğimizi ifade etmek ihtiyacında isek, bunu aşırı mesafeli ya da isyankar bir şekilde ifade etmek yerine, daha tarafsız ve karşımızdakinin de hak ve özgürlüklerini gözeten bir tarzda yapmak oldukça önemli görünüyor. Bu Dolunay’da Boğa’daki Jüpiter’in etkisi güçlü….Boğa’daki Jüpiter’e, Kova’daki Ay ve Aslan’daki Güneş kare açı yapıyor; Jüpiter, bu ‘sabit t-karenin’ fokalinde. ‘Sabit t-kare’, kararlılık, inatçılık ve değişime direnç gibi temaları gösteriyor. Bir anlamda, zorlukları ve engelleri aşmak konusunda harekete geçebilir ve oldukça kararlı davranabiliriz…Fokaldeki Jüpiter, olumsuz anlamda, aşırı büyüme/yayılma (abartı), boyundan büyük vaatler vermek, kişiyi olumsuz sonuçlara sürükleyecek bir aşırı iyimserlik (kişinin kendine/şansına aşırı güvenmesi), burnunun ucundakileri görememekten kaynaklanan ‘kötü mühakeme’, sorunlara pratik/gerçekçi çözümler bulmakta zorlanmak, tembellik ve savurganlık gibi temaları gündeme getiriyor. Maddi ve duygusal anlamda sınırlarımızı zorlama eğiliminde olabiliriz. Doğru hükümler verebilmek veya doğru seçimler yapabilmek içinse, seçici olmak ve ‘niteliği’ niceliğe tercih etmek oldukça önemli görünüyor… Boğa’daki Jüpiter, prensiplerimizde ve inançlarımızda esnemekte zorlanmak, yani bir anlamda bazı konularda ‘fanatik’ davranmak gibi konuları da gündeme getireceğinden, özellikle alışkanlıklarımıza yapıştığımız veya aşırı ön yargılı, yargılayıcı veya ‘fanatik’ davrandığımız konuları gözden geçirmekte fayda var. Bu alanlarda hem kendimize hem de başkalarına karşı daha hoş görülü bir yaklaşımda olmamız gerekebilir. Bu Dolunay, ‘aşırılıkların’ törpülenerek bazı konularda daha mantıklı/objektif bir perspektif kazandığımız bir döneme işaret edebilir...
Kova’daki Ay’ın düzenleyicisi Satürn Balık’ta; Başak’taki Merkür ile Satürn arasında kesin (partil) bir karşıtlık açısı var. Bu gerilimli açı, iletişimde engellere ve gecikmelere işaret ediyor. Kendimizi ifade etmekte zorlanmak, gereğinden fazla düşünmek veya susmak, karamsar ve depresif düşünceler, endişeler ve korkular söz konusu olabilir. Satürn’ün bu ‘daraltan/kısıtlayan’ enerjisinin amacı, aslında zihni bir noktaya odaklamak ve onu bir hedefe ulaştıracak disiplini kazandırmaktır…Merkür-Satürn karşıtlığı, bize zihinsel bir kasvet verse de, diğer yandan ‘kelimelere ve düşüncelere’ verdiğimiz önem de fazladır. Ağzımızdan çıkanı kulağımız duyar, düşündüklerimiz/söylediklerimiz ciddiyet kazanır, bir şeyi etraflıca düşünebilir ve titizlikle yapmamız gereken konulara odaklanabiliriz. Merkür-Satürn karşıtlığı ayrıca, planlarda gecikmeler, eğitim/ulaşım ile ilgili konularda zorluklar, zihinsel dayanma gücü/sabır isteyen işler, yalnız halledilmesi gereken zorlu görevler/sorumluluklar, konsantrasyon/disiplin ve zaman gerektiren çalışmalar, kişiyi karamsarlığa sürükleyen engeller/gecikmeler, profesyonel anlamda sorunlar, fazladan yüklenilen sorumluluklar, soğuk/mesafeli iletişim ya da hiç iletişim kuramamak şeklinde kendisini gösterebilir. Dolunay haritasında Aslan’daki Venüs’ünde geri harekette olduğunu düşünürsek, maddi/manevi anlamda ‘değer’ verdiğimiz veya zevk aldığımız her konuyu yeniden değerlendirecek ve üzerinde uzun uzun düşünecek şekilde ciddiye alma eğilimindeyiz. Özellikle sosyal/profesyonel ilişkilerimizdeki ‘aksamaları/anlaşmazlıkları’ çözmek durumunda kalabiliriz…
Kova’daki Ay’ın Sabian sembolü cümlesi ise şu şekilde: “Kısa bir süreliğine bir idealin vücut bulmuş haline gelmiş birisi artık bu ideal ve popüler kişi olmadığının farkında” Sembol, kendine karşı dürüst olmak, zamanla parıltısını ve çekiciliğini kaybeden şeyler, kayıp fırsatlar, gözden düşmek, depresyon, çarpık bir gerçeklik algısı (aşırı derecede kendiyle meşgul olmaktan dolayı başkalarını ‘görmemek’ ve yanlış değerlendirmek), bir şeylerin değiştiğini fark etmek, insanları yüceltmek veya yerden yere vurmak, çıtayı/standartları çok yüksek tutmaktan dolayı yaşanan başarısızlık hissi/hayal kırıklığı ve ‘illüzyonu’ kaybedip gerçeği bulmak ile ilgilidir. Sembol, bir duruma veya kişiye bakışınızın aşırı derecede ‘idealist’ veya gerçek dışı olduğundan bahsedebilir. Fakat bu ‘idealize’ etme süreci kısa süreli ve geçici olduğundan, her an o konu sizin için cazibesini yitirebilir. Sembol, aslında hiçbir durumun veya kişinin yaşamda ideal veya mükemmel olamayacağını söyler. Bu durum, özellikle sürekli kusur bularak, eleştirerek mükemmelleştirmeye çalıştığınız bir şey için geçerli olabilir. Bu sembol, yaşamdan memnuniyetsizlik, doyumsuzluk veya sürekli ‘narsistik’ doyum aramak, kimlik bunalımı (ne istediğini veya nelerin kişinin kendisi için ‘önemli’ olduğunu bilememesi), alkış/ilgi/onay bağımlılığı yüzünden kişisel gücün kaybı, kendini bir hayale kaptırmak, sürekli bir ‘çeşitlilik’ arayışı ve kararsızlık gibi gölgeleri içinde barındırır. Devamlı ideal veya farklı olanı arayışınız ise, yaşamda hiçbir şeye bağlanamayarak sizi gerçekten anlamda doyuracak/mutlu edecek önemli bağlantıları kaçırmanıza neden olur ve kendinize has özellikleri (doğal eğilimler/yetenekler) geliştirmenize engeldir. Sembol, ne başka birisi için ideal olduğunuz ne de sizin bir şeyi idealleştirdiğiniz bir modeli sağlıklı bulmaz. Asıl mesaj, hayran olunmanın ve yüceltilmenin ‘sevgi’ olmadığı yönündedir ve sevilmek/sevmek için mükemmel/ideal olunması gerektiği yönündeki kök inancınızı sorgulamanız gerekir…
Astroloji Dergisi/Gözde Kara
Kaynaklar:
*Astroloji Dersleri, Barış İlhan