Venüs ilişkiyi başlatan Terazi burcundan Akrep’e geçerken ilişki temalarını bağlılık, süreklilik, derinleşme ve kaynaşma aşamasına taşır. Artık yüzeyde görünen uyumun altında yatanı öğrenmenin, birlikteliğin gerçekliğini ve değerini sınamanın zamanıdır. Akrep’teki Venüs bedenlerin kaynaşmasından ziyade ruhların kaynaşmasını arzular. Bunun için ruhun çıplaklığı gerekir, kişinin kendini, kendinden bile gizlediği, kötü ve çirkin diye düşündüğü tüm yönleriyle bir başkasına açması korkutucudur. Ancak bir ilişkinin sağlamlığı, krizlerdeki gerçek yüzleşmeler, karşılıklı bu tür bir açıklığın olması, acizliklerin ortaya çıkmasına rağmen kişilerin kendilerini ve birbirlerini sevebilmesi, kabul edebilmesi ve ilişkide kalabilme gücü ile görülür. Böyle bir durumda kişi kendi olduğunda kabul ediliyor olduğundan ilişkisi kanalıyla değer duygusu gelişmiş olur.
Olumsuz açıdan bu dönemde bir ilişki acizliklerin birbirinden gizlendiği, sevgiden uzak, cinselliğin bağımlı kılmak ve kontrol amacıyla kullanıldığı bir güç savaşı şeklinde de oldukça kalıcı bir hal alabilir. Böyle bir ilişkide ölmemek için ızdırabı sürdürmek de mümkündür.
Genel olarak Venüs’ün Akrep’teki yolculuğunda ilişkilerde krizlerin yaşanması, varolan ilişkilerin dönüşmesi ya da bitmesi mümkündür. Sevgiyi alma verme konusunda manipülasyonlar, saplantıların dozunun artması, güçlü olanın aciz olana acımasızca davranacağı ilişkilerin yaşanması, tutkunun ve kaynaşma ihtiyacının sevgi olarak değerlendirilmesi söz konusudur.
Çıplak gerçeği arayan, zorlayıcı Akrep burcu yumuşaklık, güzellik, sevgi, estetik ve uyum arayan, iştahın ve hazzın gezegeni Venüs için zorlu bir süreçtir. Yönettiği Boğa’nın karşıtı olan Akrep’te zarardadır. Burada kendi doğasını ifade etmesi mümkün olmaz, rahatı kaçar. Venüs’ün Akrep’teki yolculuğunu tıpkı Babil’in Venüs ile özdeşleştirilien tanrıçası İnanna’nın ölümsüz olabilmek için yeraltına yaptığı yolculuk gibi düşünebiliriz. Bu yolculukta İnanna sahip olduğu tüm giyisi ve süsleri çıkarmak ve çıplak kalmak zorunda kalır, orada ölür. Daha sonra güvendiği, ona bağlı kişilerin destekleriyle yeryüzüne çıkar. Bu yeniden doğma yolculuğu onu yeniler ve iyileştirir, dışsal değerler içsel değerlerle bütünlenir ve ölümsüz bir tanrıça olarak yoluna devam eder. Akrep karşıt burcu Boğa’nın yöneticisi Venüs’ü ağırlarken ondan maddi değerlere bağlılığını, beş duyu ile bedenin tatminini bırakıp manevi değerlere odaklanmasını ve ruhun tatminiyle ilgilenmesini talep eder. Bu doğal olarak maddi olanın kaybı ile öğrenilen bir süreç de olacaktır.
Bu dönem sevginin ve değerlerimizin tekrar filizlenmesi için toprak altına girdiği, bir anlamda derinlikte yok olduğu dönemdir. Bu değerli olarak düşünülen her şey için geçerlidir: güzellik, para, zeka, başarı.
Parayla ilgili zararlar ve kayıplar mümkün olabilir. Bu süreçte gerçekten değerli olanlar ayakta kalır. Yüzeyde değerli gibi görünen her şey yiter. Eğer kendimizle ilgili gerçek bir değer duygumuz yoksa bu dönem bununla uğraşmak ve bunu kazanmak üzere özellikle ilişkilerde güç ve acizlik deneyimleri, saplantılı bağımlılıklar, sadistik-mazoşistik deneyimler yaşamamız olasıdır. Bir çoğumuz özellikle ilişkilerde, artık işe yaramayan, çürümüş, bırakılması gereken şeyleri bırakmanın getireceği boşluk hissi ve acısına katlanmaya istekli olmayız. İçerideki değersizlik hissi dolayısıyla kişi boşluğu doldurmak için Venüs’ün beş duyu ve haz alma özelliğini çarpıtarak kullanabilir, saplantılı yemek, şehvetin artması, keyife almaya takıntı görülebilir. Krizler ne kadar yoğun olsa da eski değer ve sevgi anlayışlarımıza yapıştığımızda dönüşüme direnmiş ve Akrep sürecinde başarısız olmuş oluruz. Deneyimin tüm şiddetine rağmen burada değişmeden kalmak da mümkündür.
Bu süreçte şunların cevabını dürüstçe vermeye hazır olmalıyız: Bir ilişki içinde kendimi değerli hissediyor muyum? Gerçekten kendimi açıyor muyum? Sevginin ne olduğunu gerçekten biliyor muyum? Gerçek ve kalıcı değerleri nasıl oluşturabilirim, hangi değer anlayışıma veda etmek zorundayım?
İnsan kendi özüyle doğrudan ilgili ‘değer’ sistemine gerçekten el atıp onu dönüştürmeye karar verdiğinde ya da buna mecbur kaldığında, yaşamının büyük bölümünde tutunmuş olduğu dışsal değerlerden vazgeçmesi gerekebilir. Vazgeçmenin acısı ölüm gibidir, böyle bir bırakmada boşluk-hiçlik duygusu hakimdir, bu yüzden korkutucudur. Ancak eskinin ölmesi yeni ve daha sağlam bir değer duygusu için gereklidir. Venüs Akrep sürecinden geçtikten sonra eski Venüs olamayacaktır.
(c) Ayşem Aksoy, 2012