BAŞLANGIÇTAN BAŞLAMAK: BEN KİMİM?

Nancy Anne Hastings

Biz astrologlar biraraya geldiğimizde, öncelikli soruları birbirimize yöneltmekte çok çabuk davranırız. Güneş’in nerede? Ay’ın nerede? Yükselen burcun nedir? Bu üçlü (Güneş, Ay, Yükselen) kişi hakkında en fazla bilgiyi verecek olan üç unsurun altyapısını oluşturur. Nerede yaşıyorsun, ne işle uğraşıyorsun gibi sorular daha sonra gelir. Birçoğumuz öncelikli olarak “kim olduğumuzu”, “nasıl hissettiğimizi” ve “dünyaya karşı nasıl bir tavır takındığımızı” anlamaya çalışırız.

Progres haritanın yorumlanması, Güneş’in konumunun, Ay’ın konumunun ve Yükselen’in konumunun belirlenmesiyle, aynı Doğum Haritasının yorumlanması gibi başlar. Herkes bu üçlüyü kendine özgü değişik bir stille yorumladığı için makaleme bu üçlünün benim için ne anlama geldiğine işaret eden kısa bir tanımlamayla başlamak istiyorum. Sanırım astrolojinin bu esas sembolleri hakkında ne düşündüğümü öğrenirseniz, Progres haritayı yorumlarken progres planetlerin ne tür etkileri olduğunu daha kolay anlarsınız. Ayrıca siz de aynı şeyi kendiniz için denerseniz, işe yaradığını görebilirsiniz.

BEN KİMİM?

Güneş temel hayat gücünü ve fiziksel bedenimizi temsil eder. Eğer güneş birden ortadan kaybolsaydı, dünya üzerinde bulunan tüm yaşam formları da aynı şekilde yok olurdu. Öyleyse Natal (doğum haritasındaki) Güneş’iniz sizin temel hayat enerjinizi, Progres (ilerletilmiş) Güneş’iniz de bu enerjinin şu anda kendini nasıl ifade ettiğini göstermektedir. Güneş en temelde içteki benliğinizi temsil eder ve bazen bu benlik sizin tarafınızdan öyle korunup saklanır ki onu siz bile fark edemezsiniz ve Güneş burcunuzun temsil ettiği özelliklerin size kesinlikle uymadığını iddia edersiniz. Bazen bu benlik görünür bir şekile bürünür ve onun sembolize ettiği ve size zor gelen yönlerinin farkına varırsınız, bu durumda da Güneş burcunuzun temsil ettiği şeylerden kaçmak hayatınızın işi olur çıkar. Bazen de kıskanç, sahiplenici, inatçı ve takıntılı bir tavır takındığınız aşk ilişkilerinin yanısıra, aynı zamanda ılımlı, çevresi için besleyici, destek veren, sadık ve sebatkar bir yanınız olduğunu da fark edersiniz. Böylece Boğa burcunda bulunan Güneş’inizi sahiplenir, onu hem olumlu, hem de olumsuz yönleriyle bağrınıza basarsınız.

NASIL HİSSEDİYORUM?

Duygusal doğanız ve benliğiniz bir haritada Ay tarafından temsil edilir. Ayın dünya üzerindeki hayatın sürmesinde oynadığı rol güneşinkinden az değildir. Öyle ki, eğer ay ortadan kaybolsaydı, yeryüzündeki hayat en az güneş kaybolduğundaki kadar değişime uğrardı. Ay dünyaya en yakın ve en büyük uydu olduğu için, diğer uydular ve gezegenler söz konusu olduğunda, ayın dünya için önemi diğer tüm gökcisimlerinden daha hayatidir. Bir şekilde eğer ay zaman içerisinde yok olsaydı, dünya güneş etrafındaki yörüngesinden sapar ve güneş sisteminin dışında kalırdı. Bir doğum haritasında da Ay’ın temsil ettiği şeyi ortadan kaldırırsak, aynı şey bizim içinde söz konusu olur. Biz bu durumu (sinirsel açıdan) bunalıma girmek olarak adlandırırız. Bazı astrologlar Ay’ı “ruh”un sembolü olarak nitelemektedirler, ancak bu tanım benim “ruh”tan anladığım şeyle uyuşmuyor.

Bence Ay gündelik yaşamdaki karışıklığı içine emip bizi yolumuzda tutan kişiliğimizin bir bölümünü temsil etmektedir. Natal ve Progres Ay’larımız uyumlu açılar içinde oldukları zaman önümüze çıkan tüm problemlerle rahat bir şekilde başa çıkarız. Ancak aralarındaki açılar daha gerilimli olduğunda küçük zorluklar bile bizi duygusal çıkmazlara götürebilir.

DÜNYAYI NASIL GÖRÜYORUM?

Yükselen’imiz, tıpkı evimizin dışı ya da apartmanımızın dış kapısı gibi, benliğimizin kendisini dış dünyada görünür kıldığı bölümünü temsil eder. Kişiliğimizin bu bölümünün nasıl ortaya çıkacağına kendimiz karar veririz. Birer yetişkin olduğumuzda nerede yaşayacağımızı ve nasıl bir çevrede işlev göreceğimizi kendimiz seçeriz. Acaba çimleri biçecek miyiz, çitin boyunu kısaltacak mıyız, ya da kapıyı boyatmamız gerekiyor mu? Yoksa kapının paslanmasına izin mi vereceğiz, veya bahçedeki küçük havuzun içinde otların büyümesine göz mü yumacağız? Ön bahçemizin durumundan ne kadar hoşnutuz? Bu gerçekten bizim içsel durumumuzu dışa vuran bir görüntü mü, yoksa kendimiz olmayan bir durumu mu yansıtıyoruz? Güneş içimizdeki “Ben”ken, Yükselen dünyanın görmesine izin verdiğimiz “Ben”i temsil etmektedir. Yükselen (karşı noktası olan Alçalan’la birlikte) dünya gemisinde ne tür bir ilişki kurduğumuzu sembolize etmektedir. Yükselen “Ben”in dünyaya yansıttığımız bölümüyken (dış dünyada nasıl davrandığımız) Alçalan “Ben olmayan” (yani etraftaki diğer insanlar) bölümüdür. Yükselen’le açı yapan herhangi bir planet doğal olarak Alçalan’la da açı yapacaktır. İkisi bu açıdan bakıldığında birbirinden ayrı düşünülemez. Dünyayı nasıl algıladığımız Yükselen filtresinden geçerek oluşur. Ve bu dünyaya Yükselen aracılığıyla bir şeyler bırakırız. Progres Yükselen ise şu anda, burada içinde bulunduğumuz çevre ve bu çevreye ne tür bir açıyla yaklaşıp ona kendimizi nasıl yansıttığımız ile ilgilidir.

DENGELEYİCİ YÖNÜMÜZ

Güneş, Ay ve Yükselen’in birlikteliği dış dünyayla iç dünyamızın nasıl bir uyum içinde olduklarını temsil eder. Natal haritamızda bulunan planetler ilerlemeye (progres) başladıklarında ise kendimizi çevremize yansıtma tarzımızda, olumlu veya gerilimli bir biçimde, aşama kaydetmeye başlarız.

KARŞIT UÇLAR

Her burcun bir karşıtı vardır. Koç yang, maskülen veya pozitifken, Boğa yin, feminen ve negatiftir. Karşıtlıkları açıklarken “yin” ve “yang” terimlerini kullanmayı tercih ediyorum, çünkü “feminen-maskülen ve pozitif-negatif” gibi tanımlar ifade etmek istediğim enerjilerin kökenindeki felsefeyi tam olarak yansıtmıyorlar. Örneğin maskülen ve feminen terimleri aynı zamanda içlerinde kişinin cinsel rolüyle ilgili bir anlamı da taşımaktadırlar ve herkesin bu konuda farklı bir kanısı vardır.

Herhangi bir karşıtlıkta bir ucun diğerine üstün olması ya da tam tersi, sizin söz konusu karşıtlıkta cinsel açıdan bir üstünlüğe sahip olduğunuzu göstermez. Maskülen burçlarda çok planeti olan kadınlar sakal bırakmazlar veya puro içmezler. Aynı şekilde planetlerinin büyük bir çoğunluğu maskülen burçlarda olan bir erkek de bunları yapmak zorunda değildir. Planetlerin çoğunluğunu içeren bir karşıtlık kişinin cinsel aktivitelerinin bolluğuna veya eksikliğine işaret etmez ve açıkça (ister aynı cinsten, ister karşı cinsten olsun) eş seçiminde çok az bir rol oynar.

Kişinin maskülen veya feminen olmasına Koç burcunda veya Boğa burcunda kaç planeti olup olmadığına bakarak karar veremeyiz. Planetlerinin büyük çoğunluğu Boğa burcunda olan bir erkek bir boğa gibi sadık, pratik ve penisi olan birisi olacaktır ve planetlerinin büyük çoğunluğu Koç burcunda olan bir kadın da çoşkun, sabırsız, iki göğsü ve bir vajinası olan bir kadın olacaktır. Burçlar cinsel rolümüzün ne olacağını tanımlamazlar.

Karşıtlıkları tanımlamak için kullanılan diğer (pozitif ve negatif gibi) sıfatların da maskülen-feminen sıfatlarından aşağı kalır yanları yoktur. Pozitiflik ve negatiflik “iyi” ve “kötü” sıfatlarını akıla getirir ve bu sıfatların çağrıştırdığı anlamların söz konusu edilen herhangi bir burçla hiçbir alakası yoktur. Aktif ve pasif terimleri de “iyi-kötü” veya “güçlü-güçsüz” sıfatlarına kapı açar.

Yin ve yang terimleri böyle bir sorunu bünyesinde barındırmazlar. İyi veya kötü değildirler. Yin, tıpkı Jung’un Anima terimi gibi, insanın esas ruhunun alıcı ve tepki veren yanını temsil eder. Yang ise Jung’un Animus‘u gibi aktiftir ve insan ruhunun başlatan yanının temsilcisidir. Bu iki yön olmadan hiçbir insan var olamaz. Buna rağmen çoğunlukla benliğimizin iki yönünü temsil eden bu iyi yönden birisini bastırıp diğerini yüceltmeye çalışırız. Eğer ruhumuzun her iki yönü olan dişil ve eril yönlerini birlikte kullanmayı öğrenmezsek ayağı kırık bir insana dönüşürüz. Düzgün yürümek için her iki ayağımızı da kullanamayacağımızdan dolayı gündelik yaşamın güncel sorunlarıyla başa çıkmakta zorlanabiliriz. Peki yaşamın temel kriteri kırık bir ayakla ateşte yürümeye çalışmak mı olmalıdır? Koşmak için her iki ayağımızı da kullanmak zorundayız ancak birisi iyi çalışmıyor. Eğer yin ve yang yönlerimizi dönüştüremezsek desteğe en çok ihtiyacımız olduğu dönemde umutsuz kalırız.

Bir haritanın analizinde karşıtlık kişinin başlangıca ait ve tepkisel doğasını vurgular. Kişi hem hareket etmeli (aksi takdirde hiç birşey oluşmaz) hem de bu harekete karşılık vermelidir (aksi takdirde kaos içine girer). Bir haritada karşıtlıklar birbirine karıştığında kişi için düğümler ortaya çıkar. Bu durmda bir hareket oluşturup ona karşılık vermek gerekir. (Editörün notu: Yin olan burçlar: Boğa, Yengeç, Başak, Akrep, Oğlak; Yang olan burçlar: Koç, İkizler, Aslan, Terazi, Yay ve Kova’dır.)  

Kendi doğamızın gerektirdiklerini anlayabilmek için Güneş, Ay ve Yükselen’in haritamızda sembolize ettikleri anlam karşıtlıklarını çok iyi kavramamız gerekmektedir. Eğer Natal Güneş ve Natal Ay’ınız aynı karşıtlığa sahipse, kim olduğunuzu kolayca ifade edebildiğinizi görürsünüz. Natal Güneş’iniz ve Natal Yükselen’iniz farklı karşıtlıklara sahip olduklarında sosyal gafletlerinizi tamir etmekte zorluk çekersiniz -kendinizi dünyaya sunduğunuz egonuz (Yükselen) iç benliğinizle (Güneş) aynı fikirde değildir. Böylece 20 yıldır görmediğiniz birisiyle karşılaştığınız zaman, dans salonunda üzerinize sıçrattığınız sodayı hatırlarsınız. Hâlâ daha yaptığınızdan utanç duyuyorsunuzdur, çünkü beceriksizliğinizi henüz affetmemişsinizdir. Ama karşınızdaki kişi bu olayı çoktan unutmuştur.

Yükselen’iniz ve Güneş’iniz Progres haritada farklı burçlarda ilerlerken kendinizi (zaman zaman savruk ve beceriksiz, bazen de ağlamaklı ve dokunaklı) bir insanoğlu olarak  kabul edip etmediğimiz Progres Güneş ve Progres Yükselen karşıtlıklarının uyumlu veya çelişkili olup olmadığına bağlıdır. Güneş’imiz Natal veya Progres Yükselen’imizle aynı karşıtlığa sahip olduğunda, dünyaya yaklaşımımızda güvenli oluruz.

Hem Natal hem de Progres Yükselen’imiz Progres Güneş’imizle farklı karşıtlıklar oluşturursa (örneğin Natal Yükselen 2o Aslan, Progres Yükselen 25o Aslan ve Progres Güneş 28o Yengeç) bu, sosyal açıdan kendi değerimiz konusundaki duyguların üstesinden gelmekte güçlü sorunlarla karşılaşacağımız anlamına gelir.

Natal Ay’ımız Natal Yükselen’imizle aynı karşıtlığa sahip olduğunda duygularımızı kolayca ifade ettiğimizi gözlemleyebiliriz. Alışkanlıklarımıza dayanan tepkilerimizi fark ederiz ve bu davranışların sosyal ortamlarda uygun davranışlar olmadığını hissederiz. Natal Ay’ımız Natal Yükselen’imizle farklı karşıtlıklar yaptığında ise duygu akışımız yeteri kadar kolay değildir.

Eğer Natal Ay’ımız Yin, Natal Yükselen’imiz Yang’sa olaylar karşısındaki gerçek duygusal tepkilerimizi sorgularız. Duygusal durumlarda yeteri kadar derin hislere sahip olamadığımız için endişeleniriz. Her ne zaman duygusal bir tepkide bulunsak (Yin Yükselen’le birlikte) Natal Ay’ımızın Yang doğası durumla ilgili bir şeyler yapma isteğine kapılır. Bu Natal Ay’ı Aslan, Yükselen’i Akrep olan birisinin içinde bulunduğu duygusal durumdur.

Progres Ay her iki yılda bir burç değiştirdiği için Yükselen’le Progres Ay arasındaki karşıtlıklar uyumlu bir durumdan rahatsız bir duruma doğru değişir. Tabii ki bu her iki yılda bir duygusal olarak temel değişiklikler geçireceğimiz anlamına gelmez. Progres Ay’ın karşıtlığı daha çok o yıl içinde duygusal durumlara ne tür tepkiler vereceğimize işaret eder. Natal Yükselen’le Progres Ay’ın karşıtlığı aynı olduğu zaman Natal Ay’ımızın sembolize ettiği duruma göre duyguları ele alırız. Progres Ay’ın karşıtlığı Progres Yükselen’le aynı olduğundaysa o dönem içindeki duygusal durumumuzu daha yeni şeyler deneyimlemekte kullanmaya eğilimli oluruz.

Progres Ay’ın karşıtlığı Natal Ay’la aynı olduğu durumda doğaya verdiğimiz tepki rahattır. Progres Ay’ın karşıtlığı Natal Güneş’le aynı olduğundaysa daha sağlıklı hissederiz, çünkü görünürdeki fiziksel benliğimizle (Güneş) duygusal doğamız uyum içine girer.

Bir haritadaki üç esas ögenin birbirleriyle ilişkilerini açıkladığımıza göre, şimdi her birini tek tek ele alarak derinlemesine incelememiz gerekir. Bir haritada herhangi bir öge kendi başına bir anlam ifade etmez. Haritanın tümünü göz önünde bulundurmamız zorunludur. Progres haritalarla çalışırken her bir semboldeki değişikliğin öneminin farklı olduğunu keşfedeceksiniz. Belirli bir sembol bir açı alıp harekete geçtiğinde (ister natal ister progres haritada) hayatınızın o yönü daha hareketli hale gelir. Progres harita Natal haritanın detayları arasındaki boşlukları doldurur. Eğer Natal Güneş “Ben kimim?”se, Progres Güneş “Nasıl büyüyorum?” demektir. 

Devamı

Çeviren: Mehmet Arap

Not: Bu makale Nancy Anne Hastings’in Secondary Progressions: TIME TO REMEMBER isimli kitabından alınmıştır.

Nancy Anne Hastings yıllarca astrolog olarak çalıştıktan, astroloji öğrettikten, seminerler verdikten, New England Astrological Association, National Council for Geocosmic Research NCGR ve American Federation of Astrologers AFA gibi kuruluşlarda hizmet ettikten sonra 1991 yılında dünyaya veda etmiştir. Yukarıda söz edilen dışında bir de The Practice of Prediction isimli kitabın yazarıdır.

Close