FOKAL GEZEGENLER

 Derleyen : Gözde Kara

Bir doğum haritasında fokal bir gezegen bazen haritanın genel tonundan bizi haberdar edebilir. Kişi enerjisini bu gezegen yoluyla dışa vurur. Fokal gezegenin bulunduğu burç, ev ve o gezegenin temsil ettiği konular, kişinin enerjisini en çok nereye odakladığı ve hangi konuların vurgulandığıyla ilgili önemli bir temaya dikkat çeker. Fokal gezegen, enerji odaklanması nedeniyle haritanın dengesini bozar; bu yoğunlaşma özel bir yeteneğe işaret edebileceği gibi, enerjinin bir yere odaklanması genel dengeyi bozması nedeniyle bazı sorunlara da işaret eder. Bir gezegenin fokal gezegen olabilmesi için, T-kare ve Yod gibi bir açı kalıbının fokal gezegeni, bir haritanın tek düzenleyicisi, Yükselen ve MC ile kavuşum yapan bir gezegen, haritanın en çok açı yapan gezegeni, Lokomotif, Kova modeli gibi bir harita modelinin sapı veya öncü gezegeni ve bir yarımkürede tek başına duran bir gezegen olması gerekir. Aşağıda, her natal planetin,  fokal olması durumunda , olumlu ve olumsuz olarak nasıl etki  edeceğiyle ilgili açıklamaları sunacağız.

FOKAL GÜNEŞ

“Egoyu asla öldüremezsiniz.  Sadece düşündüğünüzden daha büyük bir evde yaşadığını fark edersiniz.“  Stanley Keleman ( Amerikalı Psikolog)

Olumsuz  İfadesi

Güneş Fokal gezegen olduğunda, babayla olan çatışmalı bir ilişkiden kaynaklanan ego problemleri yaşanması olasıdır. Kişi kendi kimliğinden emin değildir ve kendini ifade etme konusunda güvensizdir; bu yüzden ne kadar önemli olduğunu hem kendisine hem de başkalarına kanıtlama ihtiyacındadır. Ama çaresizlik, güçsüzlük ve önemsizlik duyguları, kişiyi, kendini öne sürerken,  kendine yetme, güçlü ve önemli olma konularını abartmasına yol açar. İlgi odağı olamadığı ve diğer insanların onayını alamadığı sosyal durumlarda, kişi kendisini rahatsız hisseder. İlişkilerde kontrolü elinde tutarak,  hükmederek ve taleplerde bulunarak, egosunu şişirmeye çalışabilir. Gururlu, egosantrik olmasına,  bir kral gibi davranmasına ve diğer insanlara tebaası muamelesi yapmasına rağmen, kimlik duygusu sallantıdadır.  Seyircisiz olduğunda, bir numara olmadığı zaman, bu kişi kim olduğunu bilemez. Kişinin tanınma ve saygı görme isteği, onu başarı elde etmek için,  genellikle bencilce ve başkalarını baskı altına alarak, kapasitesini aşırı zorlamasına neden olur Devamlı başkalarının onayını almak, alkış almak için yapılan bu kendini oraya koyma deneyimi,   kişide stres yaratır ve kalp, üst omurga rahatsızlıklarına yol açabilir..  İsteklerinde gösterdiği ısrar,  başkalarıyla devamlı olarak bir güç savaşı yaşamasına yol açtığı gibi,  zorlukların da daha da güçlenmesine yol açabilir. 

Bu durumda ayrıca, Fokal Güneş ego-kırıcı bir etkiye de sahip olabilir.  Kişinin öz- bilinci iyi yapılanmamıştır ve kişi onu nasıl uygun bir şekilde kullanacağını bilemez.  Kişi,  kendi isteklerini,  gücünü, otoritesini ve gururunu kanıtlayacak ve gösterecek şekilde, kendinde bazı bireysel değişimler yapmaya zorlanabilir. Gelişimi için, kendisini objektif bir biçimde incelemelidir çünkü uyumsuz olmasının asıl nedeni, genellikle farkında bile olmadığı bencil tavırları yüzünden olabilir. Kendi merkezini belirlemede zorluklar yaşayabilir. Egosal dürtüleri, direk ve dışa dönük bir şekilde ifade edilemeyeceği gibi,  içselleştirilip bastırılabilir. Kişi,  düşük bir benlik algısı ve aşağılık duygusuyla, erken yaşlarda kendisini çevresiyle uyumsuz hisseder; bu da onu başkalarının gözünde varlığının önemsiz olduğu duygusuna götürür. (özellikle otorite figürlerinin gözünde)

Olumlu İfadesi

Fokal Güneş, kişiye irade gücü, kökleşmiş bir otorite duygusu, bağımsız bir şekilde kendisini ortaya koyma gücü ve büyük başarılara ulaşmasını sağlayan samimi bir istek verir. Bu konum, verimli bir şekilde kanalize edildiğinde, önemli bir liderlik yeteneğini, güçlü bir yaratıcılık yönelimini ve bireyselliği gösterebilir.  Güneş,  kişinin yaşamının ana temasını ve varoluşunun temel amacını temsil ettiğinden, kişinin, kendisi için önemli olan amaçlarını, kendini tatmin edecek şekilde gerçekleştirmesi, daha az talepkar ve egosantrik olmayı öğrenmesiyle mümkün olabilir. 

Fokal  Güneşin, pozitif enerji alanına girdiğimizde,  sağlam temelli ve güçlü bir kimlik duygusundan bahsedebiliriz.  Kişinin öz-güveni, oynadığı rolden ya da aldığı onaydan ziyade, kendi benliğinin merkezinden gelir.  Birey, kendi merkezindedir. Egonun da ötesinde öz-benliği ile ve kendi iradesini de aşan evrensel irade ile ilişki içindedir.  Sonuç olarak, diğer insanlarla özdeşleşebilir,  onları etkilemeye ya da hükmetmeye çalışmadan, kendisini ifade edebilir, ortaya koyabilir.  Kendini en güzel şekilde ifade edebilen ve yaratıcı biri olmasının yanı sıra, kişi başkalarını da bu konularda yüreklendirebilir.  Çünkü kişi enerjisini, kendi içsel kaynağından, kendi kalbinden alacağından, canlılığı ve yaşam gücü yüksek olacak ve etrafına gerçek bir sevgi ve sıcaklık yayacaktır. 

Kariyer olarak,  yönetici pozisyonu ya da çocuklarla ilgili mesleklerde, eğlence ve yaratıcılığını kullanabileceği sanatsal alanlarda başarılı olabilir. Doğuştan bir lider olarak, başkalarının sorumluluğunu alıp, onları idare etmede etkin hale gelecektir çünkü gücün nasıl kötüye kullanıldığının farkındadır ve kendi egosal ihtiyaçları kadar başkalarının egosal ihtiyaçlarına da duyarlıdır. Kendi gezegensel orkestrasını  yönetebilir hale geldiğinden,  kontrol etmeden başkalarına liderlik edebilecek ve ortaya çıkan neşeli ve etkileyici müziğin tadını herkesle birlikte çıkarabilecektir. 

FOKAL  AY

“Başkalarını besleyen insan, kendi tatmin edilmemiş ihtiyaçlarıyla, başkalarına yük olmadan, yine kendisi ilgilenir.”  Dr. Jerry Greenwald ( Amerikalı Psikolog)

Olumsuz İfadesi

Ay Fokal gezegen olduğunda, kişi erken çocukluk döneminde anneyle yaşanan bir çatışmadan kaynaklanan duygusal problemler yaşıyor olabilir; bu da onu, kadınlarla ilişkiler, aile ve ev gibi  dışsal güvenlik yapılarına yapışmasına neden olabilir.  Birey, anne rolü oynamaya ya da ona bakmaya gönüllü insanlarla ilişkiye girip onlara bağımlı hale gelebilir ya da kendisi, aşırı koruyucu ve boğucu biri haline gelerek etrafındaki insanların tüm ihtiyaçlarına yanıt veren ve onları kendine bağımlı hale getiren, bir “ süper anne” haline gelebilir.  Kişinin erkek ya da kadın olması fark etmeksizin,  kadınlarla olan ilişkileri,  bir hayli çatışma doludur.  Bunun nedeni, sadece kişinin kadınlarla olan ilişkilerine çok fazla önem vermesi değildir; aynı zamanda, onun kendi annesiyle yaşadığı duygusal boşluğu doldurmak için kadınlara ihtiyaç duymasından kaynaklanır.  

Fokal Ay, kişiye,  duyarlı, son derece duygu ve heyecan yüklü, kolaylıkla tetiklenebilen duygusal bir tabiat verir. İçgüdüleri,  keskin bir şekilde canlı ve aktiftir. Bu durum stres yarattığından, kişi hayata karşı hep savunma pozisyonundadır. Kolaylıkla kendini tehdit altında hissettiğinden, kendini koruma altında tutmak ve güvenlik gibi konular bu kişi için son derece önemlidir. Dışsal stres faktörlerine aşırı bir şekilde tepki vermeye eğilimlidir; bu durumlarda ya kendini güvenli bir uzaklıkta tutabilmek için etrafına duvar örer ya da gerilimi görmezden gelerek tamamen kendi içine döner. Kişi,  bilincini dahi kontrol edip onu pasif ve güçsüz bırakan devamlı değişen ruh hallerinin merhametine kalmıştır. İnsanların reaksiyonlarına aşırı duyarlı olduğundan, en masum yorumları ve jestleri kişisel alır, istediği yanıtları alamayınca incinir, reddedilmiş hisseder. Kişinin bu duyarlı yapısı, genellikle geçmişte yanlış programlanmış ama hala gerçekmiş gibi algılanan bazı izlenimlerin sonucu oluşan negatif bilinçaltı şartlanmasından kaynaklanır. Kişi, bunu objektif olarak yeniden programlamak için bilinçli bir çaba sarf etmediği sürece,  çatışma ve istikrarsızlık duygusundan kurtulamaz.  Yakın ilişkilerinde,  istikrarlı bir psikolojik rahatlık ve destek bulmak için can atmasına rağmen,  ruh halinin sürekli değişmesinden dolayı ihtiyaçları da hızlı bir şekilde dalgalanır. Her hangi bir ilişkide, duygusal gerçeklere uyum sağlayamadığı zaman, kendi psikolojik kabuğuna çekilerek bir sığınak arar.  Çocukluktan, eski alışkanlıklardan ve acı dolu anılardan kaynaklanan davranış kalıpları,  kişinin özgürlük duygusunu tehdit eder ve sorumlu, rasyonel bir yetişkin olarak dış dünyada işlev görmesine engel olur.

Bu duygusal güvensizlik durumu, sindirim bozukluklarına ve lenf bezlerinde bozukluklara yol açabilir. Kadınlarda, rahim ve göğüs rahatsızlıkları görülebilir.

Olumlu  İfadesi

Fokal Ayın pozitif ifadesinde, kişi erken çocukluk koşullanmalarını anlamak için gerekli olan nesnelliği kazanmış olur. Muazzam bir duygusal enerji hazinesine sahiptir ve bu hazine ona,  artık hiçbir fonksiyonu olmayan davranış kalıplarını değiştirmek için gerekli motivasyonu verir. Kadınlarla olan ilişkiler, aile yaşamı ve evle ilgili konular, bu kişi için hala büyük bir önem taşıyacaktır ama artık bunlara, kendi duygusal ihtiyaçlarını karşılaması ve güvenliğini sağlaması için bel bağlamaz; kendi kendine bunları karşılayacak hale gelmiştir.  Gerçekte birey, kendi ebeveynlerinden görmediği bir biçimde, kendi içindeki çocuğu beslemeyi ve ona saygı duymayı öğrenmiştir. İçindeki mutsuz çocuğun ihtiyaçlarını görmezden gelmeden ya da onu şımartmadan, kişi, ona şefkatle ama kararlı bir şekilde davranır ve onu duygusal olarak sağlıklı bir yetişkin haline getirir.

Duygularla başa çıkmada kabiliyetli olduğundan, başkalarının hislerine de duyarlılıkla yanıt verir, problemlerini paylaşır ve onları, kendisine aşırı derecede bağımlı hale getirmeden, kendi kendilerine yetmeleri için cesaretlendirir. Gerçekten büyük ihtiyaç duyduğu zamanlarda, insanların ona göz kulak olmasını takdir edecektir ama onlara bağımlı hale gelip, çocukça davranmayacaktır.

Duygusal ve ailevi konularda yetenekli olduğundan, danışmanlık, günlük bakım, hemşirelik, evle ilgili işler, emlakçılık, çiftçilik ya da restoran gibi beslenme, bakım ile ilgili mesleklerde kendini mutlu hissedebilir. Her ne iş yaparsa yapsın, bireyde olağandışı bir hassasiyet,  “alıcılık” söz konusudur; bu da onu, toplumun gözü önünde aktif olarak çalışarak beslendiğini hissettiği bazı pozisyonlara sevk eder. Hem kendini besleme ihtiyacı hem de başkalarını besleme ve büyütme kapasitesi güçlüdür. İnsanların temel ihtiyaçlarını karşılamada, onların temel güvenliklerini sağlamada ve zayıfların haklarını korumada olağanüstü bir yetenek söz konusudur.

FOKAL MERKÜR

“Akıl yerli yerindedir,  kendi kendine bir Cehennemden bir Cennet, bir Cennetten de bir Cehennem yaratabilir” 

John Milton (İngiliz Şair ve Yazar)

Olumsuz ifadesi

Merkür fokal gezegen olduğunda, kişi enerjisini çok fazla ilgi alanıyla meşgul olarak ya da çok fazla insanla etkileşime girerek dağıtma eğilimindedir. Çevresinden gelen uyarımlara aşırı tepki verdiğinden, huzursuz, yerinde duramayan, sinirsel enerjisini boşaltmak için oradan oraya çıldırmış bir şekilde koşuşturan biri olabilir. Kişi durmadan düşüncelerini gözlemler, fakat onları etkili bir şekilde toparlayıp ifade edemeyebilir. Sık sık ayrıntılara saplanarak, önemsiz konularla ve işlerle meşgul olarak perspektifini kaybeder. Anlamsız konuşmalarla saatlerini harcayabilir, günlük hayatın ufak meseleleriyle, genellikle endişeler, korkular ve sağlık problemleriyle ilgili hiç durmadan konuşabilir. Sağlığı, gerçekten de stresinin kaynağı olabilir. Kişide sinirsel rahatsızlıklar, solunum problemleri, omuz ve kolların hareket kabiliyetleriyle ilgili bazı rahatsızlıklar görülebilir. 

Genellikle kişinin zekası uyarıcı ve meraklıdır, ama çok nadiren huzurludur. Analitik ve algılayan bir tarzda durmadan kendi düşünceleriyle meşguldür ve aktif olarak onu düşünmeye sevk eden, kışkırtıcı ve tartışmacı zihinsel meydan okumaların peşindedir. Eleştirel tutumu, ilişkilerinde yaşadığı problemin ana kaynağıdır. Yakın ilişkilerinde, davranışlarını rasyonalize etmeye çalışır. Kişi, eğer hayatı daha büyük bir derinlik ve algıyla kavramak istiyorsa, hisleriyle, içgüdüleriyle ve sezgisel tarafıyla bağlantıda kalmak zorundadır. Güncel olaylarla ilgili yüzeysel değerlendirmeleri oldukça zekice ve akıllıca olmasına rağmen, kavramlarını birleştirmesi için gereken ve onu dünyayla bir bütün hissetmesini sağlayacak olan anlayışın derinliğinden, sempatisinden çok uzaktır. Kişi düşünür, akla uydurur, eleştirir ve devamlı analiz eder. Sürekli konuşan düşüncelerini durduramaz, içsel sessizliğin tadını çıkaramaz ve bu yüzden de hislerinin sesini ve diğer bir insanı sessizce dinlemesi zordur. Mükemmeliyetçiliği, kelimelere ve düşüncelere kolayca kapılıp giden bir eğilimle bileşince, kendine ve etrafına sürekli olumsuz mesajlar veren bir yapıya işaret edebilir. İlişkilerinde kendini kopuk hisseder, çünkü sözsüz düzeyde ne kendisiyle ne de diğer insanla bağlantı kuramaz, onu tümüyle  deneyimleyip  kucaklayamaz. Mantık sınırları dışında kalan manevi ve soyut şeyleri kavramakta zorluk çekebilir. Kişi soyut bir gerçekliği kabul etse de, bunu kendisinin açıklayabileceği sınırlı ve somut terimlere indirgeme dürtüsüne engel olamaz.

Olumlu İfadesi

Kişi Fokal Merkür’ü doğru kullanmayı öğrendiğinde, ona saplanıp kalmadan günlük hayatın birçok ayrıntısıyla etkin şekilde baş edecektir. Hayatındaki her şeyi yerli yerinde algılamasına olanak sağlayan varoluşsal bir amaç edinecek, önceliklerinin farkında olacak ve perspektif duyusu geliştirecektir.  Farklı insanlarla etkileşime girebilme kabiliyeti, çok sayıdaki pratik becerileri ve engin bilgisiyle kişi, derinlikten yoksun olmayan bir çok yönlülük gösterecektir, çünkü bir seferde tek bir şeye odaklanabilen zihinsel bir disipline sahip olacak ve diğer bir konuya atlamadan ilk önce o konuda yetkinlik kazanacaktır. Sinirsel enerjisinin fazlalığından haberdardır, bu yüzden, birikmiş zihinsel zehirlerini temizlemek, kelimelerin ve düşüncelerin altındaki gerçeklikle uyum içinde olmak ve diğer insanları sessizce dinlemek için, sık sık dinlenecek ve meditasyon yapacaktır. Fiziksel aktivite kişinin zihin/beden ilişkisini kavraması, gönüllü olarak sağlığıyla ilgilenmesi, kendi hislerine ve başkalarının hislerine hassasiyet, kendi zihinsel fonksiyonuna açıklık ve derinlik getirecektir. Kişi her gün daha da fazla insanla bağlantı kurmak için, çılgın bir çaba içinde kendini dağıtmak zorunda kalmayacak, çünkü ilişkilerinin kalitesi derin ve tatmin edici olacaktır. Kişinin kendi zihinsel süreçlerine olan bilinçli yaklaşımı, onun kendisine verdiği negatif mesajları durdurmasına, zihninin ve bedeninin sağlıklı ve yapıcı bir şekilde işlev görmesine olanak sağlayacaktır. Birey ayrıntıları organize etme becerisinde iyi olmakla kalmayacak, aynı zamanda problem çözme becerilerini, el becerilerini ve günlük işlerdeki maharetini de kanıtlayabilecektir. Olumlu olarak işlev gören Merkür, kişinin konuşma ve yazma kabiliyetini, sözel becerilerini geliştirme isteğini artıracağından,  kişi, akıcı ve başarılı bir konuşmacı ve yazar olabilir. Editörlük, yazarlık, öğretmenlik, muhabirlik, kütüphanecilik, sekreterlik, matbaacılık ve resepsiyonistlik gibi  iletişimle ilgili  mesleklerde çalışarak büyük ölçüde doyum sağlayabilir. Kişi zihin/beden sağlığına olan ilgisinden dolayı sağlık sektöründe de çalışmayı seçebilir. 

FOKAL VENÜS

“Sevgiyi bulamadığınız yere,  siz kendiniz sevgi koyun ve orada sevgiyi bulacaksınız.St. John

Olumsuz İfadesi

Venüs Fokal gezegen olduğunda,  kişi aşırı derecede, kişisel ilişkilerine ve sevgi alışverişine odaklanır. Güçlü bir sosyal dürtü söz konusudur.   Yalnız kalmaktansa, tatmin olmadığı ilişkilere girmeyi ya da bu ilişkilerde kalmayı tercih eder. Aslında yakın ilişkilerinde kendisini sevgisiz, takdir edilmemiş, haksızlığa uğramış hisseder.  Genellikle,  kişinin kendi değerleri ve kendisine çektiği insanlar uyumlu değildir; bu da duygusal bir gerilim ve eşitsizlik duygusu yaratır. Kendi değerini takdir edememe söz konusu olduğundan ve insanlara duyduğu gerçek ve samimi sevgiyi içinde büyütmekten daha çok sevilmekle ilgilendiğinden,  kişi değer göremediği ya da değer vermediği dengesiz ve tatmin edici olmayan ilişkiler kurar.  Kendisine veremediği sevgiyi, kendisine verebileceğini düşündüğü birini ararken, bir partnerden diğerine savrulur.

Venüs, kişiye sevecen ve özverili bir görüntü verebilir ama bu görüntü genellikle yapmacıktır ve sadece yalnızlık korkusunu ve insanların sevgisini kazanma hevesini gizleyen bir maskedir.  Kişi, her zaman, çekici, uzlaşmacı, yardımsever olarak, anlaşmazlıklardan ve yüzleşmelerden kaçarak, sevilmek için çabalar ve diğerleri nasıl isterse öyle görünür.  “Ne pahasına olursa olsun barış” onun mottosudur. İnsanlarla olan bu harmoni illüzyonunu bozmamak için, yüzeysel bir ilişkinin bedelini  ödemeye hazırdır.  İlişkilerinde olası her türlü dinamik etkileşimin önünü tıkar. Kişi, fiziksel görünüşüne aşırı takıntılı bir şekilde,  kendini beğenmiş ve yüzeysel biri haline gelebilir.

Kişi ilişkilerinde doyuma ulaşamadığından, sürekli maddi kazanç peşinde koşan,  yemek yiyen, ya da bedensel zevklerin peşinde koşan, haz düşkünü biri haline gelebilir. Aç gözlü bir şekilde kendini şımartmaya eğilimi olduğundan,  pasifçe hayattaki tüm güzel şeylerin kucağına gelmesini bekleyebilir, hayatında yapmak zorunda olduğu kritik değişimleri başlatmakta tembellik gösterebilir.  Kendisinin gerçekten takdir edip değer vereceği insanları, koşulları ve deneyimleri çekmek ya da onların peşinden gitmek için gereken çabayı göstermek istemeyebilir. Hayata olan bu yaklaşımı, fiziksel olarak onu zayıflatır. Boğazda, salgı bezlerinde ve özellikle kadın cinsel organlarında rahatsızlıklara yol açabilir. 

Fokal Venüs, bireyi, bulunduğu sosyal ortamın değerlerinden kopuk ve yabancılaşmış biri de yapabilir.  Kişinin, diğerlerinden çok farklı bir ilişki perspektifi olduğundan, kişi direk olarak,  uyumlu ve rahat ilişkiler kuramayabilir.  Sıradan olan sosyal durumlarda bile,  kendisini garip ve yabancı hissedebilir. Mesafeli ve anti-sosyaldir.

Olumlu İfadesi

Kişi, fokal Venüs’ünü yapıcı bir şekilde ifade etmeyi öğrendiğinde,  kendini sevmeyi öğrendiğinden,  sevgiyi dışarıda aramaya daha az eğilimlidir.  Kendi iç güzelliğini deneyimleyen ve kendi başına kalmaktan zevk alan biri olarak,  ilişkilerini zenginleştirebilecek ve insanları, onların ihtiyaç ve isteklerinin bir yansıması haline gelmeden , – kendisi-  olarak memnun edebilecektir. İnsanlara gösterdiği ilgi ve sevgi gerçek ve samimi olacak çünkü öteki insanın güzelliğini deneyimleyecektir. Temel dürtüsü sadece sevgi kazanmak olmadan, kendi içsel kaynağından sevgi verebilecektir.

İlişkiler bu insan için hatırı sayılır bir şekilde önemlidir ama pozitif kullanımında, ilişkiler, bu kişi için tek tatmin kaynağı olmaktan çıkacaktır. Kişi, işinden, insanlardan, yalnızlığından ve boş zaman aktivitelerinden aldığı zevkleri de kapsayan dengeli bir hayatı yaşıyor olacaktır. Arkadaşlık ve yakın ilişkilerinde,  kendi değerinin farkında olarak,  daha seçici davranacaktır.  Fokal Venüs, kişiye insanların ihtiyaçlarını ve arzularını fark etmede, kendini güzel bir şekilde ifade etmede, kolaylıkla işbirliği yapmada, ilişkileri pürüzsüz ve rahat yürütmede doğal bir kabiliyet verir.  Diğer insanlarla olan rahatlık ve barış deneyimi,  insani çatışmaları reddeden,  yüzeysel bir harmoniden ibaret olmayacaktır çünkü birey,  gerektiğinde kendini ortaya koyabilecek,  duyarlı ve diplomatik bir çerçevede diğer insanla yüzleşebilecektir.

Fokal Venüs kişide,  ihtiyacı olan insanları ve deneyimlerine kendine çeken sosyal bir mıknatıs gibi çalışsa da,  kişi, pasif bir şekilde hayatın kendisine gelmesini beklemeyecektir.  Ya kişisel doyum ya da profesyonel kazanım olarak, kendini yaratıcı olarak ifade etme yolları bulacak ve artistik ilgi alanlarını geliştirecektir. Bahçe işleriyle uğraşarak, evde çiçek yetiştirerek ya da dekorasyon yaparak, bu güzelliklere katkıda bulunmak için çaba sarf edecektir.  Kişi halkla ilişkilerde, danışmanlıkta, sanatsal uğraşılarda, doğa, moda, mücevher ve iç mimari ile ilgili konularda başarılı olabilir.

Olumlu işleyen Venüs,  kişinin, bedensel zevkleri ve  sahip olduğu maddi varlıklarını, çılgınca para harcamadan, eğlence, içki alemleri yapmadan, tıka basa yemeden , küçük düşürücü cinsel deneyimler yaşamadan da takdir edebilmesini sağlayacaktır.  Kişi, paraya değil, onun hayatına getireceği kaliteli deneyimlere değer veren bir sistemine bağlı olarak kendi para kazanma gücünü geliştirecek ve maddi kaynaklarını yönetecektir.

FOKAL MARS

“Yaptığın her hamlenin bir önemi olduğunu öğrenmelisin. Çünkü – burada- çok kısa bir süre için var olacak ve her davranışının mucizeler yarattığına şahit olacaksın. Bir şeyi YAPMANIN sırrı,  ne zaman YAPMAMAK gerektiğini bilmektir.”  Carlos Castaneda 

Olumsuz İfadesi

Mars Fokal gezegen olduğunda, kişi aşırı derecede kendi arzularını tatmin etmekle uğraşır.  Başkalarının duygularına, isteklerine ve bakış açılarına kayıtsız ve kör bir şekilde, her şeyi kendi istediği yoldan yapmaya ve bunu elde etmek için çatışma çıkarmaya eğilimlidir. İddialı ve saldırgan tabiatı ve hayata egoist yaklaşımı, ilişkilerinde rekabet ve düşmanlığın ana kaynağıdır. Yakın ilişkilerinde düşüncesizce kendi isteklerini karşısındakine dayatabilir; bunu yaparken zalim, şiddetli ve sert davranabilir. Çok kolay gücenebildiği, kavga ve tartışmanın yarattığı heyecanı sevdiği ve sıcak ve yumuşak tarafını insanlara göstermek istemediği için, ilişkilerinde agresif ve kavgacı olabilir. 

Kişi, anında kendi arzularının tatmin edilmesini ister ve bunun olmaması kendisinde hayal kırıklığı yaratır. Cinsellik, bu kişi için hatırı sayılır bir önem taşır, çünkü can attığı heyecanı deneyimlemesine  ve enerjisini boşaltmasına olanak sağlar. Hayatın fiziksel ve cinsel yanına bu aşırı vurgu, çok fazla cinsel gerilim yarattığından,  kişinin cinsel fonksiyonlarında bazı rahatsızlıklara yol açabilir. 

Mars Fokal gezegen olduğunda, kişide hiperaktif ve telaşlı bir varoluş söz konusudur. Devamlı hareket halinde olabilen bu kişi, düşünmeden yeni aktivitelere başlayabilir. Kişi yönelimsizdir. Büyük bir hevesle başladığı işi bitirmeden, bir diğerine atlar. Bu da kendini dağıtmasına ve daha üretken bir şekilde kullanabileceği enerjisini boşa harcamasına neden olur. Devamlı kendi dürtülerinin peşinde ve oto kontrolsüz olduğundan, kazalara ve her an çıkabilecek kavgalara karşı açıktır. 

Kişi, bu konumda içindeki güçlü arzularını ve saldırganlığını bastırarak, hayata karşı devamlı savunmada kalan, kendi içsel geriliminden rahatsız olarak, yersiz ve uygun olmayan bir hedefe öfkesini yöneltebilir. Kendi arzularını tatmin ederken dolaylı ve pasif agresif bir eğilim de olabilir.

Bu disiplinsiz yaşam tarzı, fiziksel olarak kişiyi bir hayli etkileyebilir. Özellikle yanıklar, iltihaplar, ateşli hastalıklar ve aşırı kanama gibi durumlar görülebilir. Bu konum ayrıca, atardamarlarda, kas sisteminde, böbreküstü (adrenal) bezlerinde ve erkek cinsel organında rahatsızlıklara yol açabilir. 

Olumlu İfadesi

Kişi Mars enerjisini yapıcı bir tarzda kullanmayı öğrendiğinde, kendi değerlerinin ve önceliklerinin farkına varacak, dürtüselliğinin kurbanı olmak yerine, en derin arzularını gerçekleştirmek üzere harekete geçecektir. Enerjik, kendi kendini motive edebilen, hevesli ve aktif biri olarak, tüm enerjisini, onu dağıtmadan, asıl hedefiyle uyumlu olan aktivitelere verebilir. Kişi, yeni bir maceraya atılmadan önce, bunun felaketle sonuçlanabileceğini göz önüne alarak, düşünebilecek, anında tatmin olma isteğini erteleyerek gerilime dayanmayı öğrenecek ve bu engellenmiş enerjiyi sağlıklı fiziksel aktivitelere yöneltecektir. 

Kişi,  kendisine o an çekici gelen her projeye atlamamayı öğrendiği, iyi bir zamanlama bilinci ve sabır duygusu kazandığı için bir projeyi bitirmeyi sağlayan enerji kullanımının, anlık harcanan enerji miktarından daha fazlasını gerektirdiğini bilecektir. Bu yüzden başladığı her işi bitirme imkanı bulacaktır. 

Fokal Mars, güçlü iradeli ve bağımsız olarak kendi adına hareket edebilen, isteklerinin peşinden gidebilen birine işaret eder. Hayata karşı gözü pek, cesaretli bir duruş gösterir ve amaçlarını gerçekleştirmek üzere büyük bir atılganlıkla işe koyulur.  Kişi, olumlu kullanımında, kendi isteklerinin peşinden giderken, aynı zamanda kişisel ilişkilerinden sağladığı doyumu da takdir edebilecek ve diğer insanın iyiliğini de hesaba katacaktır.  Her ne kadar kendini güçlü ve direkt bir tarzda ortaya koysa da,  diğerlerinin üzerinde bırakabileceği etkiyi göz ününe alacak ve onların görüşlerini de almaya istekli olacaktır.  

Fokal  Mars, kişiye pasif agresif bir eğilim de verebileceğinden, olumlu ifadesinde kişinin bağımsız olarak kendi hayatının sorumluluğunu alması ve tam bir kendine yeterlilik geliştirmesi söz konusu olabilir. Enerjisini kararsızlık içinde harcamadan, dolaylı bir şekilde hareket etmeden, daha güçlü ve kararlı bir şekilde hayatın temposuna ayak uydurmayı öğrenecektir. Enerjisini ve kararlılığını,  uygun bir şekilde kanalize etme yollarını bulacaktır. 

Kişi, lider olabileceği pozisyonlarda, yeni projelerde öncülük etmede, bağımsız çalışabileceği pozisyonlarda rahat eder.  Kendini kolay ortaya koyabilen ve fiziksel aktiviteden zevk alan bir yapı söz konusu olduğundan,  el işçiliği,  mühendislik,  teknik konular, spor, polislik ve satış alanlarında başarılı olabilir.  

FOKAL JÜPİTER

“Kendi büyümemiz ve yükselişimiz, etrafımızdaki 

diğer insanları sararıp soldurmaz. Tam tersine, 

onları da aynısını yapmaya teşvik eder.”  Anais Nin

Olumsuz İfadesi

Jüpiter fokal gezegen olduğunda, kişi imkansızı elde edebileceği düşüncesindedir ve kendi kapasitesine olan inancı tamdır, bu yüzden kendini aşan vaatler vermeye ve boyundan büyük işleri üstlenmeye yatkındır.  Kişi kendinden çok emin ve kibirli bir yaklaşım sergileyebilir. Kör iyimserliği ve her zaman şansına güvenen gamsız tarzıyla, gelecekle ilgili konularda kötü bir muhakemeye sahip olabilir. Sıklıkla, o anki gerçekleri görmezden gelme söz konusudur ve kişi günlük, hali hazırda ilgilenilmesi gereken gerçeklerden yüz çevirerek, tüm dikkatini gelecek planlarına ve hayallerine verebilir. O anda çözülmesi gereken problemleri çözmeden de,  planlarını gerçekleştirme imkanı pek bulunmaz. Sadece zevk için değil, aynı zamanda günlük hayatın sorunlarından kaçmak için durmadan seyahat edebilir. Kişi ayrıca hayattaki gerekli ayrıntıları görmekte zorlanabilir ve hayatını düzene sokamayan, sorunlara pratik çözümler bulmakta zorlanan biri olabilir.

Fiziksel açıdan, hayata bu taşkın ve abartılı yaklaşım, kilo artışına, karaciğer rahatsızlıklarına yol açabilir. Psikolojik açıdan, bu dengesiz ve ölçüsüz durum, kişinin kendi deneyimlerine, aktivitelerine ve ilişkilerine kapılıp gitmesine neden olabilir. Genelde rahatına düşkün, tembel, abartılı ve savurgan bir yapı söz konusu olduğundan, kişi kendini zevk veren deneyimlerle tıka basa doldurarak, niceliği niteliğe tercih eder. Aynı şekilde, başkalarından da çok şey beklediğinden, insanların onun doymak bilmez istek ve ihtiyaçlarını tatmin etmesini bekleyebilir. Kişi almayı sevdiği kadar vermeyi de sevmesine rağmen, onun bu verici olma durumu, genellikle zorlama, lütufkar, aşırı müsamahakar ya da kendini beğenmiş, kibirli bir tarzdadır. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığını düşündüğü ya da kendinden aşağı gördüğü insanları iyilik yağmuruna tutarak  kendi egosunu şişirir.

Fokal Jüpiter kişiyi öğrendiklerini hazmetmeden ve günlük hayata uygulamayı öğrenmeden, hiç durmadan cevapların peşinde koşan ve arayışını sürdüren daimi bir öğrenci  ve araştırmacı yapabilir. Ya da her soruya cevabı olduğunu düşünen, her zor durumdan felsefe parçalayarak sıyrılmaya çalışan ukala bir eğilim de verebilir.  Kendini bilirkişi ilan edip vaaz vererek,  kendi doğrularını, dogmatik, aşırı ahlakçı ve kibirli bir şekilde öne sürebilir. Kişi, kendi öne sürdüğü bilgelik ve prensiplerle yaşamak için çok az bir çaba sarf eder ve büyük bir hevesle kendi inanç ve doğrularını  savunurken sağ duyudan ve sağlıklı bir hüküm verme duygusundan çok uzaktır.

Olumlu İfadesi

Kişi, Jüpiter’ini pozitif bir şekilde kullanmayı öğrendiğinde, öz güveni kendi içsel rehberine bağlı olarak geliştirdiği yeteneklerinden gelir. Kendi deneyimleri sonucu kazandığı kavrayış ve iç görüyü hayatın her arenasında uygulayabilir. Kişi bir zenginlik duygusuyla vermeye hazırdır ve başkalarını kendi ilham ve rehberliğine mecbur bırakmadan, onların kendi bilgeliklerini keşfetmelerine yardım edecek; hayatlarını zenginleştirecektir. Kendi doğrusuna bağlı kalsa bile, diğerlerinin de kendi doğrularını keşfetmelerine, onların peşinden gitmelerine izin verecek, onların iç görülerine saygı duyacaktır.

Kişi, durmadan hayattaki büyük anlamın peşinde olduğundan, doğal olarak hayata çok geniş ve felsefi bir perspektiften bakar. Jüpiter, olumlu kullanımında, kişiye mümkün mertebe kendi belirlediği sınırlar dahilinde işlev gösterme kabiliyeti sağlayacaktır, çünkü kendisinin tamamen inandığı bir amaca bağlanmaktan kaynaklanan içsel özgürlüğü deneyimleyecektir. Bunu yaparken, karşısına çıkan her yolu kör bir şekilde takip etmekten ziyade, her yolu dikkatle inceleyecek ve kendi içsel  rehberliğinin eşliğinde bir yola çıkacaktır. Kişi büyümenin kontrolsüz bir şekilde çevresinde bulduğu her hücreyi yutan bir kanser gibi, sınırsız bir çoğalma olmadığını, deneyimin çokluğundan çok kalitesinin önemli olduğunu öğrenecektir. Hep arayacak ve daimi bir öğrenci olacaktır, ama bu durmadan oradan oraya savrulduğu bir yolculuktan çok, öğrendiklerini hazmetmek ve keşfettiği şeylerin tadını çıkarmak için sessiz zamanlar yarattığı, soluklandığı bir yolculuk olacaktır.

Bireyin hayata yaklaşımı pozitif ve iyimserdir, ama bu iyimserlik kişinin boş vaatlerde bulunmadan ve kendi kapasitesini aşmadan yeni deneyimlere yelken açabilmesini sağlayan gerçekçi bir iyimserliktir. Kendisinin ve başkalarının sınırlarının farkında olacaktır. Kendi içsel zenginliğine bağlı kaldığı ve oradan verdiği sürece, ruhsal, duygusal ,entelektüel ve maddi yönden zenginliği kendine çekecektir. Hayat onu, kendi topluluğunda ve çevresinde etik, eğitimsel, politik ve spiritüel konularda bir konuşmacı ya da öğretmen rollerini üstlendiği durumlara iter. Kişi profesyonel olarak, psikoloji, hukuk, yayıncılık, eğitim ve din ile ilgili mesleklerde başarılı olabilir. Seyahat edebildiği,  öğretebildiği,  danışmanlık yapabildiği ve yükselme kapasitesi olan her iş alanında mutlu olabilir.  

FOKAL SATÜRN

“ Kendi üzerine ışık ol, kendi kendine sığınak ol… 

Kendinden başka kimsede bir mülteci olma… Upanişadlar 

Olumsuz İfadesi

Satürn,  fokal gezegeni olduğunda, kişi, kendine karşı sert ve olumsuz tutumları ve kendi kendine fazla sorumluluk yüklemesi nedeniyle, dönem dönem depresyona girmeye eğilimli olabilir. Sıklıkla kendini endişe, korku, yalnızlık ve suçluluk duygularıyla boğuşurken bulabilir. Hayata karşı kötümser duruşu nedeniyle, kendi içine çekilme, duygularını sıkı bir kontrol altında tutma, devamlı savunmada kalma, aşırı derecede çekingen olma,  insanlara olan güvensizlikten kaynaklanan yakınlaşma sorunları söz konusudur. Kişi, savunmasız kalmaktan korktuğundan, kendini korumaya alır, bunu yaparken insanları da kontrol altında tutmaya çalışabilir. Somut başarılar kazanmak için hiç durmadan çalışma ve başarı kazanma söz konusudur. Kişi, kendine aşırı yüklenen ve  mükemmeliyetçi bir yapıya sahip olduğundan, kendi beklentilerini bile karşılamakta başarısız olabilir. Babayla olan sorunlu ve gergin bir ilişki nedeniyle, kişi başarılı olabileceğini herkese kanıtlamaya çalışsa bile, kendiyle barışık olamayan yapısı yüzünden, en büyük başarılar bile ona çok az bir mutluluk getirir.

Duygularını ve çevresini kontrol etmekte ustalaşma arzusu, kişinin kendine olduğu gibi başkalarına da aynı acımasızlıkla davranmasına neden olabilir.  Diğerlerinin duygu ve ihtiyaçlarına duyarsız, soğuk ve katı bir şekilde her türlü sıcak etkileşimden kaçarak etrafını demir bir yumrukla yönetmeye çalışabilir.  Bir işkolik olarak, kendini tüm yakın ilişkilerden ve yaratıcı aktivitelerden uzak tutarak,  hayatını sadece iş çevresi ve maddi güvenceyle sınırlayabilir. 

Kişi, ilişkilerinde yakınlaşma korkusundan dolayı aşırı temkinlidir. Sadece birkaç insana odaklanarak, uzun vadeli arkadaşlıklar ve ilişkiler kurmaya eğilimi olmasına rağmen, kişisel temaslarında derinlik ve zenginliğin yerine,  güvenliği ve düzeni tercih eder. Sonuç olarak, kişi sürekli kendini tatminsiz ve mahrum bırakılmış hisseder ve daha da çok işine sarılmaya başlar. Kendini ne kadar sınırlandırırsa, o kadar melankolik, sevgi verme- alma konusunda yetersiz ve içsel huzurdan yoksun hisseder. 

Hayata bu katı tutumu, sırt–bel, deri, dizler, eklemler ve dişlerle ilgili, fiziksel düzeyde birçok rahatsızlıkla karşılaşmasına neden olabilir.

Olumlu İfadesi

Fokal Satürn hayatta koyduğu uzun süreli hedeflere giderken, ciddi, kararlı, pratik, disiplinli, oto kontrollü ve gerçekçi bir yaklaşım sergileyen birine işaret eder. Bu kişi, planlama ve zamanlamada ustadır ve hayat onu, olgunluk ve sabrın bilgeliğini anlamak üzere devamlı sınar. Fokal Satürn’ün olumlu kullanımında, kişi başarma ihtiyacı ve başarılarını başkalarına kanıtlama ihtiyacı duymaksızın, gayretle çalışacak ve başarılarının tadını çıkaracaktır. Kişi, rutinlerini, görevlerini ve taahhütlerini kendisi seçerek,  enerjisini kendi için önemli olan alanlara kanalize edecektir. Kendisi için anlam ifade etmeyen görevleri üstlenmeyi reddedecek ve kendi bilincine, vicdanına ve değerlerine bağlı kalarak, hayatını net bir şekilde belirlenmiş bir – öncelikler- sistemi etrafında organize etmeye başlayacaktır. Böylelikle kişi bilecektir ki, tırmandığı her dağ tırmanmaya değerdir ve diğer alternatiflerle dikkatini dağıtmadan, üstlendiği görev tamamlanana kadar, kişi büyük bir sabır, azim, konsantrasyon, cesaret ve keskin bir zamanlama duygusu ile karşılaştığı her bir engeli aşacaktır. Ayrıca hayatın diğer kısmından kendini mahrum bırakmadan, profesyonel hedeflerine ulaşma sürecinde tatmin olacaktır. Bu kişi, dış dünyanın sunduğu güvenlik yapılarından ziyade, kendi içinde sağlam temelli bir yapı oluşturacaktır.  

Endişe, korku ve yalnızlık duygularını bastırmadan ya da onların kendisini yönetmesine izin vermeden, onlarla başa çıkmayı öğrenecektir. Duygularıyla bağlantı kurmayı öğrendiğinde, hayat üzerindeki kontrolünü de arttırdığını görecek; kendi acılarını inkar etmeyi bıraktığından, başkalarının acılarına da duyarlı hale gelecektir. Kendi zayıflıklarını paylaşmanın, onları saklamaktan daha büyük bir güç gerektirdiğini görecek ve duygusal, fiziksel, zihinsel ve ruhsal düzeyde ilişkiler kurabilecektir. Kişinin, hayattan ve kendisinden yüksek ama gerçekçi beklentileri olsa da, değerli bir insan olduğunun bilinciyle, kendi yetersizliklerini kabul edecek ve hatalarını affedecektir.

Uzun soluklu her hedef için normalin üzerinde bir organize etme, planlama ve formüle etme kapasitesi söz konusu olduğundan, bu iş dünyasında başarı getiren bir pozisyondur. Kişi, idari işlerde, hükümet işlerinde, emlakçılık alanında, özerk olarak çalışabildiği, sorumluluk alabildiği her alanda başarıya ulaşabilir. 

FOKAL URANÜS

“Bir sınıra gel ve bunu aş. Bir sınıra gel ve tekrar bunu aş. Tek güvenliğimiz, değişebilme kapasitemizdir.” John Lilly 

Olumsuz İfadesi

Uranüs, Fokal gezegen olduğunda, kişi alışılmadık, dramatik, heyecanlı ve genellikle yıkıcı durumlara ve aktivitelere çekilir. Aşırı derecede bir heyecan arzusundadır ve uç noktalarda yaşamak ister. Hayatında aniden ve açıklanamayan bir şekilde değişiklikler yaparak kendisinin ve ilişkilerinin dengesini bozma eğilimindedir. Fokal Uranüs, normalin üzerinde bir kapasiteyle, bireyin sinirsel–elektriksel bir gerilimle dolmasına yol açtığından, birey aşırı sinirlilik halinin yıkıcı ve şiddetli bir tarzda ortaya çıkmaması için, yoğun miktarda uyarıcı zihinsel boşalıma ihtiyaç duyar. Kendi eşsiz ideal ve isteklerini gerçekleştirmek üzere çıktığı yolda önüne çıkan her şeyi kırmak ve parçalamak dürtüsü son derece güçlüdür ve kontrol edilmesi gerekir. Bu çılgın yaşama tarzı ve psikolojik dengesizlik, sinirsel bozukluklara ve vücutta kramplara ve kasılmalara yol açar.

Kişi, diğerlerinden farklı olma ihtiyacı içinde olduğundan, sosyal olarak uyumsuzdur. Sonuç olarak, normal olarak algılanan her davranıştan kaçınarak, bir çok insanın tuhaf ve ekzantrik olarak değerlendireceği bir hayat tarzını sürdürmeyi tercih eder. Kişi, sadece isyan etmek için isyan etmez aynı zamanda, onu bu karşıt duruşu, diğerlerini şok etmesine yarayan ve kendinin diğerlerinden daha iyi ve eşsiz bir insan olduğu inancını da destekler.

Kişinin, kendi yasalarıyla yaşaması gerekir ama kişi, tüm hayatını sadece başkalarının isteklerinin tam tersi bir yönde sürdürmeye çabaladığından, aslında kendi doğasının yasalarını da keşfedebilmiş değildir. Sonuç olarak,  sadece kendi dürtülerinin peşinden gitmeyi, her kurala karşı çıkmayı, öngörülemez, sorumsuz ve güvenilmez bir tarzda hareket etmeyi özgürlük olarak nitelendirir. Ama kendine biçtiği özgürlük yetkisi, başkalarının özgürlüklerini ihlal edebilir; tutarsız ve değişken davranışları başkalarının denge ve kararlılığını bozabilir. Her türlü kısıtlamaya olan karşı çıkışı, kişinin, değer verdiği bir insana ya da aktiviteye bağlanmasını zorlaştırır. Kişi, insanların ondan istediklerini gerçekleştirmek adına, kendi zaman ve enerjisinden gitmesine tahammül edemez; çok az kişi, onun bu şahsına münhasır tutumuna anlayış göstereceğinden, kişisel ilişkilerinde mesafeli durmayı tercih edebilir. Kendisinin bağlanamadığı ya da kendisi gibi bağlanma sorunu olan insanlara çekilerek birçok kopma ve ayrılık deneyimleyecektir.

Kişi, humanist olduğunu iddia eder, ama ne kendisini ne de insanlığı sevmesi olasıdır. Onun fanatik doğası, uygulanabilir olmaktan çok uzak olan radikal düşüncelere ve davalara yönelmesine neden olur. Ama bu durum genellikle, yapıcı ve kalıcı bir değişimin temellerini atmaktan çok, bazı bilinen yapıların yıkılmasına neden olabilir.

Olumlu İfadesi

Uranüs’ün olumlu kullanımında, kişi tam bir birey olacak; kendi eşsiz ve bilinen modellerden farklı yolunu takip edecektir. Ama bunu yaparken başkalarının ihtiyaçlarına saygı duyacak ve kalıcı ilişkiler kurmayı başarabilecektir. Özgür olduğu kadar insanlara da bağlı kaldığında da, bunun onun refah ve mutluluğuna nasıl katkıda bulunduğunu fark edecektir. Başkalarının kendini gerçekleştirmelerine ve bireyliklerini ifade etmelerine yardım edebilecektir. Sadece yoksul ve mazlumların haklarını savunmakla kalmayıp, kişisel ilişkilerinde de hoşgörü ve sıcaklık geliştirerek tüm insanlığın dostu olacaktır. Kişi, başkalarından farklı olduğunu her zaman bilse de, farklı olmanın en az uyumlu olmak kadar bağlayıcı ve sınırlayıcı olduğunu bilecektir. 

Kendi içsel yasalarına bağlı olarak, kendini çevresine uyum sağlama ya da kendi yolunda gitme konusunda özgür hissedecektir. Orijinal ve deneysel bir düşünür olarak, kişi cesaretle kendini yeni fikirlere açarken, aynı zamanda eski ama yararlı olan fikir ve yapılara da önem verecektir. Bu birey, doğuştan insancıldır.  Psikolojik ve sosyal reformları destekler; değişimin peşinden giden biri olarak, kendini bir dava veya harekete adarken geçerli ve uygulanabilir bir şeyle değiştirmeden eskiyi yıkmaya çalışmayacaktır.

Bu manyetik birey, diğer insanları algılamada bir hayli sezgisel olabilir. Bu iç görü yeteneğini, başkalarının yaşamlarını radikal bir şekilde değiştirebilen bir tarzda kullanabilir. Psikolog, astrolog, mucit, bilim adamı, teknisyen olabilir. Eski düşünce kalıplarını, insan bilincini özgürleştirmek adına değiştirebilecek, bu anlamda etrafındaki insanlar için bir uyandırıcı görevi görecektir. Kişinin değişim hedefi, aslında kendi içsel kimliğidir. Bu yüzden gerçek devrimin, içsel bir devrim olduğunun farkına varacaktır. Bireyin, kendi yasaları olacak ve bu yasalar onun içsel özgürlük duygusunu geliştirmekle kalmayacak, aynı zamanda yapıların, sınırların ve bağlılıkların da kendi seçimi olduğunu kavrayacaktır. Kişi kendi ruhsal özgürlüğünü deneyimlediği zaman, başkalarına durmadan kendi özgürlük ihtiyacını dayatan biri olmayacak;  başkalarının istek ve iradelerine de saygı duyacak ve onları da düşünecektir. 

Değişimin gezegeni Uranüs, hayatta beklenmedik durumlarla nasıl başa çıkılabileceğini öğretmekle kalmaz, hayatınızı altüst eden değişimlerin zamanla anlam kazanacağı inancını da geliştirmemizi sağlar. Kişi, dışsal güvenlik yapılarına güvenmez; kendi içsel temeline güvenir. Bu yüzden, ilişkiler, işler, sahip oldukları pat diye gittiğinde kendini kaybetmez. Güvensizlik ve emniyetsizlik duygusunu tam olarak kabullenir ve bu kabulleniş onun tek güvenliği olur.

FOKAL NEPTÜN

“İnsanın içinde, bütünün ruhu vardır; bilge bir sessizlik; her bir zerresinin eşit olarak birbiriyle bağlı olduğu evrensel bir güzellik; sonsuzluk… Sadece o Bilgeliğin vizyonuyla çağların horoskopu okunabilir ve bize ne söylediği anlaşılabilir.”  Ralph Waldo Emerson 

Olumsuz İfadesi

Neptün kişinin fokal gezegeni olduğunda, birey genellikle kendi yarattığı hayal dünyasında kaybolmaya eğilimlidir. İllüzyonlar, hayallar ve gerçekçi olmayan beklenti ve özlemlerle sürüklenerek, ciddi bir enerji yatırımı gerektiren günlük hayatın gerçekliklerinden kaçar.  Bir ideali gerçekleştirmek yerine, onunla ilgili fanteziler kurarak mutluluk arar. 

Kişinin hassas ve kırılgan bir doğası vardır. Günlük hayatın zorluklarıyla başa çıkmasını sağlayacak sağlıklı bir ego yapısı olmayabilir. Sıradan gerçeklikler kişiye çok zahmetli ve zor gelebilir. Bu durumda, kendini kandırma ve kaçış temaları görülür.  Kişide, objektif bir şekilde yüzleşilmesi gereken psikolojik zayıflıklar ve kör noktalar olduğundan ilişkilerinde ihtiyaçlarını açıkça ifade etmesi ve sınırlarını belirlemesi önemlidir. Kişinin ilişkilerindeki doğal eğilimi, insanları ve durumları aşırı idealist bir tarzda algılayarak, kendi görüşünü bile bulanıklaştırıp, onları farklı bir renge boyamasıdır. İnsanların kusurlu yanlarını görmek istemeyebilir.  Pasif bir şekilde, kendi ruhunun süzgecinden geçirmeden, başkalarının duygu ve düşüncelerini emer. Aşırı duyarlı bir yapı söz konusu olduğundan, sindirebileceğinden daha fazla şeyi algılar. Bu yüzden, açık ve net bir şekilde düşünemeden, gerçeği fanteziden, kendi duygu ve düşüncelerini diğer insanların duygu ve düşüncelerinden ayıramadan devamlı bir sis içinde yürür. Sonuç olarak kararlı hareket edemez ve kendini felç olmuş hisseder.  Kişi kendiyle ilgili net olamadığı ve kendini ifade etmekte zorluk çektiği için, hem kendini hem de başkalarını kandırmaya yatkındır.  Bu pasiflik, onu madde bağımlılığı ve alkolizme kadar götürebildiği gibi,  duygularına çekici gelen bir hareket ya da akıma kendisini körce adamasına da yol açabilir. 

Kişi insanlarla –bir- olduğuna inandığından, kendini, aşırı uysal davrandığı ve bu yüzden sömürüldüğü asalak ilişkiler içinde bulabilir. Bir işe, bir amaca ya da bir insana kendini adayarak, ne kadar özverili olduğunu kanıtlamak ister. İlişkilerinde kurban-kurtarıcı rolleri mevzu bahistir. Karşısındaki kişi özverisini takdir etmediğinde ya da o kişi idealindeki gibi iyi olmadığında hayal kırıklığına uğrar. 

Fokal Neptün sağlığı olumsuz etkileyebilir. Yiyeceklere ve ilaçlara aşırı duyarlılık, klasik yöntemlerle tedavi edilemeyen ya da teşhis bile edilemeyen psikosomatik hastalıklar görülebilir.

Olumlu İfadesi

Neptün’ün olumlu ifadesinde kişi, içindeki ışığın kaynağıyla bağlantıya geçerek ve kendi merkezini bularak, etrafındaki sisi nasıl dağıtacağını bilir. Doğal bir mistik olarak, sıklıkla meditasyon yapacak, evrenle olan bütünlüğünü, birlik duygusunu deneyimleyerek aydınlandığı anlar yaşayacak ve böylelikle inancını daha da derinleştirerek,  etrafına ilham ve şifa veren biri haline gelecektir. Günlük detaylarda bile ilham bulabilecek çünkü ruhaniyet, onun için artık günlük hayatın dışında bir şey olmayacak; bunu yaşamının günlük sıradan detaylarında da bulabilecektir. Ruhani konularla ilgilenmese bile, sosyal hizmetlerde ve sanatsal alanlarda kendine bir amaç edinebilir. Yoksullara, hastalara ve muhtaçlara yardım ederek, insanlığa hizmet edebilecektir. Müzik, edebiyat, sinema ve fotoğrafçılık alanlarında kişi yaratıcı enerjisini kanalize ederek, üzerinde sürekli kalan ve ifade edilmeyen enerjinin ruhuna hasar vermesini önleyebilir. 

Vizyon sahibi biri olarak, dış dünyada olacak olaylarda yapıcı bir etkiye sahip olabilen canlı ve olumlu düşünce formları yaratarak, , hayal gücünü,  kendinin ve başkalarının hayrına kullanabilir. Sınırsız hayal dünyasının bir kurbanı olmaktan ziyade, kişi her vizyonu ve her yönü gerçeğin ışında değerlendirecek;  önüne gelen her dalgaya teslim olmayacak, duygusal yatırım yapmadan, taahhütte bulunmadan önce her davayı, her akımı ve her ilişkiyi önceden değerlendirecektir.  Kendi içsel vizyonu ve rehberiyle uyumlu ve uygulanabilir,  gerçekçi yollara kendini adayacak. Özel ve iş yaşamında,  kişi insanlara bağımlılık geliştirmeden kabullenici ve merhametli olacaktır.  Aşkta,  karşısına çıkan her kişinin ruh eşi olduğunu inanarak kendini kandırmayacak çünkü kişi,  kendini yüksek boyutta bir sevgiyle sevecek ve kurduğu bağlar derin, sağlam, ruhu canlandıran ve karşılıklı olarak güçlendiren bir tarzda olacaktır. 

Kişi,  ruhani ve aşırı hassas doğasını farkında olduğundan, onu psikolojik olarak zehirleyen ya da negatif enerji veren insanlarla görüşmekten kaçınarak kendini korumayı öğrenecektir. Kişi sessizlik ve meditasyonla hem kendi duygularıyla bağlantı kuracak hem de evrenin akışının farkındalığıyla aydınlanma ve berraklığa kavuşacaktır.  

FOKAL PLUTO

“ Bütün tanrılar ve şeytanlar, karanlık ve aydınlığın tüm güçleri içimizdedir. Ölüm Lordunun diyarını fethetmek isteyenler, onunla hayatın tam orta yerinde tanışmak zorunda kalacaklardır.” Lama Govinda 

Olumsuz İfadesi

Fokal Pluto, fırtınalı ruhunu ve iç dünyasını diğer insanların görmesine izin vermeyen, uzak ve gizliliği seven birine işaret eder. Kişinin içindeki savaş öylesine yoğundur ki ya kendi istek ve tutkularını bastırarak minimal bir enerjiyle yaşar ya da bir volkan gibi patlayarak zalim ve yıkıcı davranışlar sergiler. Kişi, içindeki kargaşa ve gürültüyü tamamen salıverdiğinde, kendi arzularını acımasızca tatmin etmek ister.  Cinsel veya maddi, parasal takıntıların kölesi haline gelebilir, ona zarar veren insanlardan intikam alma peşine düşebilir, keskin algılayışı ve sezgisiyle kendi ihtiyaçları ve çıkarları için insanları kullanabilir, onları manipüle edebilir.

Kişi, uçlarda yaşar. Bir yanda, arzuları konusunda inatçı olduğundan amaçlarını gerçekleştirmek için gücü, manipülasyonu ve yıkıcı yöntemleri kullanmak isterken diğer yandan da insanları kontrol etmek adına  gücü kötüye kullanma dürtüsünden de temizlenmek ister. İki uç arasında gidip gelirken en sonunda birinin onu ele geçirmesine izin verir. Genellikle, kolayca karanlık güçler tarafından ele geçirilir. Bastırılmış yoğun enerjisine uygun bir çıkış bulamadığından ya da bunu istemediğinden, bu enerjinin onu uçlara götürmesine izin verir. Hayata olan yaklaşımı ya hep ya hiçtir ve her deneyim onun için yoğun ve dönüştürücüdür. Dünyaya siyah ve beyaz gözlüklerle baktığından, ne kendini ne de başkalarını kabullenemez. Bu kişinin yargısı katı ve kesindir. Kendi istekleri ve algısıyla bağdaşmayan her şey ve her insan şiddetli bir değişime zorlanır. Kişi, iç dünyasına kimseyi almaz. İlişkilerinde anlaşılmaz, kafa karıştırıcı ve gizemlidir. Ya aşırı derecede uzak bir duruş ve duygusal öz denetim söz konusudur ya da aşırı derecede tutkulu, sahiplenici ve yoğundur. Kişi, içindeki bu güçleri anlamaya çalışırken bir yandan kendiyle savaşıyordur. İçinde ayaklanan şeytanları kontrol etmekte çaresiz ve güçsüz kaldığından, gücü başkalarını üzerinde kullanmaya çalışır. Ama kişinin bu çabası etkisizdir çünkü her ne kadar başkalarını kontrol etmekte başarılı olsa da, hala kendi ruhunun insafına kalmıştır. 

Olumlu İfadesi

Kişi, Pluto enerjisini dizginleyip olumlu kanalize etmeyi öğrendiğinde, karanlığı tam içinde hala hissetse de bunun onu bozmasına ya da ele geçirmesine izin vermeyecektir. Bu ilkel güçlerle bağlantı kurup onları kabullenmesiyle kişi sınırsız bir kişisel güç kaynağından faydalandığının farkına varacak, büyük krizlerin üstesinden gelecek, cesaretsiz ve tükenmiş hissettiğinde kendini yenileyebilecek, enerjisini ve bağlılığını gerektiren her aktivite ve ilişkiye tam olarak kendini verebilecektir. 

Kendi varoluşunun çekirdeğindeki enerjiyi boşalttığında, yıkıcı bir şekilde patlamalar yaşamayacak aksine o enerjiyi tutmayı bilerek, yapıcı bir aktiviteye dönüştürebilecektir.  

Kendi ruhunun karanlıklarına korkusuzca dalabilme yeteneği olduğu için, kişi başkalarına duygusal  çatışma ve krizlerin üstesinden gelme konusunda yardım edebilecektir. Kişi kendi gölgesini tanıdığından, diğer insanların gölgelerinde de korkmayacak; insanların karanlık yanlarını kabullenebilmesi ise, insanların da kendilerini kabullenmesine, kendi içlerindeki büyük güç kaynağıyla temas etmelerine ve karanlıklarını ışığa dönüştürmelerine yol açacaktır. Kendi içindeki güçle bağlantıda olan kişi, başkalarının üzerinde güç kullanmaya çalışmayacak, onların üzerindeki etkisinin farkında olmasına rağmen,  kendi çıkarları için onları manipüle etmeye çalışmayacaktır. Kişinin etkisi, şifalandırıcı ve nüfuz edicidir. Kendi içindeki derinliklere inebildiğinden, başkalarının derinliklerine de inebilecek; doğuştan bir detektif olarak hayatın ve insanların karmaşık gizemlerini çözebilecektir.

Yüzeydeki her şeyin altındakini görme ve sondajlama isteği, onu iyi bir detektif, arkeolog,  fizikçi, okültist yapabilir. Aynı zamanda, başkalarının maddi kaynaklarını idare etme yeteneği olduğundan, bankacı, sigortacı ve ya bağış, fon sağlayıcı olabilir. Duygusal, fiziksel ve entelektüel kaynaklarla çalışmakta becerisi olduğu için, psikolog, doktor, araştırmacı ve editör olabilir. Ayrıca ölüm ve hastalıkla cesaretle yüzleşebildiği için, ölülerle ya da ölmekte olan insanlarla çalışabilen nadir insanlardan biridir. 

Kişi yoğun ve derin bir şekilde yaşayacaktır. Ve hayatında, her seferinde ölüp yeniden dirildiği dönüşüm süreçleri yaşayacak; bu deneyimler kişiyi yerle bir etse de her seferinde kişi, kendi içindeki şifalandırıcı enerjiler sayesinde daha da güçlenmiş olarak yeni bir hayata başlayacaktır.

Kaynaklar :

Bil Tierney,  Dynamics Of Aspect Analysis,  CRCS Publications,  1983

Barış İlhan,  Astroloji Dersleri, Barış İlhan Yayınevi, 2014

Close