Geçen sayımızda yıldızlar hakkında genel bir bilgi vermiştik. Bu ay da yıldızlar konusunu işlemeye devam edip onların renklerini inceleyeceğiz. Böylece yıldızlar hakkında yavaş yavaş daha çok şeyi öğrenmeye devam edeceğiz. Çünkü yıldızlar konusu çok geniş ve kapsamlı bir konu. Kolaydan başlayıp daha detaylara indikçe evren hakkındaki bilgimiz de artacak ve bilinenlerin ışığında baktığımızda daha bilinmeyen ve çözülmeyi bekleyen ne kadar çok şey olduğunu göreceğiz.
Yüzyıllar boyu, özellikle yeryüzündeki yaşamın süreleriyle karşılaştırıldığında, yıldızlar kalıcılığı simgelemişlerdir. Ama çağdaş astronomlar hiçbir şeyin gerçek anlamda kalıcı olmadığını farkettiler.
19.yy da yakın yıldızların uzaklıkları doğrudan ölçüldüğünde, astronomlar bazı yıldızların aynı uzaklıktaki diğerlerinden daha parlak göründüğünü buldular. Ve böylece bütün yıldızların aynı olmadığı sonucuna vardılar. Yıldızlar, tıpkı elektrik ampulleri gibi çeşitli ışıma güçlerinde olabiliyorlardı. Renkleri de birbirlerinden farklıydı.
1911-1913 yıllarında birbirlerinde habersiz olarak Danimarkalı astronom Ejnar Hertzprung ve Amerikalı astronom Henry Noris Russel yıldızlar hakkında basit ama çok önemli bir gerçeği keşfettiler. Hertzprung ve Russel yakın yıldızları, renkleri bir eksende, ışıma güçleri diğer eksende olmak üzere bir diyagrama yerleştirdiklerinde yıldızlardan çoğunun diyagonal bir bant boyunca yer aldıklarını gördüler. Başka bir deyişle, yıldızların renkleri ve ışıma güçleri arasında kesin bir ilişki vardı: Işıma gücü daha yüksek yıldızların renkleri de daha mavimsiydi. Yıldızların renklerine etki eden en önemli faktör, kütleleridir. Büyük kütleli yıldızlar daha mavimsi ve yüksek ışıma gücüne sahip, küçük kütleli yıldızlar ise daha kırmızımsı ve sönüktürler.
Renk, sıcaklıkla doğrudan ilişkili olduğu için önemlidir. Tüm sıcak cisimler, yıldızlar da dahil olmak üzere, elektromanyetik ışınım yayarlar ve bu ışınımın rengi cismin sıcaklığı tarafından belirlenir. Örneğin, 7000 0C sıcaklık mor ışık, 3500 0C sıcaklık kırmızı ışık üretir ( 7000 dereceden daha yüksek sıcaklıklar mor-ötesi ışınım, X-ışınları ve Gamma ışınları; 3500 dereceden daha düşük sıcaklıklar ise Kızılötesi ışınım ve Radyo dalgaları üretirler ). Bir yıldızın rengini saptadığınızda onun yüzey sıcaklığını da saptamış olursunuz.
Hazırlayan: İLKER EM
Kaynak: Yıldızların Zamanı – Time For The Stars, Alan Lightman
Tübitak Popüler Bilim Kitapları